Mehmet TIRAŞ
Bu adla bir yazı yayınlandı..Yazının özünü önemsediğim için gündeme almayı uygun görürken;makalenin yazarı Fatih Üniversitesi sosyoloji öğretim üyesi Hüseyin Kalaycı’dan da ödünç aldım.(.Bu yazı 16.06.013 Tarihinde Radikal iki de çıktı.)
Yazar, kaynananın kızı ile gelinine bakışını ve anlayışını yorumladığı konuyu antlayım da, yazıyı okumayanların merakını gidermiş olalım;çarpıcı olan kaynananın kızı ve gelini açısından demokrasi bakışını anlatıyordu..
“Kaynana, kızı için kendisinin kaynanasından çektiğini çekmesini istemezmiş ama gelini için ise, gelinine kaynanasının kendine uyguladığı yöntemi uygularmış,ben çektim gelinim de çeksin”,dermiş.
Bu kaynana demokrasisi sözü gerçekten Başbakan Erdoğan’ın demokrasi anlayışına, cuk, diye oturuyor.
Bir dönem kendisine uyarlanan sözü şimdi kendine muhalif olanlara uyarlıyor Erdoğan.
Ne demişlerdi kendisine ulusalcı ve darbeciler” ne zaman ayaklar baş oldu.”
Şimdi ise Erdoğan Gezi olayları üzerine sokaklara dökülen yüz binler için söylüyor ”ayaklar baş oldu” diye.
Gerçekten ne farkınız kaldı size söyleyenlerle aranızda,söylem aynı ama zihniyet aynen devam ediyor.
Kızı için demokrasi isteyen, gelini için ise çektiğimi çekecek,diyen kaynana mantığı,değil mi bu?
Başbakan sürekli mağduriyetinden bahsediyor seçmen kitlesine; kendisine karşı oluşan muhalefet ve haberler,tepkiler çıkınca;bize neler çektirdiler sevgili vatandaşlarım,ah bir anlatsam inanamazsınız,kaynanasından çekmiş gelin misali.
Sana darbeciler hukuk dışı çektirdikleri için de bu toplum üst üste 7 seçim kazandırdı,yüzde 50 oyla da ödüllendirdi,yenilgi yüzü görmedin,daha ney istiyorsun,niye gerçekle yüzleşmiyorsun da, komplo teorileri üretiyor, mağduriyete oynuyorsun.Geline oyna demişler yerim dar,yer açmışlar yenim dar,demiş ya.
Sormazlar mı adama; kardeşim sen 11 bir yıldır iktidardasın ve hem de koalisyonsuz,parlamentoda yasa değiştirecek aritmetik güce sahipsin,ayrıca 10 yıldır yerel yönetimlerde de senin partin iktidarda, bu ne ağlaması ve mağduriyet edebiyatı,diye!.
Seçimi kazandığı gün 76 milyonun Başbakanıyım, açıkça söylüyorum bize oy veren veya vermeyenin hiç tereddüdü olmasın hepinize eşit mesafede hizmet edeceğim ve yaklaşacağım,diye balkon konuşması yapacaksın,herkesin de yüreğine su serpeceksin, desteğini alacaksın, aradan bir zaman geçince başarısızlığını ve politikandaki yanlışları anlatınca;din ve mezhep üzerinden tepki göstereceksin,geçmişte sistemin çektirdiklerine sığınacaksın.
Silahlı ve sivil bürokrasinin dışında bu toplumda devletten dayak yemeyen,toplumdan izole edilmeyen,düşüncesinden,inancından ve kültüründen dolayı işkence görmeyen,kamusal haklardan mahrum edilmeyen biri varsa; parmağını kaldırsın da görelim.
Ağlayan gelin dermiş ya hem ağlarım hem de giderim,misali.
Yani aynı sorunları konuşmaktan,yazmaktan ve tartışmaktan sıkıldık ama Başbakan bu konuları çözeceği yerde polemik yapmayı huy edindi ve gelininden yakınan kaynana gibi sürekli şikayetçi oluyor..
Çok ta seviyor; hele grubunda veya çağrıldığı toplantılarda konuşurken muhalefet parti liderlerini,sürüsüne katılmayan medya mensuplarını ve gazeteleri, televizyon kanallarını tam bir sokak ağzıyla aşağılıyor ayar çekmeye çalışıyor, bu da yetmezmiş gibi;toplumun farklı katmanlarının,inanç ve mezhep boyutunda sinir uçlarıyla oynuyor.
Gezi direnişçilerinin polis şiddetinden kaçarak camiye sığınmaları üzerinden dilinden düşürmediği camide içki içtiler sözü, ortada kanıtlayıcı ne bir görüntü var ne de bir sözlü itiraf,hatta canlı tanığı bire bir yaşamış,caminin müezzini böyle bir şey olmadı,demesine rağmen.Bir başka diline doladığı benim başörtülü bacılarımı taciz ettiler demesi,varsa böyle bir alçaklık ne duruyorsun ortaya çıkart,sizin mazeret üretme lüksünüz yok sorunların çözüm muhatabı sizsiniz,niye yakınıyorsunuz?
Bu iftiraları yetmiyormuş gibi peşinden Reyhanlıda benim 53 Sünni vatandaşım öldü demesi yok mu,insana saç-baş yolduruyor.
Başbakan mezhepçi ve dinci deyince de ;benim Alevi kardeşlerimi kışkırtıyorlar,diye yeri göğü inletiyor.
Gezi Parkı olaylarıyla içte ve yurt dışında yönetiminizin otoriterleşmeye yöneldiğini,demokrasiden uzaklaşıyor özel hayata müdahale ediyor,diye haberler,yorumlar ve kitlesel gösteriler ortaya çıkınca da; başlıyor komplo teorilerini sıralamaya Başbakan.
Yukarıda hatırlattığımız,mezhep ve Cami üzerinden yaptığınız konuşmaları dış güçler ve faiz lobisi mi yaptırdı,size?
Çoğunluk değil bireyim,senin gibi inanmıyorum ve yaşamıyorum beni yok mu sayacaksınız.
Bireyin ve azınlıkların senin “kaynana demokrasinde” yeri yok bunu anladık ama küresel dünya da baş köşe konuğuyum.
Yazarlar
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
21.07.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
23.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025