Mehmet TIRAŞ
Geriye dönüp baktığımızda bin yıllık feodalitenin yıkılmasına, toplumsal dönüşümlere, sanayi toplumunun ortaya çıkmasına kısacası çağ dönüşümüne Burjuvazinin öncülük ettiğini görüyoruz…
Ulus devletlerin ortaya çıkışı, sosyal ve siyasal hayatın yeniden kurulması ve modern kurallara sahip yerleşik bir düzenin ortaya çıkışı burjuvazinin önderliğinde gerçekleşti.
Burjuvazinin sanayileşme hamlesi proletaryanın doğumunu da sağladı.
Türkiye Batı’dan farklı seyretti.
Osmanlı Toprak Düzeni sermaye birikimini engelleyen bir düzendi.
Cumhuriyet’te iş devlete düştü.
Ancak zamanla ve çok gecikerek te olsa piyasa ekonomisinin hayata geçmesinde, rekabetin nispeten yerleşmesinde, ana damar hep devletçi olsa da özel teşebbüsün de katkısı inkâr edilemez.
Toplumsal gelişmede ve toplumun sosyalleşmesinde, ülkenin dışa açılmasında Türk burjuvazisi Batı burjuvazisi kadar etkin olmasa da önemli işlevler gördü.
Ne var ki devlet emzikli Türk burjuvazisinin toplumun “hukuk toplumu olması için istenilen özveriyi gösterdiğini” söyleyemeyiz.
Örneğin askeri vesayetçi, ordu ideolojisini savunan siyasi bir geleneği hiç eleştirmemiştir.
Türk Burjuvazisinin en dinamik lokomotifi TÜSİAD oldu.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) 1971 yılında İstanbul’da kuruldu.
TÜSİAD kamuoyunda zenginler kulübü olarak anıldı.
Etkin bir sivil toplum örgütü oldu.
TÜSİAD bünyesinde 4.500 şirketi barındırıyor ve kamu dışı Milli Gelirin de yüzde 50’sini üretiyor.
TÜSİAD üye kuruluşları toplam dış ticaretin %80’inini gerçekleştirmekte, kamu gelirlerinin en önemli unsuru olan vergi gelirleri, özellikle kurumlar vergisinin önemli bir bölümü direkt ve ya dolaylı olarak TÜSİAD tarafından karşılıyor.
Yurt dışında Waşington,Paris,Berlin,Londra,Bürüksel gibi merkezlerde temsilcilikleri var.
Ülkenin sosyo-ekonomi politikalarının belirlenmesinden tutunda, siyasetine, eğitiminden sosyal politikalarını etkileyen ve yön veren bir kuruluştur.
TÜSİAD geçmişte özellikle doksanlı yıllarda ülkenin demokratikleşmesi konusunda demokratik bir anayasa önererek, tartışma yaratmış.
Kürt sorununu tartışmaktan kaçınmamış ve kendince de çözüm önerileri getirmiş.
Siyasetin tıkandığı yerde devreye girerek ezber bozan çıkışları da olmuştur.
Ancak köprünün altından çok sular aktı.
Şimdilerde TÜSİAD neredeyse kendi kabuğuna çekilen, sesi soluğu fazla çıkmayan bir konumda.
Böylesi devasa bir ekonomik ve potansiyeli gücü olan bir iş örgütü son yıllarda siyasal iktidardan çekinir oldu.
TÜSİAD ülkede bu olan biten karşısında kendi içinde yaptığı toplantılarla ülke sorunlarını geçiştiriyor ama etkili olmak için harekete geçmiyor.
TÜSİAD’ın bu sessizliği hatta umursamazlığı karşısında haklı olarak demokrasi güçleri “siz bu ülkede yaşamıyor musunuz, size hukuk lazım olmayacak mı?” diye soruyor.
Gerçekten de satır başlarıyla anımsayacağımız vahim gelişmelerde TÜSİAD feryat figan etmedi:
-15 Temmuz Kontrollü darbeden sonra ülke parlamenter rejimden partili Cumhurbaşkanlığı olan tek adam hükümet modeline geçerken, Kuvvetler ayrılığı askıya alındı ve 15 Temmuz yargısı devreye sokuldu.
-Milli irade yok sayılarak muhalif olan Belediye Başkanlarının yerlerine kayyımlar atadı, son üç seçimdir,muhalif belediyelere kayyım atamalarına devam ediliyor.
-İstanbul sözleşmesi gibi kadınların sigortası olan sözleşmeyi Siyasal iktidar tek taraflı iptal etti.
-Son 15 yılda 4808 kadın erkekler tarafından katledildi.
-Siyasal iktidar AİHM kararlarını yok saydı ve uygulamadı, hala da uygulatmıyor.
-AYM’nin kararlarını da uygulamıyor, uygulatmıyor.
-Sayıları on binlerle ifade edilen KHK’lı yargı kararı olmasına rağmen iş başı yaptırmıyorlar.
-Mahkemeler artık adalet dağıtmıyor Tutuklama yapıyor.
-Siyasal iktidar 22 yıllık iktidarında 350 cezaevi açtı,2025-2027 yılları arasında 11 cezaevi daha açacağını açıkladı.2024 Yılı itibarıyla cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 350 bin kişiyi buldu. Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü sayısı 30 ilin nüfusuna tekabül ediyor.Ülke açık hava cezaevine dönmüş durumda.
-Son 40 yılda Kürt sorunu ülke ekonomisine 300 milyar dolar nakit olmak üzere, geniş tabanlı ticari kaybının 1 Trilyon dolara mal olduğunu, siyasal iktidarın başındaki kişi dillendiriyor.
-Siyasal iktidarın vatandaşın yaşam tarzına müdahale etmesi,”Din,Irk ve Mezhep” üzerinden topluma format atmaya kalkması rutin hale geldi. Örneği Diyanet İşler Başkanlığının (DİB) bütçesi 5 bakanlığın bütçesini geride bırakırken, 148 bin kişilik kadrosu da dudak uçuklatıyor.
-Yargıyı artık siyasal iktidar ve ortakları, muhaliflerine karşı bir sopa olarak kullanıyorlar. Yetki gaspı yapıyorlar, sandıkta yenemedikleri siyasi rakiplerini yargı yolu ile siyasi yasaklı getirmenin arayışı içindeler.
-Türkiye dünyada hukuk endeksinde 173 ülke arasında 147.sıraya düşerken.
-Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 155’ci sıraya geriledi.
Eşit vatandaşlık hukuku uygulanmayınca insanların iş güvencesi şöyle dursun can güvenlikleri de tehlikeye giriyor.
Nitekim ülkedeki iş cinayetleri ve kaza altında işlenen toplu katliamlar olarak sürüyor:
- 6 Şubat 2023 Tarihinde 11 ili kapsayan Maraş depreminde 53 bin kişinin öldüğü ve faillerinin ortaya çıkartılmadığı gibi, bir tane yetkili dahi tutuklanmadı.
-Bu ülkede her gün 6 işçi iş cinayetinden hayattan koparılırken,8 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.
-AKP’nin 22 yıllık iktidarın da 32 bin 500 işçi iş kazası altında cinayet ekonomisi sonucu öldü.
-Toplu maden cinayetleri Soma’da 301 işçinin katledilmes,Amasra,Ermenek’te toplu maden kazalarının yanına, son yıllarda toplu tren kazaları da eklendi.
-Son 21 Ocak 2025 Tarihinde Bolu Kartalkaya’da beş yıldızlı bir otelde çıkan yangında 78 insanın cayır cayır yanması,otelde yangın merdiveninin olmadığı,yangın kontrolünün ise otel de yapılmadığı belgelenmiş durumda. Bu otelde en düşük oda fiyatının 22 bin TL olduğunu da belirtelim.
Hukuk olmazsa paranızın olması da yetmiyor, bunun en canlı örneği Bolu kartalkaya otelinde 78 kişinin yanarak can vermesidir.
Bu olayın üzerinden 20 gün geçmesine rağmen,Bakan düzeyinde hiçbir siyasal iktidar yetkilisi ne istifa etti ne de ettirildi.
Bu olayda diğer facialarda olduğu gibi unutturtulacak.
Bize de uğrar mı bu istifa…
Halbuki Sırbistan’da Kasım 2024 Tarihinde 15 kişinin tren kazasında ölmesi karşısında protestolar sonucu iki bakan ve Başbakan Milos Vuceviç görevinden istifa etmek zorunda kaldılar.
TÜSİAD, Ekonominin krizde olduğunu, bir avuç tuzu kuru insanın dışında açlık ve derin yoksulluğun kol gezdiğini görmüyor mu?
-Toplumun zengin yüzde 20’lik kesimi milli gelirin yüzde 80’nini alırken…
-Ülkenin en varlıklı yüzde bir kesimi milli gelirin yüzde 40’nı alıyor. Gelir dağılımdaki uçurum önlenemediği gibi, makas gittikçe de açılıyor.
-Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken, TL ise sadece Dolar ve Avro değil tüm para birimleri karşısında değer kaybeder oldu.
-Siyasal iktidar kendi zenginin yaratmak için KİK’nun 292 defa değiştirerek, adrese teslim ihale vererek, Muhalefetin 5’li çete diye tanımladığı 5 şirket Kamu ihalelerinin yüzde 90’nı alıyor.
-5 milyon kişi çöpten besleniyor.
-Çalışan Nüfusun yarısı açlık sınırın altında kalan 22 bin 102 lira olan asgari ücretten maaş alıyor.
-4 nüfuslu bir aile için açlık sınırı 22 bin 131 TL iken, yoksulluk ise dört nüfuslu bir aile için 72. 088 TL’ye çıkmış.
-16 Milyon emeklinin 4 milyonu 15 bin lira ile geçinirken, 12 milyon emekli ise asgari ücretin altında yani açlık sınırının altında maaş alıyor.
Ortaya çıkan ülkenin bu vahşi hukuk tanımaz tablosu sizi rahatsız etmiyor mu?
Etmiyor demek ki…
Kârınız[A1] düşmeye başlayınca “önümüzü göremiyoruz”,” mevcut yapımızı koruyamıyoruz” diye gösterdiğiniz tepkinizi, biraz da Adalet için gösterin.
Bir ülkede Adalet yoksa o ülkede mal güvenliği bir tarafa can güvenliği de olmaz.
Toplum olarak;
“Eşit vatandaşlık hukukunu hayata geçiremediğimiz ve bedel ödemeyi de göze almadığımız sürece siyasal iktidar hepimizi bertaraf edecek.”
Şahsım devletin sahibi HUKUK istemiyor biat istiyor.
Milyonlarca insan açlık ve yoksullukla boğuşup korku ile yaşarken, Türk Burjuvazisi üç maymunu oynuyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- KIRMIZI ALARM!
22.12.2025 - ABDULLAH ÖCALAN’ ın “REEL SOSYALİZMİ…”
15.12.2025 - AYM BAŞKANI AĞLIYORSA…
8.12.2025 - ZEHİRLENMELER “GIDA TERÖR” DEĞL Mİ?
1.12.2025 - İBB İDDİANAMESİ…
24.11.2025 - HUKUKTAN UZAKLAŞAN NEYE TUTULUR?
17.11.2025 - İŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ…
11.11.2025 - EN BÜYÜK MAĞDUR “KHK” LILAR…
10.11.2025 - MUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”,
3.11.2025 - ALTINA, DÖVİZE BAK GÖR HALİNİ…
27.10.2025
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Kadir KILIÇ
Yüreğine sağlık üstadım Sağlıcakla kalınız Selam ve sevgiler