Mehmet TIRAŞ

SURİYE’DE KAZANAN İSRAİL Mİ?
30.12.2024
256

Suriye’de 13 yıl süren iç savaştan sonra beklenmedik bir anda, 58 yıllık Esad ailesinin saltanatı 8 Aralık 2024 Tarihinde beklenmedik bir anda çökmesi, yeryüzünde haklı bir şaşkınlık yarattı.

“Suriye’de gelecekte ne olur?” sorusu ise belirsizliğini koruyor.

 ABD,Rusya,İngiltere,Almanya ,Fransa,İsrail ve Türkiye’nin” de içinde yer aldığı ortaklığın; Suriye’nin yeniden yapılanması  ve geleceği konusunda Heyet Tahrir Eş Şam (HTŞ) örgütü ve El Colan’i liderliğinde bir çözüm planı tasarlanmış  gözüküyor.

Hâlbuki aynı ülkeler daha bir ay önce HTŞ’yi terör örgütü ilan etmişti.

ABD bir de Colani’nin   yakalanması durumunda“10 milyon dolar ödül koymuştu.”  

Suriye’de kartların yeniden dağıtıldığı bir süreç işliyor ama “her an silahlı çatışmaya dönüşecek” bir süreci de içinde taşıyor.

Nitekim maalesef bunun ilk kıvılcımlarını görüyoruz.

“Suriye’de Türkiye kazandı” algısı yaratılmaya çalışılsa da tek kazananın “İsrail olduğu” tartışılmaz bir vaka.

HTŞ örgütüne destek veren ülkeler arasında yer alan Rus lider Vilademir Putin’de Suriye de kim kazandı sorusuna; ”İsrail” diye yanıtlarken…

Rus resmi haber ajansı TASS Suriye’den “Esad’ı İsrail kaçırdı” ve “Esad’ın uçağına İsrail askeri uçakları eşlik ederken”, “Esad İsrail’e Suriye’nin askeri koordinatlarını da verdi” diyordu.

İsrail’in 50 yıl sonra Suriye topraklarına girmesi, Golan tepelerini ele geçirmesi ve Golan tepelerinin etrafındaki köyleri de işgal etmesi, Şam’a da 30 kilometre yaklaşması bunun en somut delili.

ABD Başkanı Trump “Suriye’nin anahtarının Türkiye’de olduğunu iddia ediyor” ama…

İsrail’in Suriye’de hiçbir saldırıyla karşılaşmadan hızla yol almasına “Türkiye’mi yol veriyor” sorusu, toplumun her kesiminin kafasını karıştırıyor.

Nasıl karıştırmasın?

Ankara “Suriye’de İsrail’in ne işi var diye bir tepki gösterdiğini duydunuz mu?”

Yok…

İktidar ve aveneleri besleme medyası Trump’ın açıklamalarını  manşetten veriyor, ekranlarda haritalar çiziyorlar, Şam’ı aldık sırada Kudüs var deyip, bir tek zil takıp oynamadıkları kaldı.

Ama…

İsrail’in adım adım Suriye ye yerleşmesi konusunda ise sağır ve dilsiz rolünü oynuyorlar.

Halbuki, ülke ekonomisi yanan mum gibi erimesi ve tarihinde görülmemiş bir krize girmesinin temel nedenlerinden biri de; Ankara’nın Suriye ve genelde dış politikasının duvara toslamasıdır.

13 yıl süren Suriye iç savaşında Türkiye’nin askeri harcamaları 200 Milyar dolara mal oldu.

3 Milyon sığınmacı Suriyelinin barınma, sağlık ve beslenmesi için ise 100 milyar dolar harcama yaptıklarını partili Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı.

Ayrıca daha da büyük acılar söz konusu:

13 Yıl süren Suriye iç savaşında 238 askerimizi kaybettik.

Suriye de nasıl bir süreç işleyeceğini ve kimin kazanacağını 20 Ocak 2025 Tarihinde göreve başlayacak olan ABD Başkanı Donald Trump’ın ;Suriye’de  izleyeceği politikaları belirleyecek gibi görünüyor.

Bu nedenle Suriye de,Suriye Demokratik Güçlerinin  (SDG)  konumu ve potansiyelinden söz etmeden geçemeyiz.

SDG, Suriye’nin 185.180 Kilometre kareden oluşan yüz ölçümünün, yüzde 30’na hâkim.

SDG, Suriye’de çıkan petrolünde yüzde 20’sini elinde bulundururken, aynı zamanda Fırat’ın etrafındaki en verimli topraklara da hâkim.

Kürtler Suriye’de yaşayan ikinci büyük etnik gurubu oluşturuyorlar.

Suriye Kürtlerinin demokratik ve siyasi talepleri gündemin önemli maddesi olmaya devam ediyor.

Çünkü…

SDG güçlerinin dışında diğer Suriye’de yaşayan  etnik ve dinci  grupların”, başta kadın hakları olmak üzere, laklik,sekülerizm ve evrensel değerler konusunda ciddi bir talepleri yok .”

HTŞ lideri Colani’nin konuşmalarının içinde de “kadın hakları geçmediği gibi,eşit vatandaşlık hukuku, evrensel değerlerden de bahsetmemesi tesadüf olamaz.”

Alkol konusunda sorulan bir soruya, Colani komisyon değerlendirecek diyerek geçiştiriyordu.

Sarığı- cüppeyi, şalvarı postalı çıkartıp, pantolon-ceket ayakkabı  giymek ve kravat takmakla demokrat olunmuyor.

Demokrasi ve hukuku yaşam biçimi olarak kabul edeceksiniz.

Bu kavramların da bir geleneği, kurumları, sivil toplum örgütleri ve daha da önemlisi muhalefeti vardır.

Geçmişte siyasal İslamcıların nasıl Takkıye yaptıklarını İran’da Humeyni rejiminde ve  Afganistan’da Taliban da yaşadık, hala da yaşıyoruz.

Her ülkede bir iktidar vardır ama her ülkede muhalefet yoktur.

Suriye de muhalefet hiç olmadı.

Şimdi olur mu, onu da HTŞ ve Colani ile göreceğiz.

Bu aşamada Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 18 Aralık 2024 tarihinde yaptığı konuşmasına değinmeden geçemeyiz;

 Ufkumuzu 782 bin kilometre kareye sınırlandıramayız. Türkiye Türkiye’den büyüktür sözüdür.”

Peki, bizde şahsım devletin sahibine  soralım; “Hani siz Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunuyordunuz?”

Türkiye, yüz ölçümünü Suriye’den başka hangi ülkeden sınırlarını genişletebilir?

Bu söz Ankara’yı uluslararası arenada  çok sıkıntıya sokarken; ”İşgalci,yayılmacı ve komşularının toprağında gözü var babında yorumlar yapılacaktır.”

Yazıyı bir hatırlatma ile sonlandıralım;

Yıl 1994 dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal bugünü görmüş olacak ki; Kürt sorununu çözmek için federasyon, otonomi,eyalet,özerklik ve adem-i merkeziyetçilikte  olmak üzere, farklı paradigmaları  gelin toplum olarak özgürce tartışalım.

Eğer biz Kürt sorununu çözemez isek, ileride dışarıdan bunu çözerler bizde devre dışı kalırız” diyordu.

Suriye’de tedirgin olduğumuz “Suriye Kürtleri bir statü alır sıra bizim Kürtlere gelir korkusu” değil mi?

Şöyle de diyebiliriz, rejiminiz demokratik değilse her şeyden korkar ve sorunları da çözemezsiniz.

Not: Yeni yılın tüm insanlığa barış ve huzur getirmesini dilerim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)
  • Kadir KILIÇ

    Kadir KILIÇ

    31.12.2024 00:36

    ABD Türkiye’yi, Tayyip de Bahçeli’yi öne sürdü. Hesap başka gibi...

Yazarlar