Mehmet TIRAŞ
Devletin Tarihçesi…
Önce bizdeki değişmeyen “devlet yapısını” bir kez daha somutlaştıralım:
“Devlet bizde toplum yaşamımızda ağırlığını her alanda üzerimizde hissettiren bir kurumdur.
Her yönden kuşatır, her kararları ve müdahaleleriyle etkiler bizi.
Karışmadığı alan yok desek abartmamış oluruz.
Düşüncemizden, inancımıza ve kısaca beğenmediği kültürümüzden tutunda, hatta giyim kuşamımıza kadar karışan ve yaşam tarzımıza müdahale eder.
Beğenmediği düşünceyi suç, kitabı suç aleti olarak gösteren, düşünen insanı terörist ilan eder.
Bazen ahlak hocalığına soyunur gün gelir namus bekçiliği yapar.
Anayasasında T.C. Laik sosyal bir Hukuk devleti yazmasına rağmen, şartlara göre mahkeme kararını ve milli iradeyi yok sayar.
Laik bir devlette, devlet tek dine ve tek mezhebe hizmet eder mi?
Bizim siyasi kültürümüzde devletin her yaptığı eleştirilmeden kabul edilir.
Askeri darbeler bunun başında gelir.
Devletin hedef gösterdiği kişi veya topluluk iflah olmaz ve kendine bir daha kolay kolay gelemez.
Sadece kişiyi değil aileyi potansiyel suçlu sayar.
Yıllarca devlet kendinden yana olanları ihya ederken eleştirenleri ise imha etmiştir.
Bizde devlet kutsanan bir kurumdur.
İktidarlar değişse de devletin yapısı ve tavrı değişmez bütün yollar devlete çıkar.
Devletin Ali menfaatleri diye başlanınca her şeyin önüne geçer, devletin bekası diye devam eder ve akan sular durur.
Vatandaşın refahı ve özgürlüğü devletin ali menfaatlerinden sonra gelir.
Devletin tanımladığı “dinden,ırktan ve mezhepten” olmayanlara hep şüphe ile bakılır.
Mevcut devlet yapısı üzerinden kamu ihaleleriyle zenginleşenler, elit durumda olan silahlı ve sivil bürokrasi ve siyaseti bir geçim kapısı olarak seçen siyasilerin, geçim kapısı olması hiç değişmiyor.
Biz “Cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıramadığımız sürece” de bu devlet yapısı hiç değişmeyecektir.”
Devletin ortaya çıkışının izini sürelim…
Modern devlet kavramının 1789 Fransız ihtilaliyle başladığını, sanayi devrimi ile de “Ulus devletlerin” ortaya çıktığını görüyoruz.
Ulus devlet sürecinde devletin tanımı?
“Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır.”
Hukuki açısından devlet genellikle unsurlarından hareketle tanımlanır.
Buna göre devlet:”ülke adı verilen belirli bir toprak üzerinde yaşayan insan topluluklarının bir egemenlik anlayışı ve hukuk içinde bir siyasi iktidar altında örgütlenmesidir.”
Devlet eğer çoğulculuk kavramı üzerine hukukla inşa edilmez ve “Nötr olmazsa” bir sınıfın veya azınlığın gücü haline geliyor.
Üretim biçiminin değişmesi sonucu Küreselleşme ile başlayan devlet tartışmalarına gelince…
Yeryüzünde özellikle gelişmiş,zengin,sosyal ve hukuk toplumlarında farklı devlet paradigmaları tartışılmaya başladı: “ ‘e’ devlet, site devlet,teknik devlet, ulus devlet, Liberal devlet” gibi.
Devlet paradigmalarında Küreselleşme ile öne çıkan, Sosyalist sistemin dağılmasından sonra, en çok tartışılan özgürlükçü yanı ile “Liberal devlet” kavramı olmuştur.
Liberal devlet: ”Bireyin özgür olmasını ve ekonomik güçler arasında özgür yarışmayı, devletin bireyler, sınıflar ve uluslararasındaki ekonomik ilişkilere karışmamasını isteyen, siyasal ve ekonomik bir öğretidir.”
Liberalizmin felsefi tanımı ise; ”Herkese vicdan, inanç, düşünce özgürlüğü tanınmasının gerekli olduğunu savunan, özgür düşünceye bağlı bir dünya görüşüdür.”
Marksın devlet anlayışı?
“Marksizm, ideolojik alanda esas olarak sınıflar savaşımının zorunlu sonucu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da, toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyası, “Komünizme” varılacağını öngören bir öğreti olarak tanımlanır.”
Marks düşüncelerinde “devlet ve bireyin özgürlüğü” üzerinde çok durmaz, onun ütopyası:”Devletsiz,sınıfsız,sınırsız,savaşsız,sömürüsüz” bir dünya hayali üzerinde çalışır”, devletsiz bir toplum inşasını ise işçi sınıfı üzerinden kurgular.
Marks sınıflı toplumları ilk etüt eden düşünürlerin başında gelir; ”üretim biçiminin değiştiği yerde insan ilişkilerinin de değişeceğini, bilimin ve teknolojinin sınırsız olduğunu”, kimsenin bu iki gücün önüne geçemeyeceğine vurgu yapar.
Lenin,”Devlet bir sınıfın bir sınıfa karşı baskı aracı olduğunu” ve devlet dünyanın her yerinde “böyle rol aldığını” ve hiçbir zaman da, “bu rolünün” değişmeyeceğini iddia eder.
Lenin’in bu devlet tanımı:
“Siyaseti bir dava olarak gören.
Devleti ideolojilerden arındırmayan, siyasi rakiplerini düşman ilan eden.
Bireyin özgürlüğünü tanımayan, azınlık haklarını kabul etmeyen.
Eşit vatandaşlık hukukunu uygulamayan, evrensel olan temel hak ve özgürlükleri yok sayan.
İnancının esiri, ideolojisinin körü olan.
Çoğulcu, katılımcı ve çağdaş demokrasiye geçmemiş, yeryüzüne kapalı toplumlar için geçerlidir ve bizde toplum olarak bunu iliklerimize kadar yaşamıyor muyuz?”
Ama…
Başta AB’liği üyesi ülkelerinde, ABD’de, Kanada gibi demokratik toplumlarda, Lenin’in devlet tezinin karşılığı yok denecek kadar etkisizdir.
Bu ülkelerde devlet çağın koşullarına göre hukuken, yeniden yapılandırılan, kutsanmayan bir kurum olarak ve değişime uğrayarak, vatandaşına hizmet etmeye devam ediyor.
Bu ülkelerin tek odaklandıkları nokta: “Vatandaşının refahı ve özgürlüğü” oluyor.
Devam edeceğim…
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025