Ayhan ONGUN
2011 in son günü gelen acı haber herkes gibi beni de yüreğimden vurdu. Bu ruh haliyle akşam hiçbir yere çıkmayıp, evde oturmayı tercih ettim. İki okkalı dublenin etkisiyle de koltukla uzanmış yorgun bedenimi dinlendirirken evin girişindeki camlı kapıya vurdu birileri. Üstelik de trompet çalar gibi ritmik vuruşlarla.
Karanlıkta kimseyi seçemeyince ışığı yaktım ki ne göreyim, iki arka ayağı üzerinde yükselmiş, ön ayaklarıyla cama vuran bir beyaz kedi.
Doğrusunu söylemek gerekirse, her ne kadar hayvanları sevsem de bire bir hiçbir hayvana özel bir yakınlığım, sahiplenmişliğim olmamıştı. Daha da ötesi, hayvanlara çok aşırı düşkün insanları da biraz abartılı bulurdum hep.
Sağanak yağan yağmura inat neşesinden hiçbir şey kaybetmeyen ve ısrarla ilgi bekleyen bu kedi de büyük olasılıkla yazın Bodrum’a gelip hayvan sevgisini bu kedinin üzerinden yaşayan ve nasıl bir sevgiyse, giderken de sokağa bırakan o hayvansever! bayanların birinden kalmaydı.
İki gündür gökyüzünü kaplayan kara bulutların aksine maviye çalar gri gözleriyle beni kendisine öyle bir bağladı ki, ben bile kendime inanamadım.
Bu nasıl bir duygu, nasıl bir bağlılık, gerçekten anlatmakta zorlanıyorum. Daha önceleri de ara sıra sokakta, kapı önünde falan görmüşlüğüm vardı ama sanki ilk kez tanıyormuşum gibi onu incelemeye, yakınlaşmaya çalıştım.
Yağmur giderek şiddetini artırmıştı ve benim koyduğum adıyla Pamuk Kedi sığınacak bir yer, sahiplenecek birini bulmanın hazzıyla pek bir mutlu, kendini sevdirmek için olmadık şaklabanlıklar yapıyordu.
Pamuğa biraz süt, kendime de sütlü bir neskafe hazırlamıştım ki, önce gök gürültüsü sandığım bir sesle Pamuk kedi olduğu yerde sindi, başını gövdesine doğru çekip, yumdu gözlerini. Korkmuştu zavallı hayvan Bodrum semalarını aydınlatan havai fişeklerin gürültüsünden.
Burada yağmur ve mevsim normallerinin üzerinde soğuk varsa şimdi Uludere’ ye, Van’ a kar yağıyordur mutlaka. Deprem çadırlarında soğukta titreyen bebeler, Günyazı’ da bir operasyon kazası’ nda yitip giden otuz beş cana ağıt yakan analar ve Bodrum’ da gökyüzünü aydınlatan havai fişeklerin eşliğinde eğlendiğini sanan insanlar.
Ne de olsa ölenlerin hepsi kaçakçı ve üstelik de kürt yurttaşlardı. Varlığında bile yok sayılanlar şimdi ölseler ne yazardı! Onlar için eğlenmeye ara verecek değillerdi ya!
Sanki içimde esen fırtınayı anlamış gibi bacaklarıma dolanmış, şirinlikler yapmaya çalışıyordu Pamuk Kedi.
Karanlık bir oda da ben ve maviye çalar gri gözleriyle bir sahipsiz kedi, Bodrum’ da, Taksim’de, Kızılay’ da çılgınca eğlenen kalabalıklar ve bir sınır köyünde yerde yatan otuz beş cansız beden………
Ve ben, babasının ölümünde bile ağlayamamış, yüreği ellerinde gezen adam, şimdi ağlamak istiyorum ama bu kez de karşımda beni teselli etmeye çalışan kediden utanıyorum.
Bir yeni yıla girerken ne yazık, ne yeni umutlarım, ne hayallerim, ne geleceğe ilişkin beklentilerim var.
Artık ne Ergenekon, ne Susurluk, ne faili meçhul cinayetler, ne yeni anayasa, ne giderek muhafazakarlıktan hızla milliyetçiliğe sürüklenen AK Parti iktidarı, ne de muhalefet etmeyi bile beceremeyen CHP’ nin ikircimli, tutarsız tavırları ilgilendirmiyor beni.
Şimdi biliyorum ki, Şırnak’ ta, Van’ da, Uludere’ de kar yağıyordur.
Şimdi biliyorum ki, yurdun herhangi bir yerinde yine kadınlara şiddet uygulanıyor, yine bir erkek çok sevdiği için! ya sevgilisini, ya eşini dövüyor ve belki de hızını alamayıp, bıçaklıyordur.
Şimdi biliyorum ki, bir çok siyasi toplantı ve kulislerde, önümüzdeki dönem kim ilçe başkanı, kim belediye başkanı, kim milletvekili olacak hesapları yapılıyordur.
Şimdi biliyorum ki, meydanlarda timsah gözyaşı dökenler, kapalı kapılar ardında yeni operasyonlar planlıyordur.
Ve ben eminim şimdi bu güzel yurdun bir çok yerinde yetim çocuklar babalarını, gözü yaşlı analar, hiç uğruna ölüp giden gencecik çocuklarını özlüyor, uğruna saçlarını süpürge edemediklerine ağıt yakıyorlardır.
Ve ben yağan yağmura, kara, fırtınaya, soğuğa inat; yeni yılın ilk günü karşımda sırtını güneşe verip yatan, maviye çalar gri gözlü, beyaz kediye gıptayla bakıp, yazımı bitirmeye çalışıyorum.
Yeni yılda yeni hayallerim, yeni umutlarım olmasa da, en azından ve ilk kez bana sevgiyle bakan şirin mi şirin, adı pamuk, bir kedim var.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.08.2021
31.03.2021
17.03.2021
3.02.2021
23.10.2020
30.09.2020
28.07.2020
19.05.2020
15.05.2020
19.03.2020