Hakan AKSAY
Deniz kenarında, pırıl pırıl bir güneşin altındayız.
Yazdan kalma, mükemmel bir gün...
Ve biz siyaset konuşuyoruz.
Ne doğa, ne dostluk, ne aşk, ne edebiyat...
Sadece siyaset!..
Ne kadar sıkıcı...
Ama hayatımız da öyle: Sıkıcı, bunaltıcı, umutsuz...
“Bir gazeteci olarak siz ne diyorsunuz bütün bu olup bitenlere?”
Bana bu soruyu soran kadına bakıyorum; gözlerinde tükenmek üzere olan umudun son kırıntısına tutunmaya çalışan “yaşayacak mı, doktor?” bakışı...

* * *
Ben ne düşünüyorum, “bir gazeteci olarak”?
“Yaşayacak mıyız”?
Bu karanlık günler bitecek mi?
Ne demeli, nasıl cevap vermeliyim?
Bildiğim bir şey var...
Ve bilmediğim iki şey...
Biliyorum, bitecek, kesinlikle bitecek bu günler.
Bilmediğim ise, ne zaman ve nasıl biteceği...
Uzun yıllar mı alır, yoksa beklenmedik kadar kısa sürede mi değişir iklim?..
Ülkece ödeyeceğimiz fatura çok mu pahalı olur?..
Ama bitecek ve ardından kederlerden süzülmeye alışmış gülümseyişimiz eşliğinde “ne günlerdi o günler” diyeceğiz.
Çünkü hayat böyle.
Zaman her şey ve herkes için sınırlı.
Yalnızca iyi insanların değil, kötülerin de kum saati var.
Ve kötülüklerin de...

* * *
Binlerce yıl öncesiydi.
İnsanlar insanlıklarını kaybetmişti. Açgözlüydüler. Amaçları, yeryüzü nimetlerinden mümkün olduğunca yararlanmaktı; hep daha çoğunu ve daha iyisini tüketmekti.
Zengini de fakiri de sadece kendi menfaatini düşünmekteydi. Menfaat için her türlü suç işlenmekteydi. Hırsızlıklar ve cinayetler gırla gitmekteydi. Kız çocukları, bir parça et karşılığında satılmaktaydı.
Sevgi yoktu, dostluk yoktu, mutluluk yoktu. Nefret, düşmanlık ve hırs vardı.
Kaos giderek büyümekteydi.
İnsanlık belki de yok olmak üzereydi.
Ve Tanrı Nuh’a önemli bir görev verdi: Her şeyi silip süpürecek olan Büyük Tufan'dan bazı canlıları kurtarması ve daha sonra onlarla birlikte yeryüzündeki hayatın yeniden başlamasını sağlaması.
Nuh ve ailesi, kısa sürede inşa ettikleri devasa gemiye bütün hayvanlardan birer çift alarak yola çıktı. Geride kalanlar sular altında kalarak yok oldu.
Aylar sonra gemi bir dağa oturdu (bir inanışa göre Ağrı/Ararat Dağı’na, bir başka inanışa göre Cudi'ye).
Acaba bundan sonra yeryüzünde huzur ve mutluluk egemen olacak mıydı? Artık “kötülükler” geride kalmış mıydı?
İlk insanlar olarak kabul edilen Adem ile Havva'nın küçük oğlu Habil’i öldüren büyük oğlu (ve “insanlık tarihindeki ilk katil”)Kabil'den türeyenlerden, onların şiddet ve kötülüklerinden arınmışlar mıydı?
* * *
Aradan binlerce yıl geçti.
Dünyada ve ülkemizde gırtlağımıza kadar nefret ve şiddetin bataklığındayız.
Yaşadığımız hayata “insanca” demek zor.
Hayattan söz ediyorum, yani yaşadığımız zamandan.
Sonuçta sermaye sınırlı, çünkü ölümlüsün.
Doğduğun andan itibaren yaklaştığın bir tek yer var: Ölüm!
En fazla ne kadar yaşayabilirsin ki?
70 yıl? 80? Haydi 100 yıl yaşayacaksın diyelim.
O kadarcık ömrün var işte; onun da epeyce bir kısmını tükettin.
Peki, eldeki zamanı nasıl değerlendirmeli?
Para mı lazım en çok? Mal-mülk mü?
Güçlü iktidar mı?
Aşk mı ya da?
Eğlence mi?
Veya dostluk mu?
Gezmek mi?
Okumak mı?
Ne? Ne? Ne?..
Bu soruya mutlaka cevap bulmalı.
Sonuçta kum saati işliyor.

* * *
Kum saati herkes için işliyor.
Ama ona hiç aldırmayanlar var; en başta da iktidardakiler.
Galiba istediğin her şeyi yapabileceğini düşünmeye başlamak, insanın giderek kendini Tanrı’yla kıyaslamasına yol açıyor.
Tanrı ki yüce bir kuvvet ve sınırsız ölçüde muktedir...
Ancak bir dezavantajı var: “Görünmüyor”.
Kulların en büyüğü ki, her zaman görünüyor, her konuda konuşuyor, her şeye karışıyor, herkese emrediyor...
Zamanla belki de acaba ben de o kadar büyük değil miyim, hissine kapılıyor.
Bu hisle baş etmek kolay olmasa gerek.
Her türlü iktidarla Tanrı fikri arasındaki en önemli ayrımlardan biri, zaman ölçüsünde yatıyor: Birinin ölümsüz olduğu peşinen kabul ediliyor; ötekinin ise hüküm süresi ne kadar uzun olursa olsun, sonsuzluğun karşısında aciz kalacak kadar kısa.
Bunu kabullenmek çok zor; kafayı takarsan ölümcül bir yara almış kadar acı çekebilirsin.
Onun için de düşünmüyorlar bunu. Hiç ölmeyecek ve hiç gitmeyecek gibi yaşıyorlar.
Hiç gitmemek ve böylelikle ölümsüzlük izlenimine mümkün olduğunca yaklaşabilmek için herkesi ve her şeyi feda etmeye hazırlar.
Ellerinde olsa yasamayı, yürütmeyi, yargıyı, medyayı vs., - artık ne kadar araç varsa heybede - kullanarak bir emir daha verecekler:
“Tez kum saati durdurulsun! Emre itaat etmeyip de aşağı düşmeye çalışan kumlar 'vatan hainliği' ve ‘terörizm’ gerekçesiyle tutuklansın!”
Ne var ki kum saati bu!
Kürt değil, solcu değil, FETÖ’cü değil, Alevi değil, LGBTİ değil, gazeteci bile değil...
Değil ki beynine vurduğun gibi hizaya getiresin, gelmeyeni de ezesin!
Kumlar akmaya devam ediyor; aşağıdaki kum tepeciği giderek şişmanlarken yukarısı iyice zayıflıyor.
* * *
Deniz kenarında, pırıl pırıl bir güneşin altındayız.
Yazdan kalma, mükemmel bir gün...
Ve biz siyaset konuşuyoruz.
Herkesin sustuğu zamanlarda denizin sesini duyabiliyoruz.
Ege Denizi kim bilir nerelerden getirdiği dalgaları kıyıya, insanlara doğru savuruyor.
Bu deniz kaç yaşında?
Kıyıya getirip bıraktıkları arasında neler var?
Vaktiyle karşı kıyıda yaşayan Yunan filozoflarından bir bilgelik, mesela?
Ne demişti onlardan biri olan Epikür:
“Tanrı varsa evrende, bunca kötülük niye? Neden Tanrı kötülüğe izin veriyor?”
Ve ona karşı çıkanlar nasıl cevap vermişti:
“Tanrı yoksa evrende neden iyilik var? İyilik varsa Tanrı da var demektir.”
Tanrı varsa da yoksa da, bu kadar karanlık ve acı içinde yeni bir Büyük Tufan'ın çıkıp çıkmayacağını merak ediyorum.
Yaşanılan bunca felâketten kurtulmamız için bir Nuh'un Gemisibulabilir miyiz acaba?
O gemiye kimler biner?
Ve kimler sular altında kalarak yok olur?..
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları














































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.08.2025
17.07.2025
26.06.2025
22.06.2025
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025