Mehmet Ocaktan
31 Mart seçimleri öncesinden bu yana müthiş gerilimli günler yaşadık. Kampanya süresince öylesine bir siyasi atmosfer oluşturuldu ki, toplum olarak sanki seçime değil savaşa gidiyormuşuz gibi sürekli gerilim hatlarında dolaştık. Özellikle Cumhur İttifakı’nın muhalefeti “illet”, “zillet”, “terör ittifakı” gibi zehirli bir dil kullanarak suçlaması toplumdaki kutuplaşmayı daha da derinleştirdi ve hepimizi çok yordu.
Bu da yetmedi, YSK’nın hukuku siyasete uydurarak seçimi iptal etmesiyle birlikte 23 Haziran’da, yani bu hafta sonu yeniden sandık başına gidiyoruz.
Bu arada, televizyonlardaki tartışmayla memleketteki normalleşme adına değerli bir adım atıldı, Cumhur İttifakı’nın adayı Binali Yıldırım’la Millet İttifakı’nın adayı Ekrem İmamoğlu gazeteci İsmail Küçükkaya’nın moderatörlüğünde ortak televizyon yayınında buluştular. Birlikte konuştular, tartıştılar ama memleket elden gitmedi... Biliyorum ‘memleketin elden gitmesi gibi bir tehlike mi vardı’ diyenler olacaktır. Elbette yoktu, ama hafızalarımızı tazeleyelim, iktidar bloğu bütün bir seçim kampanyası boyunca “Eğer Ekrem İmamoğlu kazanırsa, memleketin bekası tehlikeye girer ve terör ittifakı kazanır” benzeri bir itibarsızlaştırma kampanyası yürüttü.
Neyse sonunda, memleketin bekasının tehlikede olmadığı anlaşılmış olmalı ki, iki tarafın adayları aynı masada İstanbul’un sorunlarını konuşmayı başarabildiler. Doğrusu çok da iyi oldu, yıllardır unuttuğumuz demokratik bir geleneği yeniden hatırlamış olduk.
Normal demokratik ülkelerde demokrasinin rutini haline gelen bu tartışmaları o kadar özlemişiz ki, Pazar gecesi bütün Türkiye televizyonlara kilitlendi. Ve biz de yıllardan sonra ilk kez demokrasinin nasıl bir şey olduğunu hatırlamış olduk.
Bu tartışma, 23 Haziran’ın kaderini değiştirebileceği yönünde büyük umutlar bağlayanları tatmin eder mi doğrusu bilemem ama, demokrasimiz açısından önemli bir kazanım olduğu kesin.
Gerçekçi olarak bakıldığında, bu kadar kısa bir sürede toplumsal hafızayı sarsacak güçlü bir dalga olmadığı sürece seçmenlerin kanaatinin değişmesi mümkün değildir. Açıkça ifade etmek gerekirse, şu ana kadar insanların demokratik hafızasını altüst eden 31 Mart gecesindeki o güvensizlik fotoğrafını değiştirebilecek bir gelişme olmuş değil. Çünkü o gece, neredeyse oyların tamamının sayıldığı bir süreçte neden birden bire veri akışının kesildiği henüz topluma izah edilebilmiş değil. İşte tam da bu yüzden kamuoyu araştırmaları İmamoğlu’nun daha şanslı olduğuna işaret ediyor.
Oysa AK Parti daha 31 Mart seçimlerinde İstanbul işini çözebilir ve bugün maruz kaldığı sıkıntıları hiç ama hiç yaşamayabilirdi. Mesela kampanyanın başında öylesine ezber bozan bir politika değişikliğine giderdi ki, insanlar “Bir dakika burada bir şeyler oluyor, galiba AK Parti geçmişteki reformist kimliğine geri dönüyor” diyerek bu partinin yeni söylemlerine kulak kesilebilirdi. Ama böyle sarsıcı bir durum henüz söz konusu değil. Ne yazık ki AK Parti, küçük ortağı MHP’nin politikalarına o kadar yaslandı ki, demokratik ve özgürlükçü AK Parti iklimine geri dönmesi neredeyse imkansıza yakın bir durumdur.
Maalesef AK Parti en küçük bir politik aks değişikliği yapmadığı gibi, muhalefet adayına karşı ahlaken kabul edilmesi mümkün olmayan bazı ithamlarla kendi pırıltısını azaltmıştır. Aslında AK Parti’nin bu tür ayrıştırıcı politikalara hiç ihtiyacı yoktu. Nitekim Pazar akşamı gerçekleşen açık oturum gösterdi ki, siyasi mücadele yürüten adaylar birbirlerini ötekileştirmeden, ‘ihanet’le, ‘zillet’le suçlamadan da memleketin meseleleri tartışılabiliyorlarmış, bunu hepimiz gördük.
Eğer AK Parti işin başından itibaren, yani 31 Mart öncesinden başlayarak o bizim bildiğimiz geçmişteki reformist AK Parti gibi davranıp buna göre söylemler geliştirebilseydi, ne 31 Mart vakasını yaşardık, ne de 23 Haziran’da ‘acaba ne olacak’ kabusunu...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025