Mehmet Ocaktan
Bir kere Erdoğan’ın kullandığı bu ifadeler, “bundan sonra artık cumhurbaşkanı adayı olmayacağım” anlamına gelmiyor.
Bu olsa olsa anketlerde AK Parti açısından sıkıntılı gözüken 31 Mart seçimini takviye niteliği taşıyan şefkatli bir çıkış olabilir. Eğer, özellikle İstanbul adayı Murat Kurum’un hali hazırdaki performans zaafı devam ederse, Cumhurbaşkanı Erdoğan seçime bir hafta kala seçmenin doğrudan kalbine dokunan daha duygusal konuşmalar yapmak zorunda kalabilir…
Kısacası, Erdoğan ‘bitti’ demeden asla bitmez… İbrahim Tatlıses’in son dönemde popüler olan yeni bir şarkısı var, tıpkı onun gibi bir şey yani: Devamke…
/Yetmez yetmez bana bana yetmez
Bitmez, bitmez böyle bitmez
Böyle bir aşk, böyle sevda
Ben bitti demeden bitmez/
Hemen belirtelim, Erdoğan 2028’de aday olabilmek için anayasa değişikliği dahil bütün yolları deneyecektir. Nitekim Bekir Bozdağ “Meclis’in alacağı bir erken seçim kararıyla” Erdoğan’ın yolunun açılabileceğini söyledi bile…
Kuşkusuz Cumhurbaşkanı Erdoğan güçlü bir siyasi lider. Bütün seçimlerde olduğu gibi bu seçimde de ne tür argümanları hangi zaman aralığında kullanacağını çok iyi bilebilecek bir özelliğe sahip.
Bütün alanlarda olduğu gibi siyasetin de yazılı olmayan kuralları ve etik değerleri vardır. Her ne kadar siyasi mücadelelerde, zaman zaman maksadı aşan ifadeler kullanılsa da siyasiler genellikle centilmenlik kurallarını korumaya özen gösterirler, en azından geçmişteki siyasi mücadelelerde böyleydi… Çok partili hayata geçtiğimiz günden bu yana yaşanan süreçte, bu tür centilmenlik örneklerini görmek mümkün.
Maalesef bugünkü siyasetçilerimiz açısından, siyasi etik kuralları çok fazla bir anlam ifade etmiyor. Bu yüzden de siyasi liderler, muarızlarını itibarsızlaştırmak için belli hilelere baş vurmayı kendileri için hak olarak görüyorlar.
Ancak siyasette bazen öylesine kırılgan anlar olur ki etik dışı taktikler, ustalıklar, hatta tehdit niteliği taşıyan söylemler de beklenilen sonucu üretmeyebilir.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son mitinglerinde kullandığı “Biz varsak doğal gaz var, biz yoksak doğal gaz yok” benzeri tehdit ifadeleri de “Bu artık benim son dönemim, beni yalnız bırakmayın” anlamına gelen gönül alıcı sözleri de 31 Mart’ı garantiye alacak doğru bir hamle olmayabilir. Toplumdaki makul çoğunluk, sürekli kendi söylediklerini bile sabahtan akşama tekzip eden bu keskin dilden yorgun düşmüş olabilir.
Unutmayalım, 2019’da tekrarlanan İstanbul seçimi öncesinde Öcalan’ın mektubunun TRT’de okutulması, kardeşinin TRT’de konuşturulması bir işe yaramadığı gibi, seçmeni ters yönde motive ederek AK Parti’ye ilk kez bir hezimet yaşatmıştı.
Sandığa az bir zaman kala 31 Mart hamlelerine bakarak söylemek gerekirse, AK Parti 2019 tecrübesinden ders almış gibi gözükmüyor. Sanki hiçbir şey değişmemiş gibi… Sloganlarda ve söylemlerde aynı kibir ve toplumun belli kesimlerini ötekileştiren dile aynen devam…
AK Parti özellikle İstanbul’daki bu dezavantajlı durumunun farkında olmalı ki 17 bakanını İstanbul’da Murat Kurum’a destek için sahaya sürmüş bulunuyor. Ancak bu aynı zamanda bir zaaf görüntüsü de yaratabilir, “Murat Kurum zayıf kaldı, şu işe bir el atalım” benzeri bir algı oluşturabilir ki bu Kurum’a zarar verir.
Nitekim bu zaaf görüntüsünü değerlendiren İBB başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu arkadaşlar siyaset yapmaya gelince enflasyon düşecek mi? Öğretmenler atanacak mı? 2023’te millet sizi seçti, gidin memleketin sorunlarını çözmek için çalışın” diyerek karşı hamle yapmakta gecikmedi.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025