Mehmet Ocaktan
Şu günlerde, iktidarın kadrolu mikrofonu konumunda olan gazete ve televizyonlar yurt dışından fon temin eden medya kuruluşlarına karşı bir istiklal mücadelesi(!) veriyorlar.
Evet varlıklarını iktidara borçlu olan gazete ve televizyonların, muhalif medyaya karşı cengaverce mücadele etmesini anlamak mümkün. Ancak bu mücadelede bir tuhaflık var, iktidarın kontrolündeki medyanın sayısal varlığı yüzde 90’larda, savaş açtıkları ise dijitalde yayın yapan ve de kıt kaynaklarla ayakta durmaya çalışan iki-üç gariban kuruluş. Bir karşılaştırma yapmak için bile şartlar eşit değil.
Peki neden böyle bir linç kampanyası yürütülüyor dersiniz?
Çünkü iktidarın elindeki medya kuruluşlarının hiçbirinin toplum nezdinde bir karşılığı yok. Televizyonları izlenmiyor, yazarları okunmuyor, ama buna karşılık hala habere ve gazeteciliğe inanan birkaç gazete, sayıları iki-üçü geçmeyen televizyon ve birkaç internet sitesi gündem belirliyor.
Talihsizliğe bakın ki AK Parti iktidarı tarih ve siyaset hafızası olmayan ve de “yolda bulunmuş” kalemlerin ve birkaç kadrolu televizyon çığırtkanının himmetine muhtaç durumda.
Dünyanın hiçbir ciddi demokratik ülkesinde itibar edilmeyecek insanlar gazeteci etiketiyle ortalıkta dolaşıyor. Dolaşmalarında bir mahzur yok elbette ama iktidara çok zararları var. Düşünebiliyor musunuz, adları gazeteci olan bu insanlar Avrupa ve ABD fonları üzerinden “5. Kol faaliyeti” ve “beka” masalları üreterek “İktidarı yıkmak için dışarıdan para alıyorlar” diyerek kelimenin tam anlamıyla bir cehalet örneği sergiliyorlar.
İki gün önce Yıldıray Oğur yazdı;
-1949 yılında ABD ile Türkiye arasında imzalanan resmi bir anlaşmaya göre bu ülkede Fullbright bursu veriliyor.
-Dünyanın en büyük vakıflarından Ford Vakfı, 1950‘lerin başından beri Türkiye’de projeler yapıyor.
-Gümrük Birliği ile birlikte Türkiye’deki iktidarlar, devlet kurumları ve belediyeler AB fonlarından halen destek alıyor.
-Adalet Bakanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün hatta bazen Diyanet’in son 20 yılda yaptığı eğitimlerin, yürüttüğü projelerin çoğu AB fonuyla yapıldı.
-En son bizzat Cumhurbaşkanı’nın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı bile AB’den alınan fonla gerçekleştirildi.
Ruşen Çakır’ın Medyascope’u Chrest Vakfından fon temin ettiği için suçlayanlar unutmuş olabilirler ama, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Mehmet Uçum’la Can Paker gibi isimlerin STK’ları olan PODEM ve TESEV de bu vakıftan yararlanmış.
Cehalete bakın ki yurt dışından fon temin eden bir-iki yayın kuruluşunu CIA’ye, emperyalizme, beşinci kol faaliyeti yapmakla suçlayıp linç kampanyası başlatanlar, bu suçlamalarının AB fonlarından yararlanan iktidarı da töhmet altında bırakacağını anlayabilecek bir zekadan bile mahrum durumdalar.
Şimdi bu cehalet medyasına inanıp AB fonlarından yararlanarak eğitim faaliyetleri yapan Adalet Bakanlığını, Emniyet Genel Müdürlüğü’nü, Diyanet’i “5. Kol faliyeti” yapmakla mı suçlamamız gerekiyor? Elbette hayır… Dolayısıyla devlet kurumlarının bu fonlardan yararlanması ne kadar doğalsa, bazı medya kuruluşlarının yurtdışı fonlardan yararlanması da o kadar doğaldır.
Cehalet medyasının zeka düzeyi bu meseleyi anlamak için yeterli midir bilemem ama, Chrest Vakfı, 2001’den bu yana pediatri doktorlarının eğitimine, Kars Kalesi içindeki Osmanlı eserlerinin korunmasına, Osmanlı vakıfları ve hayırseverlik hakkında yapılan çalışmalara, Batman’da okul öncesi ve ilkokuldaki yoksul öğrencilerin okul ihtiyaçlarının satın alınmasına, kırsal kalkınma projelerine destek veriyor.
Yurt dışından fon temin eden devlet kurumlarını, sivil vakıfları, medya kuruluşlarını “dış güçler”e havale edip suçlamak kolay… Peki içinde 80 milyonun hakkı olan devlet bankalarından fonlanan medya kuruluşlarını ne yapacağız?
Acaba iktidarın kadrolu “vatansever” gazetecileri, Hürriyet grubunu satın almak için Ziraat Bankası’ndan 750 milyon dolar alıp hala ödemeyen Demirören grubuna, Sedat Peker’den ayda 10 bir dolar alan siyasetçilere, Sezgin Baran Korkmaz’ın otelinde sefa süren siyasetçilere, gazetecilere, yargıçlara, bürokratlara söyleyecek bir sözü var mıdır?
Eğer millet malından fonlanan becerikli vatandaşlar için bir ‘fetva’ buldularsa, söylesinler de biz de bilelim…
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.09.2025
22.09.2025
19.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
10.09.2025
8.09.2025
5.09.2025
27.08.2025
18.08.2025