Hakan AKSAY
Galiba Türkiye’de yaşamak, son derece acayip olduğu aşikâr bazı şeylere tepki göstermeyip işler hep ciddi ve normal yürüyormuş gibi numara yapma yeteneği gerektiriyor.
Mesela, ülkemizin en konuşkan insanı kaç keredir şöyle diyor:
“Ben 400 milletvekili verin diyorum, ama parti adı vermiyorum ki!”
Aaa, gerçekten de öyle...
Doğruya doğru, parti adı vermiyor.
Kim bilir hangi partiyi kastediyordur!..
Yoksa geçen gün dediği gibi mi düşünüyor:
“Parti adı telaffuz etmiyorum, kim alırsa alsın 400 koltuğu ve başkanlık sistemine geçelim!”
Hoppala!
AKP dışında “başkanlık sistemi” diyen var da biz mi duymadık?
Yani açıkçası biri çıkar da, bu söylemi ve “demir argümanları” halkı “aptal yerine koymak” olarak yorumlarsa denecek bir şey yok.
Peki, akılyetmezliğinin faturası sadece “saf halkımıza” mı çıkarılmalı sizce?
Yoksa mesele başka mı?
“Türk tipi” olunca böyle mi oluyor?
“Ben söyledim, oldu; o kadarrr!”
Düşünün, dünyanın okuma yazma düzeyi en az bizimki kadar olan herhangi bir ülkesinde, bu “ama parti adı vermiyorum ki”açıklaması en fazla mizahi bir oyun olarak görülür.
HDP ve CHP ‘can sıkmaya başladı’
Son günlerde ilginç bir şeyler oluyor.
Genellikle siyaset şeridinden giden, ekonomi ve sosyal sorunlar açısından AKP’nin hafife aldığı CHP ve HDP, birdenbire o “beklenmedik” alandan AKP kalesine sert şutlar atmaya başladı.
Bazıları kaleye girdi bile.
Emeklilere dinî bayramlarda birer maaş ikramiye verilmesi, emekliye minimum 1800 lira maaş, asgari ücret 1500/1800 lira, kadınlara kreş yardımı 400 lira, kira ve fatura desteği 360 lira, gençlere destek 200 lira...
İki muhalefet partisi bu vuruşları yaptıkça AKP kalesini korumaya çalışanları bir telaştır bastı:
“Kaynağı nereden bulacaksınız, kardeşim? Kaynak yok ki!..”
Buna cevap vermek büyük keyif! AK Saray’ın korkunç maliyetinden ve aylık giderlerinden söze girmek yeterli...
(Bu arada AK Saray gerçekten “zamansız” mı oldu ne! 7 Haziran sonrasına bırakılmalıydı aslında ama... Oldu bir kere...)
AKP’nin en zor seçimi
Artık şunu herkes görüyor: Bu seçimler AKP’nin en zor seçimleri olacak.
Yeni başkan tam oturmadı, zaten oturacağı koltuk da tam anlamıyla boşalmamıştı.
Reis her alana koşturmaya çalışıyor. Ama eski neşesi yok, aradığını bulamıyor gibi.
Seçimin ana gündemi yapmaya çalıştığı “başkanlık sistemi”, halkın gözüne fazla sempatik ve zorunlu görünmedi, AKP’liler bile pek benimseyemedi.
Bir de sanki... Cumhur, Reis’e “Yav biz seni üst koltuğa almıştık, her Allah’ın günü inip de buralarda dolaşma” der gibi...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan gidişin çok iyi olmadığını hissediyor, bu his konuşmalarına da yansıyor (mesela, ruh haline göre, bir 400 vekil istiyor, bir 330), ama 7 Haziran sonrasında öyle veya böyle geri çekilmesi ihtimali güçlenen Başbakan Ahmet Davutoğlu’na ve diğerlerine güvenmediği için yerinde duramıyor.
“Tarafsız Cumhurbaşkanı” olmadığını herkesin gördüğünü biliyor, ama “köprüyü geçene kadar” ufak tefek mırıltılara kulak asmamak gerektiğine inanıyor.
Ne var ki olağanüstü bir şeyler olmazsa (ya da “oldurulmazsa”) ve HDP Meclis’e girerse işler kötü. E, MHP de güçleniyor. Hatta her seçimde hırpalamaya alıştığı CHP’de bile ciddi bir kıpırdanma var.
Bırakın “başkanlık” hayalini, tek başına iktidar projesi bile havaya uçabilir.
Koalisyon ‘kabus’! Ama kimin için?
Ne yapsak, ne desek?..
“Koalisyon kabustur. Koalisyon eski Türkiye’dir. Koalisyon krizdir, işsizliktir.”
Ne berbat şeymiş bu koalisyon!
Kim bilir Almanya, İsveç, Japonya, İsviçre, Finlandiya ve daha bir sürü ülke yıllar boyu koalisyonlar yüzünden ne çileler çekip ne kadar yoksullaştı!..
Koalisyon ve “başkalarıyla uzlaşma” seçeneği, eğer gerçekten bir“kabus” ise herkes için değil, “birileri” için öyledir herhalde.
Çünkü koalisyon hükümeti, öteki parti veya partilerin bir sürü konuda “sıkıntı” çıkarması riskini taşıyor:
17-25 Aralık... AK Saray... Uludere... Gezi... Reyhanlı... İç güvenlik yasası... Örtülü ödenek... TÜRGEV... Urla...
Altından kalkılmaz valla...
Çok uslu bir ortak bulma şansı yok, kaç yıldır herkesi gerdik de gerdik...
Maazallah, “bu yollarda beraber yürüdüğümüz” bir sürü insan, hatta parti bile elden gidebilir.
@AksayHakan
Yazarlar
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025