Mehmet TIRAŞ
Mete’yi 2 Şubat 2022 Tarihinde kalp krizi sonucu 68 yaşında kaybettik.
3 şubat günüde cenazesini çok soğuk ve yağmurlu bir günde İzmit Fevziye camisinden kaldırarak kent mezarlığında toprağa verdik.
Mete’nin cenazesinde havanın çok soğuk olmasına rağmen, mücadelesinin karşılığı olarak kalabalık bir katılım vardı…
İzmit’ten farklı siyasi görüşten olan ve sosyal kesimlerinden cenazeye katılması başta ailesi olmak üzere arkadaşları ve sevenleri adına sevindirici bir tabloydu.
Samimi olarak söyleyeyim Mete hakkında yazı yazmayı düşünmemiştim..
14 Şubat 20022 Tarihinde HDP parti meclisi üyesi siyasi tutuklu arkadaşım Mehmet Alçınkaya’yı Kandıra cezaevinde ziyarete gittiğimde; Mehmet Ali, Mete’ye çok üzüldüğünü ölümü benim için sürpriz bir haber oldu dedi…
Mete bana ziyaretime sık gelemeyeceğini söyledi ve bir defa gelmişti.. Biraz rahatsızlığım var beni anlayışla karşıla Mehmet Ali dedi. Ben de geçmiş olsun sağlığına dikkat et dedim, sağlığın daha önemli, ziyareti içinde kendisine teşekkür etmiştim dedikten sonra…
Görüşmelerde arada bir cam var birbirinizi görüyor telefonla konuşuyorsunuz, birden Mehmet Ali oturduğu sandalyeden kalkıp cama yaklaşarak, bana baktı ve Tıraş senden bir isteğim olacak dedi..
Ben de buyur yapabileceğim bir şey ise neden olmasın dedim..
Mete için bir yazı yazmanı istiyorum “Mete ahdi vefası olan iyi bir dost ve yoldaşımızdı”, ne diyorsun deyince.
Mehmet Ali hiç aklımda yoktu Mete için bir yazı yazmak dedim.
Mehmet Ali, senin bana gönderdiğin “Hayattan Serpiştirmeler” adlı kitabını zevkle ve hüzünle okudum.. Ölen yoldaşlarımızdan Mahir Yeğin ve Arif Ağas için çocuklarını ve dostlarını sevindiren yazılarından çok etkilendim ve duygulandım seni kutluyorum, böylesi yiğit mücadele veren arkadaşlarımızın hakkında tarihe olumlu not düştüğün için.
Kitabında Mehmet Altan’ın tutukluluk sürecinden ve duruşmalarından yola çıkarak “bir insan dostunu tanımak istiyorsa cezaevine düşmeli” diye yazmışın.
Mete “tam bunu hak eden ve yerine getiren dost bir arkadaşımızdı..”
Mete için bir yazıyı bizim siyasi geleneğimizden gelen senden başka kimse yazamaz deyince.
Tamam yazayım dedim.
Mete için kaleme aldığım yazının hikâyesi de böyle ortaya çıktı.
Ben Mete ile 1987 yılında İzmit İnsan Hakları derneğinin kongre sürecinde tanıştım, Şube Başkanımız Avukat Ali Haydar Gonca’ydı, Mete ise Şube sekreteri ben de yönetim kurulu üyesiydim.
Mehmet Ali ise Mete’nin İnsan Hakları İzmit Şubesi başkanı olduğu dönemde şube sekreteri olarak görev yaptığını, yarım asra dayanan bir mücadele arkadaşlığına dayandığını; Mete’nin çok zor günlerde ortaya çıkan ve mücadele veren birisi olduğunu söyledi.
Mete ile ben 27 aydır Kandıra Cezaevinde siyasi tutuklu HDP parti meclisi üyesi Mehmet Alçınkaya’nın bir yıla yakındır özel ziyaretçisiydik.
Mete ile bir gün tesadüfen İzmit Kapan önü çarşısında kuru yemişçi dükkanının önünde çay içerken karşılaştım. Çoktan beri pandemi nedeniyle görüşmüyorduk, hal hatır sormanın ardından ne yapıyorsun, nerden geldin nereye gidiyorsun diye sorunca?
Biraz önce Kandıra Cezaevinde yatan HDP parti meclisi üyesi siyasi tutuklu Mehmet Alçınkaya’nın ziyaretinden geldim deyince..
Ben de Mehmet Ali’yi ziyaret etmek istiyorum herkes ziyaret edebiliyor mu, diye sordu Mete…
En sağlıklı bilgiyi Mehmet Ali’nin eşi Gönül’den veya avukatından öğrenebilirsin dedikten sonra.. Bildiğim kadarı ile Mehmet Ali ziyaretine gelecek olanları savcılığa isim vererek talep ediyormuş. Bir de Mehmet Ali’yi ziyaret etmek isteyenler Savcılıktan özel izin alarak ta ziyaret edebildiğini biliyorum dedikten sonra..
Mete’ye görüşmek üzere deyip ayrıldım.
Mehmet Ali’nin eşi Gönül telefon etti bugün Mete abi ile Memoyu ziyaret gittik deyince…
Hemen Mete’yi aradım nasıl geçti ziyaret, Mehmet Ali’nin sağlığı ve morali nasıl diye sordum.. Bir zorluk çıkartmadılar ama çok üzüldüm Mehmet Ali’ye, hiç hak etmiyor bizim siyasi geleneğimizde tarihi TKP’nin ve TBKP’nin tarihinde hiçbir terör olayı yok ama, Mehmet Ali “terörle mücadeleden hüküm almış” inanılır gibi değil dedi..
Ben de Mehmet Ali hayatta eline tabanca almamış, hatta askerliğini de bedelli yapmış birisi…Tek suçu Kürt sorununa duyarlı olması ve HDP’de siyaset yapması dedim.
Aynen katılıyorum yorumuna dedikten sonra Mete görüşelim dedi ve buluşma yeri olarak ta çocuklarıyla birlikte işlettikleri Çatı Bar restorandın adresini verdi.
Aradan birkaç gün sonra Mete’yi aradım şu gün şu saatte öğretmen arkadaşımız Servet Çalışkan ile en müsaitsen ziyaretine geleceğiz dedim.
Tamam bekliyorum dedi.
Çatı barda bizi karşıladı ve mekanın çok güzel bir yerinden İzmit Körfezini kuş bakışı gören manzaralı bir masaya oturduk,hatırladığım kadarı ile 2021 yılının Ağustos ayı olmalı.
Üç eski tarihi TKP’li aylar sonra bir araya gelir ve ne konuşursa bizde onu konuşmaya başladık.
Servet meslektaşı olan Mete’nin eşi Asiye hanımı sordu nasıl diye..
Şimdi iyi ama Asiye çok ciddi bir beyin operasyonu geçirdi,kendini yavaşta olsa toparlıyor ama riskli bir süreçte deyip,eşine telefon açtı kimler ziyaretime geldi biliyor musun, senin meslektaşın Servet hoca ve Mehmet Tıraş ile sohbet ediyoruz, sana selamları var geçmiş olsun dileklerinde bulunuyorlar deyip, eşine geleceği saati söyleyip bir şey lazım mı dedikten sonra, Asiye’nin de sizlere selamı var deyip telefonu kapattı.
Derler ya hasta olan değil de hastayı düşünen veya ziyaret eden ölürmüş misali..
Mete konuşmayı çok severdi sazı eline aldı mı kolay kolay bırakamazdı. Biralarımızı söyledik başladı konuşmaya, Servet rahatsızlığı nedeniyle içmediği için nasıl duruyorsun dedi, ben bu zıkkımı bırakamıyorum diyerek elindeki sigarayı gösterdi, bir de açık kalp ameliyatı geçirmiş biriyim.
Çok sigara içiyordu bir paket içiyor musun diye sorduğum da ,geçiyor gibisinden elini salladı konuşmaya da devam ediyor tabi.
Ben de biraz bugüne gel hala seksenli yıllardan çıkmadın deyince..
Bana döndü ben yazar değilim ancak tarihimden yola çıkarak konuşuyorum, huyumdur dostlarımı yakalayınca, kafa ütülemeyi de çok severim diyerek espri yaptı.
Oğulları Berk ve Bulut’u tanıştırdı bizlerle.
Servet büyük oğlu Berk’e dönüp babanızın yakışıklılığı size hiç yansımamış deyince…
Berk, ben de yok ama kardeşim Bulut babamın gençliğini biraz temsil ediyor dedi.
Mete sosyal ve renkli bir kişiliğinin yanında doğuştan gelen bir yakışıklılığı vardı, hatta arkadaşları Mete’ye İzmit’in Tarik Akan’ı diye espriler yaparlardı.
Mete’de o kadar da değil diye mütevazı davranırdı.
Kocaeli Yerel Gazetelerinden Çağdaş Kocaeli Gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Mete’nin de gençlik arkadaşı gazeteci Sadun Çetin ,Mete’nin ölümünün ardından yazısına başlık olarak ” İzmit’in yakışıklı devrimcisini yolcu ettik” diye bir yazı kalem alırken Mete’den de çok olumlu sözler bahsediyordu.
Ses Kocaeli internet gazetesinin sahibi Gazeteci Güngör Aslan’da Mete için “Benim hem İdolüm hem de Velimdi” diye duygu yüklü övgü dolu cümlelerle düşüncelerini yazdı Mete’nin arkasından .
Özgür Kocaeli Gazetesinden gazeteci Ali Gündoğdu’da Mete Söyle ile otuz yıl öncesinden bir yemekten anısını kalem alırken; Mete için her insana nasip olmayacak övgü dolu cümleler kurması mert ve dürüst bir mücadeleci birisiydi, yasakların üzerine giden hızlı bir devrimciydi, insan hakları savunucusuydu…İzmit önemli bir değerini kaybetti diye Mete’yi onura ediyordu köşesinde.
Kocaeli yerel basının hepsinde, buna internet siteleri de dahil Mete’nin ölümü üzerine iki gün haberler ve yorumlar çıktı. Bu da dikkat çekici bir olaydı.
Benim de yıllardır yazı yazdığım arkadaşımız gazeteci Nevzat Cingirt’in yönettiği iki internet sitesi Marmarayerel ve Düzceyerel’de Nevzat Mete için çok güzel haberler yaptı, Mete’nin cenaze töreninden video yayınladı “Mete’yi kaybettik, dostları Mete’yi yalnız bırakmadılar” diye.
Mete’nin Cenazesine katılanlardan Kocaeli DYP eski Milletvekili Petrol Ofisinden tanışıklığım olan İbrahim Arvinli’ile karşılaştım birbirimize baş sağlığı diledik… İbrahim Artvinli bir hafta önce Mete ile çay içip sohbet etmiştik Mete’ye 12 Eylül öncesinde birbirimiz öldürmek istiyorduk, şimdi birlikte demokrasi mücadelesi veriyoruz dedim, çok sürpriz oldu Mete’nin ölümü dedi..
???????
Mete’nin mücadelesinden söz etmeden geçemeyiz:
“Çok zor günlerde 1970 yılların ortasında işçi sınıfının örgütlenmesinde DİSK’in başlattığı, sınıf ve kitle sendikacılığının gelişmesi, fabrikalarda karşılık bulması ve gerçek özgürlüğün sahiplerinin sendikalaşmasının, İzmit’te fitilini ateşleyen ve mücadelesini veren, bedel ödeyen sendikacıların önde gelenlerindendi.
1977 yılında ilk defa meşhur Lassa direnişinde işçileri örgütleyen ve öncülük eden, işçilerin önünde yürüyen, askerler tarafından darp edilen, gözaltına alınan daha sonra işten atılan, Lassa işyeri baş temsilciliği yapmış birisiydi.
Mete İ İzmit’te İnsan Hakları derneğinin şube açılmasına öncülük edenlerdendi.. İzmit İnsan Hakları derneğinin Şube sekreterliğini ve Şube başkanlığını yaptı, İnsan Hakları derneğinin Genel Merkez yönetim kurulu üyeliğinde de bulundu.”
Mete 68 yıllık ömrüne böylesi eşinin, çocuklarının ve sevenlerinin onur duyacağı bir mücadele vererek bu dünyadan göçerken..
Havanın çok soğuk olduğu ve yağmurlu bir günde dostları da tabutuna omuz vererek, Mete’ye olan son görevlerini yaparken eşini ve çocuklarını da yalnız bırakmadılar.
Güle Güle METE…!
Toprağın bol olsun seni hep saygı ve sevgi ile hatırlayacağız..
Saygı değer eşin, yol arkadaşın başta Asiye hanıma, çocukların Berk, Bulut ve sevgi ile söz ettiğin anlatırken heyecan duyduğun torununa, gelinine, sevenlerine, yakınlarına, arkadaşlarına ve dostlarına sabırlar diliyorum.
Not: Mehmet Alçınkaya’nın Mete’nin eşine, çocuklarına, sevenlerine baş sağlığı ve sabırlar dilediğini de buradan iletmiş olayım. M.T.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025