Gülay GÖKTÜRK
Mursi'nin Mısır halkına yaptığı son çağrıyı, "Direnin" çağrısını duyduğumda kendi kendime şunu düşündüm:
Hani, Mısır demokratik gelişmişlik bakımından bizden 50 yıl geri deyip duruyoruz ya; o zaman biz bundan 50 küsur yıl önce 27 Mayıs'ta şu anda Mısır halkının yaptığı direnişi neden yapamadık?
Fark önderlikte miydi, kitlelerin durumunda mı, yoksa dünyanın durumunda mı?
Adnan Menderes 1960'ta böyle bir çağrı yapsaydı, sonuç ne olurdu acaba? Halkın yüzde 50'sinin desteğine sahip bir iktidar olarak, kitleleri sokağa dökebilir miydi? Dökerse sonuç ne olurdu?
53 yıl sonra, o günlerin siyasi iklimini, toplumsal psikolojisini, güçler dengesini bilmem elbette mümkün değil. Ama tahmin ederim ki, eğer o günlerde DP'li kitleler şimdi Mursi yanlılarının yaptığı gibi meydanlara çıksalardı darbeciler katliam emri vermekte hiç tereddüt etmez, direnişi kısa sürede sindirirlerdi. Ve Türkiye o zamanlar dünyadan o kadar kopuktu, o kadar kapalı bir kutuydu ki, bu kitlesel katliamları kimsenin ruhu bile duymaz, duyan da aldırmazdı.
Aynı soruyu 1971 ya da 1980 yılları için soramam bile... Çünkü bu iki darbe de her ne kadar siyaset kurumunu tasfiye ettiyse de, görünüşte "sağda ve solda vuruşan" küçük militan grupları hedefine koymuştu. Kitle desteği yok denecek kadaraz olan bu militan grupların baş hedef alınması, darbeye karşı kitlesel direnişi de imkânsız kılıyordu.
Evet, 71 ve 80 darbelerinin hedefinde Kürt örgütleri ve Kürtler de vardı ve onlara karşı kitlesel zulüm uygulandı. Ama ne yazık ki, ne o zamanın sağ-muhafazakâr ya da sosyal demokrat kitlelerinde Kürtler'e karşı yapılan zulmü bir demokrasi meselesi haline getirecek bilinç vardı; ne de Kürtler'de demokratik bir direnişi gerçekleştirebilecek bir bilinç ve örgütlülük...
28 Şubat'a direnmek mümkün müydü?
Aslında galiba, yaşadığımız bütün o darbeler arasında, darbeye kitlesel direnişle karşı koymanın söz konusu olabileceği tek darbe 28 Şubat darbesiydi.
Evet, Erbakan'ın yüzde elli seçmen desteği yoktu ama "sandıkla gelen sandıkla gider" ilkesine sahip çıkacak olanların RP'nin oy tabanıyla sınırlı olmadığı da açıktı. Ayrıca 1997'nin Türkiyesi artık kendi içine kapalı bir ülke değil, global dünyanın bir parçasıydı.
Erbakan 28 Şubat'la uzlaşmaya çalışmak yerine taraftarlarını ve darbelere karşı olan herkesi bu antidemokratik müdahaleye karşı barışçı direnişe çağırsaydı, ya da derhal sine-i millete dönüp seçim isteseydi, durum belki de farklı olabilirdi.
Bilmiyorum, belki de asıl fark, Mısır'da bir yıl önce yaşanan Tahrir Ruhu'nun yarattığı farktı... Türkiye'de sağ-muhafazakâr kitlelerin tepkilerini sokakta ortaya koyma; demokrasi için meydanlara çıkma gibi bir geleneğe, tecrübeye hiç sahip olmamasıydı...
Püf nokta: Barışçı direniş
Mursi halkına sadece "Direnin" demedi; "Barışçı yöntemlerle direnin" dedi ki, asıl fark yaratan da buydu.
Darbeye karşı çıkanlar silahlanıp sokaklara dökülselerdi, şimdiye kadar çoktan ezilmişlerdi. Ama bugün yürüttükleri kararlı ve barışçıl direniş sayesinde darbeci kadroyu fena halde köşeye sıkıştırmış durumdalar. Aslında darbecilerin en çok isteyecekleri şey, böyle bir silahlı ayaklanma olurdu.
Adeviye meydanındakileri ateş gücüyle dağıtmak, Mursi'yi ve Müslüman Kardeşler'in önderlerini "halkı isyana teşvik" suçuyla yargılayıp birkaç gün içinde sallandırmak için böyle bir "ayaklanma" görüntüsüne o kadar ihtiyaçları vardı ki... Ne var ki darbe karşıtları ellerine bir taş bile almadan, ama taş gibi bir kararlılıkla "Mursi gelmeden buradan ayrılmayız" dediği sürece ellerinden bir şey gelmiyor.
Biraz ileri giderlerse ordunun parçalanacağı, bazı iç müttefiklerinin desteğini kaybedecekleri, örneğin Selefiler'in darbenin karşısına geçeceği, bir iç savaşın kaçınılmaz hale geleceği, şu ana kadar "hayırhah" bir tutumla idare eden Batılı müttefiklerinin de zor durumda kalacağı ve darbeye karşı çıkmak zorunda kalacağı gibi korkularla, mevcut kritik dengeyi muhafaza etmeye mecbur kalıyorlar.
Bu durum ne kadar sürer bilinemez. Ama daha şimdiden yazılan bir mücadele destanı var ortada. Mısır halkı, "Önleyemediğiniz darbeyi nasıl boşa çıkarırsınız" sorusunun 21. yüzyıl dünyasındaki cevabını veriyor bize. Demokrasi zemininden bir milim ayrılmadan darbecileri çaresiz bırakmanın destanını yazıyor ve bütün dünyanın demokratları elleri yüreklerinde bu destanı izliyor.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015