Mehmet Ocaktan
Din adına örnek olması gereken dini bilim insanları, kanaat önderleri ve bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı gibi kurumların dinin temel ilkelerinden çok, görsel dindarlığı bir fazilet gibi sunmaları özellikle yeni nesiller nezdinde doğrudan dinin kendisine yönelik sorgulamaları arttırmıştır.
Maalesef Müslüman bir toplumda dinin tartışılır hale gelmesinde tarikatların, cemaatlerin, şeyhlerin, ulemanın ve siyasilerin büyük sorumluluğu bulunmaktadır. Kuşkusuz yaşanan bu kafa karışıklığında, sorumluluk makamında olanların dini sunum ve anlatım tarzlarının önemli payı olduğu aşikardır. Çünkü günümüz din hocalarının dini anlatış biçimi, ne yazık ki geçmişin klasik mirasını tekrarlamaktan ibarettir.
Bu anlayış yüzündendir ki, memleketimizde camilerin, Kur’an kurslarının, İmam-Hatiplerin sayıları artmakta ama dindarlara güven azalmaktadır.
En tehlikelisi de dinin, siyasetin ve güncel tartışmaların içine itilerek ideolojik kamplaşmaların onay makamı haline dönüştürülmesidir.
Kabul edelim ki dini kullanışlı bir araç haline dönüştüren siyaset erbabından din hocalarına kadar pek çok kesim toplum nezdinde adeta bir din pazarlamacısı olarak algılanmaktadırlar.
İlk bakışta bu algı haksızlık gibi görülebilir, ama ortalığa saçılan perişanlığı görünce hiç de öyle olmadığı anlaşılacaktır.
Çünkü bizim gibi dinin siyasetin emrine verildiği toplumlarda aklın, mantığın, basiretin, ferasetin, ahlakın ve vicdanın yerini hırs, öfke, kin, nefret ve düşmanlık almaktadır.
Çünkü Peygambere bile itaatte, “...İyi ve yararlı işlerde sana karşı gelmeyeceklerine dair biat etmek istediklerinde onların bu biatlarını kabul et ve onlar için Allah’tan bağışlama dile” (mümtehine/12) ilkesi konulmuşken, Müslüman toplumlarda kitlelerin adeta bir sürü mantığı ile şeyhe, lidere, partiye sorgusuz sualsiz teslim oluşu dindarlığın gereği olarak anlaşılmaktadır.
Çünkü bu topraklarda, barış dini olan İslam adına konuşan din hocaları, cemaatler, siyasetçiler, sivil toplum örgütleri kaybettikleri evlatları için yüreği yanan annelerin acısını duyacak bir dindarlık bilincine sahip değildirler.
Çünkü bu ülkede; dini vecibelerin gereği olarak namaz kılan, oruç tutan, camiye giden, zaferler için Fetih suresi okuma törenleri düzenleyen dindarlar, hakka-hukuka riayet etme, zulümlere, tecavüzlere, yolsuzluklara, insan hakları ihlallerine, özgürlüklerin kısılmasına karşı çıkmayı aynı şekilde bir dindarlık bilinci olarak görmezler.
Çünkü bu ülkede dindarlar, Kur’an’ın evrensel mesajını, yaşanabilir bir dünya kurma öğütlerini değil, görsel dindarlığı din olarak bellemişlerdir.
Bilelim ki bu dindarlık anlayışıyla, yaşadığımız çağın insanlarına dinin evrensel mesajını ulaştıramayız. Dinin özünün ve ruhunun yitirildiği, bütün kerametin şeyhlerde, liderlerde arandığı bir zihniyet ortamında ahlakın ve dini duyarlığın buharlaşıp yok olması kaçınılmazdır.
İşte bu yüzden özellikle din ulemasının ve bu konuda örnek olması gerekenlerin, modern çağın diliyle yeni bir din anlatımına yönelmeleri zarureti bulunmaktadır. “Şayet dinin özündeki değerler ve korumak istediği amaçlar zedeleniyor, hırpalanıyor, açıkça çiğneniyorsa, bir alimin ‘Şu kitaptaki ifadeye, falanca fakihin kavline, şu mezhebin kuralına...’ diyerek fetva vermesinin ve dini açıklama yapmasının dini örselemekten öte bir anlamı olmaz. Böyle bir İslam anlatımı, muhatapların zihninde ayrıntılarla boğuşan, şekille yetinen, içi boşalmış bir din algısı doğurmakta, yeni nesilleri böyle bir dine karşı mesafeli durmaya sevk etmektedir.” (Ali Bardakoğlu, İslam’ı Doğru Anlıyor muyuz?, s.60)
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları


























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.12.2025
22.12.2025
8.12.2025
5.12.2025
3.12.2025
1.12.2025
26.11.2025
21.11.2025
19.11.2025
17.11.2025