Gülay GÖKTÜRK
2015 genel seçimlerinde partilerin alacağı oylar aşağı yukarı belli.
MHP’nin oylarında pek bir değişiklik beklenmiyor. Belki bir miktar AK Parti’ye kayma, o kadar...
CHP’nin 2014 performansına bakılırsa, çekirdek oyun bütün sadakatine rağmen bir miktar düşme şaşırtıcı olmaz.
AK Parti’nin oy oranında bir değişme olması için herhangi bir sebep görünmüyor. Ama milletvekili sayısı, HDP’nin alacağı karara bağlı olarak çok değişebilir.
Sonuçta, bu seçimlerin merak edilen tek noktası AK Parti’nin Başkanlık sistemini getirmesine yetecek bir milletvekili sayısına erişip erişemeyeceği. Ki, bunu da büyük ölçüde HDP’nin seçime nasıl gireceği belirleyecek gibi görünüyor.
HDP eskisi gibi bağımsız adaylarla girerse AK Parti oylarında kayda değer bir değişiklik olmaz ve 330’u bulup bulamayacağı son dakikaya kadar sallantıda kalır.
Ama HDP parti olarak girerse muhalif cephenin yüzer gezer bütün oyları “Ha gayret” deyip HDP’yi baraj üstüne taşımak için etkili bir seferberlik başlatabilirler.
Eğer bu seferberlik HDP’yi baraj üstüne taşımaya yeterse gelecek Meclis’te güçlü bir HDP grubu görürüz. Ama kampanya başarılı olamazsa o vakit de milletvekili sayısı fırlamış bir AK Parti!
Ancak her iki durumda da AK Parti başkanlık sistemini getirebilir.
Birinci durumda HDP’yle ittifak halinde; ikinci durumda ise sadece kendi oylarıyla...
Hangisi daha iyidir, diye sorarsanız, ben elbette ki yeni anayasamızın AK Parti-HDP ittifakıyla yapılmasını AK Parti’nin tek başına yapmasına tercih ederim. Zira bir partinin tek başına anayasa değiştirecek çoğunluğa sahip olması, sadece Türkiye’de değil, bütün demokratik ülkelerde belli oranlarda tedirginlik ve endişe yaratır.
Ayrıca AK Parti-HDP ittifakıyla yapılmış bir anayasa ayrıca tarihi bakımdan da çok anlamlıdır; Kemalist rejimin dışladığı ve mağdur ettiği iki büyük toplumsal kesimin el ele vererek yeni bir toplumsal sözleşme yapması, simgesel olarak 1925 öncesine dönüş gibidir bir bakıma; böyle bir tarihi ittifak Yeni Türkiye Projesi’ne de güç katar; bu projenin toplumsal tabanını genişletir.
Ayrıca böyle bir ittifak tablosu, başkanlık sistemi tartışmalarını “evet-hayır” ikileminden çıkarıp “nasıl bir başkanlık sistemi” konusunu tartışmaya açacağı ve tarafları konsensüse zorlayacağı için de sonuç daha sağlıklı olur.
Ne var ki, bu formülün öyle tereyağdan kıl çeker gibi işlemeyeceği de şimdiden belli.
Birincisi, HDP’nin eline geçireceği ciddi pazarlık gücünü nasıl kullanacağından tam olarak emin olamıyoruz. “Anahtar bende” diye, pazarlık çıtasını iyice yükseltip ne AK Parti’nin ne de toplum çoğunluğunun hazır olmadığı – hatta yanlış bulduğu – taleplerle ortaya çıkıp yeni anayasayı kilitleyebilir de; olgun bir siyasi hareket gibi davranıp, toplumsal iklimi iyi okuyup, dolayısıyla partnerinin sınırlarını doğru ölçüp mümkün olanın en fazlasını elde etmeyi hedefleyen sorumlu ve akıllı bir politika da izleyebilir.
İkinci olarak, AK Parti-HDP arasında bir anayasa ittifakından söz ediyorsak, bu fikrin AK Parti tabanında yaratacağı alerjiyi de dikkate almak zorundayız.
Ben kendi payıma, muhafazakâr tabanı Öcalan’la müzakereye ikna edebilmiş bir AK Parti’nin HDP’yle anayasa ittifakına haydi haydi ikna edebileceğini düşünüyorum; tabii, bu dönem içinde HDP’nin çözüm sürecinin ana fikrine uyum içinde davranması kaydıyla... Ama böyle açık bir ittifakın hiç de kolay olmayacağını düşünen ve AK Parti tabanını benden daha iyi bildiği kesin olan birçok analist var.
Bütün bu faktörleri bir arada düşündüğümüzde, başkanlık sistemine geçişin çetin bir süreç olacağın söyleyebiliriz.
Ama şu da bir gerçek ki, AK Parti buna mecbur... “Ne deve, ne kuş” olan bir sistemle seçime kadarki geçiş dönemini idare edebilirsiniz ama dört yıllık bir süre, “idare etmek” için çok uzun...
Bakalım durum ne gösterecek...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015