Mehmet Ocaktan
Seçim öncesi iktidar medyasının yazarlarının, televizyon yorumcularının yazdıklarını-söylediklerini hafızanızda lütfen yeniden canlandırmaya çalışın. İnanıyorum ki gazeteci mi yoksa parti elamanı mı oldukları pek belli olmayan o televizyon bülbüllerinin AK Parti’yi savunmak adına sergiledikleri sevimsiz tavrı gören herkeste çok doğal olarak “Eğer AK parti bu kifayetsizlerin savunduğu gibi bir partiyse, aman biz buradan uzak duralım” kanaati oluşacaktır.
Hatırlayalım, iktidara iliştirilmiş bir haber kanalında Ekrem İmamoğlu’nu Murat Kurum’un bir-iki puan önünde gösteren araştırma şirketinin yöneticisini dövmekten beter etmişlerdi. İktidarı övme görevlerini gazeteci kimliklerinden daha önemli hale getirdikleri için somut gerçekliklere bile tahammül edemez hale gelmişlerdi.
Diyelim ki iktidar adına görev ifa etmeyi gazetecilikten de anketlerin gösterdiği gerçeklerden de daha önemli buluyorlar. Ama insan bir kez olsun kendisine dönüp “ben ne yapıyorum, anketlerin sonuçlarını perdeleyip gerçekleri gizlersem, bu AK Parti’ye iyilik değil, kötülük yapmak olur” diye düşünmez mi?
31 Mart öncesinde iliştirilmiş medyada AK Parti adına öylesine güzel hayaller üretilmiş ki şimdi dönüp bakınca sadece tebessüm ediyoruz. Dahası o günlerde öylesine tuhaf hayaller pazarlandı ki İstanbul’da yarışın başa baş gittiği, esas sürprizin İzmir’de yaşanacağı, Yeniden Refah’ın Urfa’da biraz oy tırtıklayacağı, Antalya’da Muhittin Böcek’in umduğunu bulamayacağı, Üsküdar ve Tuzla’da AK Parti’nin fark atarak kazanacağı, Yeniden Refah’ın ‘keşke’ diye hayıflanacağı bile yazıldı, çizildi…
Seçim sonrasında daha makul durmaya çalışan iktidar yanlısı yazar ve yorumcular, 31 Mart seçimlerini kaybeden AK Parti ile ilgili derin analizler yapıyor, yapılacak değişim hamlelerinin AK Parti’yi daha da güçlü bir şekilde ayağa kaldıracağına inanmaya ve herkesi de inandırmaya çalışıyorlar. Doğrusu bu tür abartılı yazıları, yorumları görünce “sahiden AK Parti’nin yeniden dönüşü muhteşem mi olacak” benzeri tuhaflıklar karşısında tebessüm etmekten insan kendisini alamıyor.
İyimser beklentiler içinde olmak elbette güzel bir şey, ancak AK Parti’nin ve özellikle de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yeniden demokratik değerlere dönmesini, “Hukukun üstünlüğü”ne itibar etmesini beklemek, biraz abartılmış bir iyimserlik gibi duruyor sanki…
Aslında AK Parti’de başlayan ‘hataları düzeltme’ ve değişim tartışmalarının çok fazla bir önemi yok, çünkü fiili anlamda ciddi adımlar atabilecek böyle bir parti yok ortada. Devlette olduğu gibi AK Parti’de de tek karar verici Erdoğan…
Eğer Cumhurbaşkanı Erdoğan bir sabah kalkıp “Ben 31 Mart’ın analizini yaptım, hatalarımızı görüyorum, 2002’de yola çıkarken belirlediğimiz demokratik değerler, hukukun üstünlüğü, özgürlükler ve ekonomik kalkınma gibi temel ilkelerle gerçekleştirdiğimiz hamlelere geri dönüyoruz” derse, işte o zaman AK Parti’de gerçek bir değişimin ilk adımı atılmış demektir, aksi taktirde her zaman olduğu gibi güzel masallar anlatılmaya devam edilir.
Ancak anlaşılan o ki “hatalardan dönme” işi çok kolay olmayacak. Zira medyadaki güzel hayal tacirleri şimdiden “eski hikayeler”i virgülüne bile dokunmadan yeniden yazmaya başladılar bile…
Mesela Yeniden Refah’ı ‘siyasetten silinme tehlikesinin beklediğini’ iddia eden ve de yağmurdan kardan hiç etkilenmeyen bir gazeteci, bu partiyi “FETÖ’cü eski siyasilerin etkisiyle intikam partisine dönüşmek”le ve de “Erdoğan’la hesaplarını görmek isteyen FETÖ’cülerin ‘Truva atı’na dönüşmüş” olmakla suçladı.
Bir kere hemen söyleyelim, FETÖ illeti konusunda kendisine ve AK Parti’nin içine bakmadan ortaya konulan böylesine hastalıklı bir yaklaşım, kesinlikle AK Parti’yi Milli Görüş geleneğinden koparan ve de onlarla çatıştırma hesapları yapan bir anlayışın ürünü olabilir ancak.
Eğer AK Parti kendisine sorgusuz-sualsiz destek veren medyaya ve de AK Parti içinde hala millete parmak sallamaktan yorulmayan isimlere bakarak bir değişim rotası çizecekse, doğrusu işi gerçekten zor demektir. Umarız bu kez ders almayı başarırlar…
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
7.11.2025
5.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
1.10.2025