Hakan AKSAY
Benim gibi ayak topu ile arasında epeyce mesafe bulunan bir insanın gözüne bile, Rusya’daki Dünya Kupası’ndan birkaç parlak görüntü takıldı.
Bunlar arasında, her ne kadar Fransa’ya yenilip şampiyonluğu kaybetse de milyonların “gönlünün şampiyonu” olan Hırvatistan vardı (dağılan Yugoslavya’daki kan gölünün içinde 1991’de doğan, toplam nüfusu 4 milyondan biraz fazla olan küçücük bir ülke)...
Ve Moskova’da protokol falan dinlemeden takımının formasıyla maçları izleyen, final maçı sonrası Putin, Macron gibi dünya liderleriyle son derece içten görüntüleriyle ve üzüntüden ağlayan futbolcularını sarılıp öperek teselli etmesiyle akılda kalan bir kadın: Hırvatistan Devlet Başkanı Kolinda Grabar-Kitaroviç...
Her zamanki sıkıcı işlerimi (!) yaparken bir taraftan da “finali kaçırmamış olmak” için gözlük üstünden izlediğim maçın sonunda, yağmura aldırmadan sağa sola koşturan, son derece duygusal tavırlarla dikkat çeken sarışın uzun boylu kadını doğrusu önce tanımadım. Jeton düştükten sonra da gözlerimi ondan alamadım.
* * *
Hırvatistan’ın en ateşli seyircisi gibiydi. Maçı resmî statüsüne uygun yerden değil, halkın arasından izlemişti.
Zaten Rusya’ya gelirken de uçakta VIP koltuklarını değil, kendi parasıyla aldığı ekonomi sınıfını tercih etmişti. Harcırahını ve aylık ücretinin Rusya’da olduğu süreye denk gelen bölümünü devlete iade edeceğini açıklamıştı.
Onunla ilgili merakım arttıkça ilginç şeyler öğreniyordum. 2015 başlarındaki başkanlık seçimi ikinci turunu kıl payıyla da olsa kazanan Kitaroviç’in ilk kararlarından biri, devlet başkanına ait uçağı ve 35 Mercedes’i satarak parasını ulusal bütçeye aktarmasıydı. Bu arada kendisinin, bakanların, büyükelçilerin ve başkonsolosların ücretinin yüzde 60 oranında azaltılmasını sağlamıştı.
Burada Kitaroviç’in siyasi, ideolojik, dinî görüşleriyle ve ne kadar başarılı bir yönetici sayılabileceğiyle ilgili bir şey yazmayacağım. (Pazar yazılarını iyice siyasileştirdiğimi söyleyen okurlara selamlar!..)
Ama siyaset sahnesinde böyle bir kadının olması bana – belki de içinde bulunduğumuzu zaman ve mekân şartlarında – çok çekici geldi.
Erkek söylemleriyle, hatta saldırgan seksist üslupla “Ulan, bizde de böyle lider olsa var ya!..” diye başlayanları ve engin fantezilere yelken açanları kendi cinsel kültürleriyle baş başa bırakıp devam edelim.
Siyaset sahnesinin tepesinde, devlet başkanlığı koltuğunda bir kadını görmenin verdiği keyfin dışında (fazlasıyla “erkekçe” bir siyasetin ve söylemin egemen olduğu, 600 milletvekilinden yalnızca 103’ünün kadın olmasının normal karşılandığı ülkemizde bu “keyif” ne kadar anlamlı bulunur, bilemiyorum), Kitaroviç’in yüzüne, tavırlarına bakınca açıkçası insan kendini daha iyi hissediyor.
Kadın neredeyse sürekli gülümsüyor; davranışları oldukça candan, samimi; "imaj kahramanı" gibi değil son derece sahici bir lider olarak görünüyor.
Yalnızca bizde değil, dünyanın birçok yerinde toplumun üzerine çökmüş “devlet ciddiyeti” bu tür renkleri kolay kaldırmıyor.
* * *
Gazetecilik de “iri göğüslü ve sarışın bir siyasi lider”le ne yapacağını bilemez gibi. Bizim bazı “gasteciler”in bayılarak atladıkları hataya dünya medyası, hatta en başta Hırvatistan medyası daha 2015’te düşmüştü:
“Kitaroviç’in” denilen epeyce açık saçık mayolu görüntüler bir süre ortalığı kaplamış, sonradan bunların Kitaroviç’e çok benzeyen Amerikan aktris ve dansçı Coco Austin’e ait olduğu ortaya çıkmıştı.
Ancak Katolik Hırvat siyasetçi daha kapalı da olsa kendi mayolu fotoğraflarını sergilemekten kaçınmamıştı. “İnsani olan hiçbir şey ona yabancı olamazdı” çünkü.
Final maçında Fransız mevkidaşı ile samimi pozlarından dolayı hakkında dedikodu çıkaran ucuz gazetecilere aldırmadığını söylüyordu (50 yaşındaki Kitaroviç ile 40 yaşındaki Macron’un “birbirine yakıştığını” yazan, hatta Fransız liderin eşinin 65 yaşında olduğunu hatırlatarak iddiasını perçinlemeye çalışan “meslektaşlarımız” vardı).
Üniversite’den arkadaşı olan iş insanı Yakov Kitarobiç’le 22 yıldır evli, bir kızı bir de oğlu var.
Hırvatistan Devlet Başkanı sosyal medyayı aktif kullanıyor.*
Kitaroviç edebiyattan, turizmden ve spordan çok hoşlandığını sık sık dile getiriyor. Dillere de meraklı: Hırvatça’nın dışında İngilizce, İspanyolca ve Portekizce’yi iyi biliyor. Almanca, Fransızca ve İtalyanca ile arasının da hiç fena olmadığı söyleniyor.
* * *
Yabancı dillerde bu kadar ilerlemiş olan Kolinda’nın küçükken ana dilini “köylü aksanıyla” konuştuğu için arkadaşları arasında alay konusu olduğunu düşünmek zor. Köylü kökenli. Babası kasap. Kendisini yetiştiren dedesi ve ninesi 40’lı yıllarda İtalyan faşistlerinden çok çekmiş.
Her zaman çok başarılı bir öğrenci olan Kolinda, 17 yaşında bir burs kazanarak ABD’ye gidiyor.
Zagreb Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okuyor. Yıllarca diplomat olarak çalıştıktan sonra 2003’te milletvekili seçiliyor.
2003-2005 yılarında Avrupa Entegrasyon Bakanı, 2005-2008 yıllarında da Dışişleri Bakanı olarak çalışmasının ardından, Hırvatistan’ın ABD Büyükelçisi görevine getiriliyor. ABD’deki üç yıldan sonra, NATO Genel Sekreter Yardımcısı olarak atanıyor (Bir ara şakayla “NATO’da inek sağmasını bilen tek kadın benim herhalde” dediği kayıtlara geçiyor).
2014 sonunda Hırvat Demokrat Birliği’nden devlet başkanı adayı oluyor. 15 Şubat 2015’ten bu yana Devlet Başkanı.
Moskova’daki Fransa-Hırvatistan final maçıyla dünyadaki ünü artan Kitaroviç’in bir cümlesi, belki bu yazıya uygun bir final olabilir:
“Spor insanları birleştiriyor. Ülkelerimizde insanlar ideolojik farklılıklardan ve durmadan geçmişe dönüp durmaktan bıktı usandı artık.”
https://twitter.com/KolindaGK
https://www.instagram.com/predsjednicarh/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2025
10.05.2025
13.04.2025
29.03.2025
20.03.2025
6.03.2025
20.02.2025
13.02.2025
16.01.2025
9.01.2025