Mehmet Ocaktan
İBB Başkanı ve CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun “yolsuzluk” suçlamasıyla tutuklanarak Silivri cezaevine konulması, adeta toplumsal bir depremi tetiklemiş bulunuyor.
İstanbul’da millet iradesine karşı yürütülen son operasyonların, esas itibariyle İmamoğlu’nu yargı marifetiyle tasfiye ederek cumhurbaşkanlığı yarışında saf dışı bırakmayı hedeflediğini AK Partililer dahil artık herkes biliyor.
Kuşkusuz bu sadece Ekrem İmamoğlu meselesi değil, ülkeyi derin krizlere sürükleyen hukuksuzluğa, adaletsizliğe ve merhametsizliğe karşı toplumsal vicdanın isyan haline dönüşmesidir.
Maalesef İmamoğlu üzerinden sahnelenen hukuk dışı operasyonlar, epey bir süredir ‘tek parti’ dönemini bile aratacak uygulamalarla geniş toplum kesimleriyle bağlarını koparan AK Parti’ye karşı olan güvensizliği daha da derinleştiren sonuçlar üretti.
Mesela Saraçhane’de en ön safta yer alan gençler, sağcısıyla, solcusuyla, muhafazakarı ve milliyetçisiyle Maltepe’de buluşan 2 milyon insan CHP’ye duydukları sempati nedeniyle değil, kendi özgürlük alanlarına yönelen tehditlere karşı tepki vermek için meydanlara koştular.
Hiç lafı dolandırmadan söyleyelim kim meydanlardan yükselen bu sese kulaklarını tıkarsa kaybeder.
Çünkü gençlerin fırsat eşikliğinin ortadan kalktığı, mülakatlarla hayatlarının karartıldığı bu adaletsiz sisteme itirazı var.
Çünkü toplumun hemen bütün kesimlerine tepeden bakan, tehdit diliyle kutuplaşmayı derinleştiren iktidara itirazları var.
Çünkü sessiz yığınların, en küçük iktidar eleştirisi yapanları ve de anayasal protesto haklarını kullanan insanları ‘ihanet’ parantezi içine alarak kötücülleştiren iktidar uygulamalarına itirazı var.
Çünkü sınırsız iktidar gücünü daha da tahkim etmek için, millet iradesine karşı yapılan operasyonlarla ekonomik krizin daha da derinleşmesi sonucunda ekmekleri biraz daha küçülen emeklinin, asgari ücretlinin, dar gelirlinin bu jakoben fanteziye itirazı var.
Özellikle AK Parti’nin yönetim kademesi, tehlikenin farkında değil belki ama bütün bunlar, iktidara ve AK Parti’ye güvensizliğin en bariz göstergeleridir.
DEVA Partisi lideri Ali Babacan’ın bu konudaki sözleri hiçbir analize ihtiyaç bırakmayacak kadar açık ve net: “Demokrasi de hukuk da adalet de dolayısıyla ekonomi de büyük bir saldırı altında. Ve bu saldırıda kullanılan mühimmat, sis bombasıdır. Sayın Erdoğan’ın ekonominin ortasına bıraktığı sis bombasıdır.”
Eminim ki bizzat AK Parti içinde yer alan ve bu partiye gönül veren milyonlar da hukukta, adalette ve ekonomide kaybeden böyle bir Türkiye fotoğrafından son derece mutsuz ve endişelidir. Nitekim bayram süresince görüştüğüm önemli sayıda AK Partili tanıdıklarım, açıktan konuşmasa da alçak bir sesle “İyi bir yere gitmiyoruz” diyerek endişelerini paylaştılar.
Zira ülkesini seven hiçbir bireyin, sırf otokratik bir güç denemesi adına sahneye sürülen ‘siyaset mühendisliği’ senaryoları ile Türkiye’nin hukukta antidemokratik ülkeler ligine düşmesine, ekonomisinin yerle bir edilmesine gönlü asla razı olmayacaktır.
Ama ne hikmetse AK parti iktidarı hem kendisine gönül veren milyonların hem de farklı kesimlerin sesini duymamak için adeta etrafında kale duvarları oluşturmuş bulunuyor. Ne yazık ki kendini hapsettiği bu yankı odasında, kendi sesinden başka bir ses duymuyor, ayrıca duymaya da tahammülü yok.
Daha da vahim olanı etrafında toplanan ‘memur gazeteciler’in her gece televizyonlardaki merdiven altı yorumları ve itibar suikastları eşliğinde sesi çıkan herkesi tutuklayarak toplumsal tepkiyi bastırabileceğine inanması…
Boşuna boykot çağrıları yapılıyor, zaten toplumun önemli bir kesimi kendiliğinden boykot uygulayarak bu ‘memur gazeteciler’in üfürdüğü yalanlara inanmıyor, gazetelerini okumuyor, televizyonlarını izlemiyor. Çünkü bu üfürükçüler, sadece emir tekrarı yapıyorlar o kadar…
Kim ne derse desin bu gidişatın sonu hiç hayra alamet değil. Zira iktidar her gün biraz daha sertleştikçe konuşanlar, anayasal protesto hakkını kullananlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, demokrasi ve hukuk kan kaybetmeye devam ediyor.
Anlaşılan o ki AK Parti’de hala var olduğunu sandığımız makul siyasetçiler de bu hikayenin iyi bir sona doğru ilerlemediğini söyleyebilme cesaretini kaybetmişler. Belki de biz onlara fazla bir anlam yükledik ve kendi kendimize boş hayaller kurduk…
Şimdi geldiğimiz noktanın özeti şu; AK Parti artık bizim bildiğimiz AK Parti değil, şimdi o koşar adım 1930’ların, 40’ların ‘tek parti’ dönemine doğru ilerliyor. Ve hep birlikte hukukta, özgürlüklerde, ekonomide kaybediyoruz. Herkese geçmiş olsun…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025