Mehmet Ocaktan
Modernleşme hikayemiz esas itibariyle taklitçi bir zihniyet yapısına dayandığı için, Batılılaşma da kendine has kıymetlerin yerine Batılı hayat tarzını ikame etmek biçiminde anlaşılmıştır. Bu anlayışın sonucu olarak özellikle Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında biraz da dayatmacı bir üslupla ithal edilen Batılı hayat biçimleri sanki Batılılaşmanın asli unsuruymuş gibi algılanmıştır.
Aslında Batılılaşma, hatta demokrasi karşıtı sert tartışmaların temelinde de sırf bize ait olduğu için bazı değerlerin tümden reddedilmesi anlayışı bulunmaktadır.
İlk yıllarda bir bakıma “zoraki modernleşme” biçiminde sürdürülen Batılılaşma yürüyüşü şekilsel anlamda belli bir mesafe kazanmış, fesler çıkarılıp şapkalar giyilmiş, çarşaftan kravata kadar ahalinin görüntüsü değiştirilerek daha Avrupai bir fotoğraf karesi oluşturulmaya çalışılmıştır.
Eğer batılılaşma meselesine “yeter ki fotoğrafımız yakışıklı olsun” anlayışıyla bakarsak; evet geldiğimiz yer itibariyle de epey Batılılaştığımızı düşünebiliriz. Görüntü açısından Avrupalılardan daha fiyakalı olduğumuz bile söylenebilir.
Ama kabul etmek gerekiyor ki, bizim bugün itibariyle geldiğimiz noktanın gerçek manada Batılılaşma ile de, kalite standardı yüksek bir demokrasi ile de uzaktan yakından alakası bulunmamaktadır. Bizim yaptığımız bal kavanozunun şişesini dışından yalamaktan ibarettir.
Türkiye’de deneysel psikoloji çalışmalarını başlatmış olan değerli bilim insanımız Prof. Dr. Mümtaz Turhan kendi ifadesiyle “Garplılaşma” meselesini üç bakış açısına dayandırır. Birincisi terbiye açısından, ikincisi fikir hürriyeti açısından, üçüncüsü de halk açısındandır. Mümtaz Turhan’ın Batı medeniyetinin temel taşları olarak gördüğü üç ana unsurdan en önemlisi ise hürriyettir. O, hür bir insanın ancak demokratik bir sistem içinde var olabileceğine işaret eder. Çünkü demokrasi, her şeyden önce bireye her türlü baskı, korkudan uzak, maddi ve manevi kabiliyetlerini güvenlik ve özgürlük içinde, serbestçe geliştirebileceği toplumsal bir ortam temin etmektedir.
Mümtaz Turhan’ın, Batı medeniyetinin temel unsurları konusunda yıllar önce söyledikleri bugün bile hala önemini korumaktadır: “Garp medeniyetinin esas unsurları ilim, ameli hayata tatbikinden ibaret olan teknik, insan haklarını teminat altına alan hukuk ve hürriyettir. Hakiki Garplılık ise bunların prensiplerine bağlılıktır.
Bu suretle garplılaşma yolunda başvuracağımız herhangi bir tedbir, yukarıda tespit ettiğimiz temel unsurlarla (ilim, ilim zihniyeti, teknik, hukuk ve hürriyetle) bunlara ait müesseseleri kuvvetlendirdiği, inkişaf ettirdiği nispette ancak bir mana ifade edebilecek bir kıymet taşıyabilecektir.” (Garplılaşmanın Neresindeyiz?, s.46, 51)
Bu perspektiften baktığımızda, bugün bile hala Batılılaşma ve demokrasi konusundaki tartışmalarımızın, hatta itirazlarımızın aslında bir zihniyet paradigmasından çok, kulaktan kulağa üfürülen demokrasi karşıtı hurafelerden kaynaklandığını görmek gerçekten ibret verici bir durum.
Gerek Batılılaşma ve demokrasi karşıtlarının, gerekse taklitçi Batı hayranlarının aslında ortak bir ‘fason zihniyet’ yapısında buluştuklarını, bu yüzden de insan hakları temelinde hukukun üstünlüğüne dayalı, yaşanılabilir bir dünya ve sistem kurmak gibi bir problemlerinin asla olmadığını görmek gerekiyor. Çünkü bu konuda her iki tarafın ortaya koyduğu argümanların önemli bir bölümü, bilimsel bir zihniyet değişimi ile ilgili değil, dışarıya verilen fotoğrafın fiyakasıyla ilgilidir.
İşte tam da bu zihniyet yüzünden, özellikle AB sürecinin de motivasyonuyla demokratikleşmede bunca alınan mesafeye rağmen, maalesef temelde bir zihniyet değişimini gerçekleştiremediğimiz için yolun bir yerinde “AB kriterleri olmazsa, Ankara kriterleri ile yola devam ederiz” diyerek demokrasinin kenarından dolaşmayı bir demokrasi kriteri gibi sunabilmekteyiz. Böyle zamanlarda zihnimde “acaba demokrasi kültürü ile akraba olmamıza genlerimizde bir mani mi var?” benzeri sorular doğuyor, ama anında itiraz ediyorum, çünkü bunu aklımıza ve irademize haksızlık olarak görüyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025
24.03.2025
10.03.2025
11.02.2025
5.02.2025
23.01.2025