Mehmet Ocaktan
31 Mart seçimleriyle ilgili kampanyanın başladığı ilk günden bu yana, ısrarla AK Parti’nin reformist kimliğine dönmesi gerektiğini, Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘rejim elden gider’ korkusuyla sığındığı “beka” meselesine kendini kilitlemesinin AK Parti’yi geleceğin değil, statükonun partisi yapacağını dilimizin döndüğünce anlatmaya çalıştık.
Ancak AK Parti, MHP’nin aşırı milliyetçi rüzgarıyla girdiği bu istikametten dönmedi ve sonunda neredeyse Türkiye’nin bütün büyükşehirlerini kaybetti. Aslında ortaya çıkan bu tablo acilen bir iç muhasebe yapmayı zorunlu hale getirmişti. Ama AK Parti daha 31 Mart gecesi bitmeden muhasebe yapmayı değil, millet iradesine karşı hamle yapmayı tercih etti. Sonuç malum, seçim iptal edildi ve istikamet 23 Haziran...
Oysa AK Parti’nin 31 Mart’ın mesajını doğru okuyarak kutuplaşmayı ve ayrışmayı değil, bütün toplum kesimlerini kucaklayan yeni bir şefkat dili üretmesi gerekiyordu. Ama hayır, bu kez daha sert bir söylem dili tercih edildi, öyle ki muhalefet adayına yönelik “Pontus” benzeri ırkçı yakıştırmalar bile icat edildi. Öyle ya, İstanbul bir “Pontus”a teslim edilebilir miydi?
Doğal olarak ilk düğme baştan yanlış iliklendiği için, 23 Haziran’a gidilen süreçte yanlışlar yanlışları izledi ve seçmen adeta AK Parti’den zorla uzaklaştırıldı. Epey bir süredir neredeyse bütün muhalefetin “PKK”cı olarak itham edildiği bir dönemde Cumhur İttifakı’nın İmralı’nın yardımına başvurması ise kelimenin tam anlamıyla ahlaki erozyonun zirvesiydi.
İşte bu keskin siyaset dili toplumu öylesine endişelendirdi ki, seçmen bütün beklentilerini ve parti aidiyetini bir tarafa bırakarak sadece sandığın itibarını korumaya odaklandı.
Ve sonunda geldiğimiz yer ortada... Şunu açıkça ifade etmek gerekiyor ki istişarenin ve ortak alın terkedilmesi 23 Haziran hezimetini doğurmuştur.
Rasyonel akılla düşündüğümüzde, AK Parti’nin bir takım yan yollara sapmadan açık yüreklilikle bir iç muhasebe yapma zorunluluğu ortadadır. Birileri “AK Parti artık yolun sonuna geldi” dese de belki hala bir çıkış yolu kalmıştır. Ancak bir zihniyet değişimi olmadan, yol almanın imkan ve ihtimali de yoktur.
Hemen belirtelim, 23 Haziran sonrasında AK Parti’den yükselen sesler hiç de umut verici bir duruma işaret etmiyor. Parti çevrelerinden yansıyan bilgiler, süreç içinde yapılan hataları masaya yatırıp kılı kırk yaran bir muhasebe yapmak yerine, hatayı kendi dışındaki çevrelere yükleyerek günü kurtarmaya yönelik bir durumun olduğunu gösteriyor. Mesela, muhalefete kaptırılan belediyelerin başta İstanbul olmak üzere büyükşehir başkanlarının nasıl engellenebileceği ya da görevden alınabileceği konularının konuşuluyor olması bile fevkalade endişe vericidir.
Oysa AK Parti’nin pırıltısını azaltan ve millet nezdinde itibar kaybına yol açan tam da bu zihniyet kaymasıdır. Her vesileyle altını çizmeye çalışıyoruz, milletin AK Parti’nin hizmetlerinden bir memnuniyetsizliği söz konusu değildir. İtiraz ettiği; “Ülkenin sahibi benim, ben ne dersem o olur” anlayışıdır, zaten 31 Mart ve 23 Haziran sandığının verdiği mesajın özeti de budur.
Galiba ilk yapılması gereken, AK Parti’nin etrafını zehirli tellerle çeviren trolcü zihniyetten partinin kurtarılmasıdır. Aksi takdirde partiye musallat olan bu trolcü zihniyet, milleti AK Parti’den uzaklaştırmaya devam edecektir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025