Gülay GÖKTÜRK
Newroz yaklaşırken
11.03.2013
3886
Bu yıl Newroz'un ayrı bir önemi olacağı kesin. O tarihte Newroz meydanlarında Öcalan'ın PKK'ya çağrısı okunacak.
BDP kutlamalarla ilgili bütün hazırlıklarını tamamlamış. Newroz ateşleri İstanbul ve 18 ilde aynı anda yakılacakmış. Sonuncusu ve muhtemelen en büyüğü ise Diyarbakır'da...
BDP Diyarbakır il yöneticileri en az bir milyon kişinin katılmasını bekledikleri Newroz mitinginin temel sloganını da açıkladılar: "Demokratik kurtuluş, Öcalan'a özgürlük, Kürtler'e statü."
"Demokratik kurtuluş" Öcalan'ın İmralı sürecine verdiği isim... Fena bir adlandırma da sayılmaz.
Peki ya "Öcalan'a özgürlük"le "Kürtler'e statü" ne oluyor; hani statüden vazgeçmişlerdi diyecek olursanız; sanırım bu sloganı şöyle anlamamız gerekir:
Şu anda yürütülen görüşmelerde Öcalan'ın affından söz edilmemesi, ayrıca statü konusunun müzakere dışı bırakılması, bu taleplerin Kürt hareketi için tamamen ortadan kalktığı anlamını taşımıyor. Eğer şiddetin son bulması başarılabilir de mücadele tümüyle siyaset platformuna aktarılabilirse, gerek statüye ilişkin taleplerin gerekse Öcalan'ın dışarı çıkmasının bu platformun başlıca talepleri olacağını görmemiz gerekiyor.
Bir başka deyişle, özerk Kürdistan talebi buharlaşmıyor; sadece artık silah tehdidi ile dayatılan bir talep olmaktan çıkıp; siyasi mücadelenin konusu haline geliyor. Tabii eğer süreç başarıyla ilerleyebilirse... O yüzden de, BDP'nin düzenleyicisi olduğu bir mitingde, bu partinin siyasi hedefleri olan bu iki talebin temel slogan olarak yer almasını garip karşılamamız gerekir.
Anlayışlı olma zamanı
Ayrıca Newroz'u kritik yapan şey sadece mitingde atılan sloganlar da olmayacak.
Gerek Öcalan'ın, gerekse BDP'nin ve Kandil'in çözüm sürecinin ilerlemesini isteyen kesimlerin, İmralı'da varılan mutabakatı Kürt kamuoyuna "Kürt hareketinin başarısı", "30 yıllık silahlı mücadelenin sonucunda kazanılan zafer" olarak takdim etme ihtiyacında olduklarını görmek zorundayız. Bu ihtiyaç Newroz meydanlarına mutlaka yansıyacaktır; Newroz kutlamalarında Habur'da karşılaştığımız manzaralara benzer manzaralar oluşacaktır.
Ben herkese, böyle manzaralarla karşılaştığımızda tepki göstermeden önce derin bir nefes alıp, işin özünü yeniden hatırlamalarını öneririm.
İşin özü şu ki, Öcalan sonuçta PKK'ya statü taleplerinden geri adım atarak şiddeti terk etme çağrısı yapmaktadır. Aslolan budur. Bu çağrının hangi üslupla yapıldığı; bir zafer ilanı havasına sokulup sokulmadığı sadece bir ayrıntıdır.
Eğer şiddet bitecekse, ayrıntılara takılmamayı, işin özüne bakmayı bilmeliyiz. Söylenenlerden çok yapılanlara önem vermeliyiz. Eğer barışmaktan söz ediyorsak, barışacağımız tarafın "burnunu sürterek", gururunu inciterek barışamayacağımızı da kabul etmeliyiz.
Bağışıklık artıyor
İmralı süreci başladığından bu yana üç ayrı kriz yaşandı. Bunlardan biri Paris cinayetleri, ikincisi BDP'nin Karadeniz gezisinde yaşanan olaylar, üçüncüsü İmralı tutanaklarının sızmasıydı. Şükürler olsun ki, üç kriz de süreci sabote etmeyi başaramadı. Tam tersine, atlatılan her kriz, toplumun provokasyonlara karşı bağışıklığını daha da güçlendirdi. Şimdi önümüzde yeni bir sınav; Newroz sınavı var. Eğer bu sınav da başarıyla atlatılabilirse, 21 Mart günü çözüm sürecinin daha güçlendiği bir tarih olabilir.
Yeter ki, pire için yorgan yakmayalım... Ne söylendiğine değil ne yapıldığına bakalım
.
BDP Diyarbakır il yöneticileri en az bir milyon kişinin katılmasını bekledikleri Newroz mitinginin temel sloganını da açıkladılar: "Demokratik kurtuluş, Öcalan'a özgürlük, Kürtler'e statü."
"Demokratik kurtuluş" Öcalan'ın İmralı sürecine verdiği isim... Fena bir adlandırma da sayılmaz.
Peki ya "Öcalan'a özgürlük"le "Kürtler'e statü" ne oluyor; hani statüden vazgeçmişlerdi diyecek olursanız; sanırım bu sloganı şöyle anlamamız gerekir:
Şu anda yürütülen görüşmelerde Öcalan'ın affından söz edilmemesi, ayrıca statü konusunun müzakere dışı bırakılması, bu taleplerin Kürt hareketi için tamamen ortadan kalktığı anlamını taşımıyor. Eğer şiddetin son bulması başarılabilir de mücadele tümüyle siyaset platformuna aktarılabilirse, gerek statüye ilişkin taleplerin gerekse Öcalan'ın dışarı çıkmasının bu platformun başlıca talepleri olacağını görmemiz gerekiyor.
Bir başka deyişle, özerk Kürdistan talebi buharlaşmıyor; sadece artık silah tehdidi ile dayatılan bir talep olmaktan çıkıp; siyasi mücadelenin konusu haline geliyor. Tabii eğer süreç başarıyla ilerleyebilirse... O yüzden de, BDP'nin düzenleyicisi olduğu bir mitingde, bu partinin siyasi hedefleri olan bu iki talebin temel slogan olarak yer almasını garip karşılamamız gerekir.
Anlayışlı olma zamanı
Ayrıca Newroz'u kritik yapan şey sadece mitingde atılan sloganlar da olmayacak.
Gerek Öcalan'ın, gerekse BDP'nin ve Kandil'in çözüm sürecinin ilerlemesini isteyen kesimlerin, İmralı'da varılan mutabakatı Kürt kamuoyuna "Kürt hareketinin başarısı", "30 yıllık silahlı mücadelenin sonucunda kazanılan zafer" olarak takdim etme ihtiyacında olduklarını görmek zorundayız. Bu ihtiyaç Newroz meydanlarına mutlaka yansıyacaktır; Newroz kutlamalarında Habur'da karşılaştığımız manzaralara benzer manzaralar oluşacaktır.
Ben herkese, böyle manzaralarla karşılaştığımızda tepki göstermeden önce derin bir nefes alıp, işin özünü yeniden hatırlamalarını öneririm.
İşin özü şu ki, Öcalan sonuçta PKK'ya statü taleplerinden geri adım atarak şiddeti terk etme çağrısı yapmaktadır. Aslolan budur. Bu çağrının hangi üslupla yapıldığı; bir zafer ilanı havasına sokulup sokulmadığı sadece bir ayrıntıdır.
Eğer şiddet bitecekse, ayrıntılara takılmamayı, işin özüne bakmayı bilmeliyiz. Söylenenlerden çok yapılanlara önem vermeliyiz. Eğer barışmaktan söz ediyorsak, barışacağımız tarafın "burnunu sürterek", gururunu inciterek barışamayacağımızı da kabul etmeliyiz.
Bağışıklık artıyor
İmralı süreci başladığından bu yana üç ayrı kriz yaşandı. Bunlardan biri Paris cinayetleri, ikincisi BDP'nin Karadeniz gezisinde yaşanan olaylar, üçüncüsü İmralı tutanaklarının sızmasıydı. Şükürler olsun ki, üç kriz de süreci sabote etmeyi başaramadı. Tam tersine, atlatılan her kriz, toplumun provokasyonlara karşı bağışıklığını daha da güçlendirdi. Şimdi önümüzde yeni bir sınav; Newroz sınavı var. Eğer bu sınav da başarıyla atlatılabilirse, 21 Mart günü çözüm sürecinin daha güçlendiği bir tarih olabilir.
Yeter ki, pire için yorgan yakmayalım... Ne söylendiğine değil ne yapıldığına bakalım
.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları








































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015