Mehmet Acet
Geride bıraktığımız bir hafta içerisinde Münbiç’ten, Kandil’den Türkiye adına arka arkaya ‘gol haberleri’ geldi.
Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yaptığımız yayında Erdoğan, Kandil’e o akşam bir ‘nokta operasyonu’ yapıldığını, toplantı halindeki PKK kadrolarının vurulduğunu haber vermişti.
Erdoğan dün bir kere daha konuştu, “Kandil’deki lider takımını hallettik” dedi.
Cumhurbaşkanının verdiği haber, o daha konuşmadan önce yerel kaynaklara erişimi güçlü olan Rudaw kanalı tarafından da teyit edilmişti zaten.
Bunun dışında terör örgütünün geçiş güzergahlarını kontrol altına almak için yürütülen operasyonlar kararlı bir şekilde sürdürülüyor.
Münbiç’te ne olduğunu biliyorsunuz.
ABD, Türkiye’nin iki yıldır süren taleplerini yerine getirdi, uzlaşma sağlandı ve PKK/YPG’nin boşalttığı alanları Türk Silahlı Kuvvetleri doldurmaya başladı.
Şimdi burada azıcık duralım, bir takım sorular sorarak ilerleyelim.
-Türkiye’nin güney sınırındaki bu yeni durum acaba 25 Haziran sabahından itibaren de korunabilecek mi?
-15 Temmuz sonrası başlatılan güvenlik tehditlerini Türkiye topraklarına ulaşmadan kaynağında yok etme politikası ve uygulaması sürdürülebilecek mi?
-Yoksa, 2015 Haziran seçimlerinin getirdiği kaos iklimine geri dönme ihtimali var mı?
2015 yazında başlayan, ülkenin doğusunda batısında 30 büyük terör saldırısını beraberinde getiren, PKK’nın Suriye’deki Rojava projesini Türkiye topraklarına taşıma çabası olarak bildiğimiz hendek terörünün önünü açan o süreç, Haziran seçimlerinin sonuçlarından beslenerek karşımıza çıkmıştı.
Yani Haziran seçimlerinin getirdiği belirsizlik ortamı, o zorlu dönemin bizatihi gerekçesini oluşturmuştu.
Bu durumda, 24 Haziran seçimlerinden de aynı türden bir siyasi belirsizlik sonucu çıkması halinde, bandın geri sarılmayacağının bir garantisi var mı diye sorduğumuzda “Hayır yok” diyebiliyoruz.
Daha önce birkaç kere hatırlattığım bir örneği tekrar hatırlatabilirim.
7 Haziran akşamı Türkiye, “Hükümet nasıl kurulacak” sorusunu sormaya başladığı anda, ABD’nin talimatıyla PKK/YPG hareket geçmiş, nüfusu Araplardan oluşan burnumuzun dibindeki Tel Abyad şehrini bir gün içerisinde ele geçirip, sözde kantonlarını birleştirmişti.
Fikrimi daha açık dile getireyim:
Bu Pazar akşamı, üç yıl önceki Haziran seçimlerinin sonuçlarıyla karşılaşmamız halinde, aynı projenin yeniden tedavüle sokulacağına dair bir tereddüt yaşamıyorum.
-HDP ve Cumhurbaşkanı adayları Demirtaş’ın seçim döneminde esprilerle perdelemeye çalıştıkları asıl pozisyonlarından vaz geçtiklerine dair bir karine bulunmuyor.
-CHP, İyi Parti ve Saadet Partisi’nden oluşan Millet İttifakı’nın paydaşlarının, bu mücadeleyi sürdürme ve elde edilen kazanımları koruma anlamında dişe dokunur bir taahhütte bulunduklarını işiteniniz oldu mu acaba?
Ne yapacaklar?
Bu kazanımların ve kararlı duruşun arkasında duracaklar mı?
Yoksa, Meclis’teki muhtemel müttefikleri HDP’nin esiri haline mi gelecekler?
Şimdi konumuza dönebiliriz.
24 Haziran akşamı ortaya çıkacak olan sonucu, seçimlere katılım oranı doğrudan etkileyebilir.
10 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi anketler “Erdoğan yüzde 55 oy oranıyla rahat bir zafer elde edecek” diyordu.
Bu durum, sahildeki CHP’lilerden daha çok Ak Parti seçmeninde bir rehavete yol açtı, katılım oranı yüzde 73’ün altında kalınca, Erdoğan beklentilerin daha aşağısında bir oy oranıyla sandıktan çıktı.
24 Haziran seçimlerinin 10 Ağustos seçimlerine oranla daha kritik olduğunu herkes biliyor.
O yüzden özellikle Ak Parti seçmeninin bir bölümünün “Benim bir oyum neyi değiştirir ki” diye düşünüp sandık başına gitmemesi seçim sonuçlarını doğrudan etkileyebilir.
Hem, sandık başına gidip gitmeme konusunda bir karara varamamış olanların, hem de son günlere gelmemize rağmen oy tercihini hala belirlememiş olanları bir kere daha düşünmeye davet ediyorum.
Tekrar edeyim, 24 Haziran akşamı göreceğimiz seçim sonuçlarını seçimlere katılım oranı doğrudan belirleyebilir.
Bu seçimde bir oy bir milyon oy değerinde.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
17.04.2021
20.07.2020
15.07.2020
24.06.2020
20.06.2020
13.06.2020
8.06.2020