Hakan AKSAY
Cennet gibi bir cehennemde yaşıyoruz.
Yani ülkemiz gerçekten cennet gibi, olağanüstü güzel.
Ama hayatımız cehenneme dönmüş durumda.
İnsanlar mutsuz, huzursuz, kavgacı.
Ne siyasetimiz siyaset...
Ne medyamız medya...
Ne sporumuz spor...
Ne magazinimiz magazin...
* * *
Bir süre önce “magazin sayfaları”ndan bir haber, benim gibi bu alana pek ilgi duymayan birinin bile dikkatini çekecek kadar öne çıktı.
Paramparça adlı dizi filmin iki başrol oyuncusu, Nurgül Yeşilçayve Erkan Petekkaya arasında anlaşmazlık çıkmış, büyümüş ve sonunda birincisi diziyi terk etmiş.
Dünyanın sonu sayılmaz elbette.
Ama ardından kopan gürültü az buz değil.
İlgili haber ve söyleşilerin birkaçını bile okusanız, olan bitenin “dizi çekimlerinde yaşanan anlaşmazlık” boyutundan çok öte, memleketin acınacak halini yansıttığını hissedebiliyorsunuz.
Diyeceksiniz ki, memleket zaten acı, kan, kin, kavga içinde; daha ne olsun?..
Evet, haklısınız.
Bu dediğinizin benzerini, anlaşmazlığın kahramanlarından biri olan Erkan Bey de söyledi bir ara:
“Ülke yangın yeri olmuşken benim şimdi bu konuda konuşmam yakışık almaz.”
Karşılıklı açıklamalar, eleştiriler, suçlamalar sonrasında mesele kapandı sanmıştım.
İki gün önce baktım ki, Erkan Bey konuyu Türk yargı sistemine götürmüş.
Hem hakaret gördüğünü söylüyor, hem de tehdit edildiğini.
Demek olayın büyümesi gerekiyor.
“Ülke yangın yeri olsa” bile, kendine hakaret ve tehdit edeni “yakacak” belli ki...
Yani yakmasa da süründürecek... Cezalandıracak... Pişman edecek...
* * *
Bakın, bu fiiller çok popüler son zamanlarda Türkiye’de.
Süründürmek... Cezalandırmak... Pişman etmek...
Mahkemeye vermek, dava açmak da çok yaygın.
Hapishanelerimiz doldu taştı. Son 10 yılda mahkûm sayısı 100 binin üzerinde artınca, toplam 180 bin kişi kapasiteli 361 cezaevine sığmayan mahkûmlar için yeni cezaevleri yapılıyor.
Birkaç ay önce Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, mahkemeye verme olaylarındaki olağanüstü artışa dikkat çekiyor, “her üç kişiden birinin davacı ya da davalı olduğunu” söylüyordu.
Hoşgörü, uzlaşma, anlaşma eğilimi yok denecek kadar az. Ver mahkemeye süründür! Şeriatın kestiği parmak acımaz! Hani yargı sürecinde harcanması kaçınılmaz paralar da göz korkutmasa, neredeyse herkes herkese dava açacak gibi...
Bu arada davalardaki “yaratıcılık” da paha biçilmez bir gelişme gösteriyor. Mesela, eşini “Sayın Cumhurbaşkanımız’a hakaret etti” diye şikâyet edip şıp diye boşayan erkeklerimiz var.
E tabii, “Sayın Cumhurbaşkanı’na hakaret” sonrasında bir aile kurumu nasıl yürüyebilir ki?..
* * *
Tam da burada “hakaret ve dava açma liginde” şampiyonluğun Sayın Cumhurbaşkanımız’a ait olduğunu teslim edelim.
“Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçu işlendiği gerekçesiyle 2 bine yakın dava açılmış durumda. Erdoğan’ın 2014 Ağustosu’nda Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, “hakaret suçu” Türkiye’de en çok konuşulan konulardan ve sürekli haberlerden birisi haline geldi.
Sadece siyasiler ve gazeteciler değil, çoluk çocuktan ev hanımlarına kadar herkes hakkında dava açılıyor. Bildiğiniz gibi, “son aşama”, yabancı ülke vatandaşlarının süründürülmesi, cezalandırılması, pişman edilmesi çabaları...
Bu konularda çok şey yazılıp çiziliyor. Özellikle de siyasi açıdan.
Benim en çok merak ettiğim ise meselenin psikolojik-ahlaki boyutu, kişilik özellikleriyle ilgili olan yanı.
Elbette kimse kendisiyle ilgili kötü şeyler söylenmesinden hoşlanmaz; ama her yan bakana karşı savaş açılır mı!
İnsan, onurunu öyle bir yere koymalı ki, öyle herkesin ulaşması, kolaylıkla kırması, leke sürmesi mümkün olmasın.
Kötü söz ve tavırlara bu kadar kolay hedef olmak, böylesine kırılganlık göstermek, bu denli kızgın tepki vermek, kişilik yapısıyla ilgili aşırı hassasiyetleri de göstermiyor mu?
Burada illaki hoşgörüden veya affetmekten falan bahsetmiyorum. Yeterli özgüvene sahip bir insan açısından kendiliğinden ve doğal bir “aldırmazlık” olması gerekmez mi?
Hayatta yapılacak onca iş varken... Ve “ülke yangın yeri olmuşken” bu meselelere takılıp kalmak “yakışık alır mı?”
* * *
Gelelim hakaret ve tehdit edildiği iddiasıyla Nurgül Yeşilçay’a dava açan Erkan Petekkaya’nın açıklamalarına.
Doğrusu “Ülke yangın yeri olmuşken benim şimdi bu konuda konuşmam yakışık almaz.” cümlesi dışındaki neredeyse bütün anlatımları sorunlu görünüyor.
Sinirine hâkim olamadan söylediği belli olan sözleri de:
“Ahlaksızlıkları yüzünden diziden kovuldu. Ne içtiği belli olmayan kadın. Zavallı bir çirkef...”
Daha akıllı olmaya gayret ederek, “kitleye dönük mesaj verme” amacı taşıyanları da:
“Benim annem de kadın. (!) Benim de kız kardeşim var. Bir erkeğin bir kadına el kaldırmadan önce kız kardeşini ve annesini düşünmesi gerektiğine inanan bir insanım ben.”
“Daha geçen gün Türkiye Eğitim Vakfı'nın kadına şiddet panelinde konuşmacıydım. Beni üç yüz kadın ayakta alkışladı. Tabii ki ben de kadına şiddete karşıyım. Bütün o mermileri Kurtuluş Savaşı'nda kadınlar taşıdı.”
“Ne kadına şiddeti? Kadın da kendini bilecek. Yalan konuşuyor, kadınlığını kullanıyor. Kadın şiddetine maruz kalan bir erkeğim.”
“Türk toplumuna mesajlar” bol. Özellikle evli ve çocuklu biri olduğunu defalarca vurgulaması dikkat çekiyor. Evli bir erkek taciz eder mi hiç?
Aile konusunda çok duyarlı! Sorunla ilgili bir yazıyı eşinin okuduğunu görünce “gözlerinden yaş geliyor”. Davayı açan avukatının sunumunda bile “Müvekkilimiz ... eşine ve hayranlarına karşı küçük düşürülmüştür” deniyor. Allah Allah!..
* * *
Ve nihayet “ölümcül bir tezi” var Erkan Petekkaya’nın:
“Nurgül ‘beni taciz etti' diyor. Issız bir adada, ormanda kalsam Nurgül'e bakmam ben. Ne alakası, ne ilgisi var! Beyoncé mi o? Neyini taciz edeceğim? Bilime aykırı, akla aykırı...”
Gülümsemeden veya halı hizasına inen seviyeyi hissedip üzülmeden okumak zor değil mi?
“Beyoncé güzel; bak onu taciz ederim. Ama Nurgül çirkin işte, çirkiiin çirkiiin!” diye mi anlamalıyız bunu?
Konuştukça batmak böyle olsa gerek.
Ama güreşe doymayan pehlivan bir de dava açıyor.
Anlaşmazlığın çıktığı koşulları görmedik, bilmiyoruz. Ama bütün söylenenlerin ışığında, insanda, dizi setlerinde “ünlü ve erkek” olan otoritenin baskın olabileceği, mobbing iddialarına yol açacak kadar keyfi davranabileceği kuşkusunun uyanması doğrusu zor değil.
Erkek hem baskın hem de mağdur rollerine aynı anda talip olunca işler iyice karışıyor.
Kendisini “kurban” olarak hissedip “çaresiz” kalarak yargı sistemine giderken bile gözleri çakmak çakmak!
Ne de olsa Türk erkeği...
Üstelik “kendini bilmeyen” ve “ahlaksız” bir kadın tarafından gururu kırılmış bir “mühim kişi”...
“Erkek Türkiye”nin çok kıymetli bir temsilcisi...
Evet, “ülke yangın yeri” ve “bu konuda konuşması yakışık almaz”, ama yakışsa da yakışmasa da kendine hakaret ve tehdit eden kadını “yakmaya” kararlı...
En azından süründürecek... Cezalandıracak... Pişman edecek...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025