Mehmet TIRAŞ
Başbakanın Erdoğan’ın bir televizyon kanalında ve canlı yayın ağlamasının yankıları hız kesmeden sürüyor;AKP nin dalkavuk medyasında ve Erdoğan’ın kurmayları da bu vahşete ağlamayan insan olamaz,diyerek neredeyse Başbakanı taklit edip ağlayacaklar ama Erdoğan dan çekinmiş olacaklar ki ağlama moduna girmiyorlar,ağlayanların başında gelen Bülent Arınç’ı bir televizyon kanalında canlı yayında izledim ağlayacak mı diye; bu rolü çok iyi yapmasına rağmen Başbakanın ağlaması sorulduğunda ağlama moduna girmedi…Anlaşıldığına göre Başbakan sadece kendi adına değil tüm AKP’liler adına ağlamış olmalı ki Bülent Arınç ağlamadı.
Başbakan Mısır da darbeciler tarafından kurşunlara hedef olan Esma için ağladıktan bir gün sonra Üniversite öğrencisi Eskişehir’de eli sopalı polisler ve esnaflar tarafından öldürülen Gezi direnişine katılan Ali İsmail Korkmaz’ı ölüme götüren mobesa kameralarının kayıtları yayınlandı;bu görüntüleri izlerken acaba Erdoğan’da Ali İsmail’in öldürüldüğü görüntüleri izledi mi, diye düşündüm ve nasıl bir duygu içinde izledi,ya da Ali İsmail için de ağladı mı?
Sanmıyorum ağladığına çünkü ağlayan insan gezi de öldürülen altı gencin ailesine baş sağlı dilerdi!.
Demokratik haklarını kullanan insanlara öldürürcesine şiddet uygulayan polisleri kahraman ilan etmezdi?
Biz başbakanın kimlere ağladığını son on bir yıllık iktidarında öğrendik,ağlamasının getirisi varsa Erdoğan ağlıyor yoksa gözünden damla çıkmıyor,siz hiç Erdoğan’ın toplu ölümlerde Van depreminde veya iş kazalarında ölenler için göz yaşı döktüğünü gördünüz mü?Göremezsiniz bu ölümler takdiri ilahidir ama kendine yakın olanların öldürülmesi ise insanlık suçudur,vahşettir,katliamdır.
AKP’nin 11 yıllık iktidarında tam 10 bin 850 işçi iş kazalarında ölmüş,bunlar insan için ağlayan Başbakan’ın yönettiği ülkede ölüyorlar.
Gezi direnişinde ölenlerin ölümleri Mısır da katledilenlerden farklımıydı?
Gezi de ölümlerin emrini Başbakan vermedi mi, yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyoruz demesi,kendini havaalanında karşılayan kitlelerinde Erdoğan’a “öl de ölelim vur de vuralım” diye yüzde 50’nin içinde olanlar bağırmadılar mı?
Ya Roboski de askeri savaş uçaklarıyla öldürülen 34 kişinin ölümünün üzerinden 645 gün geçti, bu katliamın faillerini niye ortaya çıkartmadı? Bu vahşet Başbakanın sorumluluğunda olmadı mı?
Daha yaşı 12 idi ama yaşından fazla döşüne 13 kurşun sıkılarak babasının ve annesinin gözlerinin önünde öldürülen Uğur Batmaz’ı öldürülen polislerin berat ettiğini biliyor musunuz?Başbakanın bu vahşet karşısında ne yaptığını bir sorun ey yandaşlar?
Ya Hırant Dink’in öldürüldüğünde İstanbul da yetkili olan mülkü amirlerin nasıl terfi ettiğini biliyor musunuz,emniyet müdürü valiliğe, vali ise milletvekilliğinden içişleri bakanlığına getirildiğini,cezalandırılacağı yerde ödüllendirildiğini;bir de Erdoğan Hırant Dinkk cinayeti Ankara’ nın dehlizlerinde kaybolmayacak demişti;yandaş medyanın dikkatine sunulur.Bir zahmet Başbakana bir sorun bunları,eğer tetikçilik görevinden zamanınız kalırsa!.
Yine dramatik bir ölüm olmuştu her zamanki gibi adresi belli olan yerde Bingöl de, merada keçileri otlatan 13 yaşındaki kız çocuğu Ceylan Önkol’un askeri bir şarapnel parçasıyla ölmüş, annesi ciğerlerini dallardan toplamıştı, bunlar medyanın fikri takibine girmez mi ey tetikçiler, dalkavuklar?Erdoğan’a sorun Ceylan Önkol ile Esma’nın ölümü arasında ağlatmayan fark ne?
Askeri savaş uçaklarıyla Uludere de öldürülen 34 Kürt vatandaşın organlarının her birisi etraftan toplanarak torbalara doldurulmuş, kefenin içine bedenleri torbayla konularak mezarlara defnedilmişti bir kış günüde; bu zulüm bu vahşet karşısında ne gıyabi cenaze namazı kıldınız, ne de topluca gösteri yaptınız, Saraçhane meydanını Adeviye meydanına çeviren,sözde oportünist Müslümanlar.
Ya Sudan kasabı Ömer El Beşir’in 200 bin kişiye katlederek bir soykırım uygulamasına niye tepki göstermediniz,gıyabi cenaze namazı kılmadınız;bunlar Müslüman değil miydi,daha da önemlisi insan değiller miydi?Başbakan bu Sudan canisini devlet töreniyle kırmızı halıda yürütürken, hiç mi vicdanınız sızlamadı sahte Müslümanlar?Müslüman olacak ama ilk önce Sünni olacak, ardından da Başbakan bu katledilenleri kınayacak, yoksa çok önemli değil ölenler.
Mısırda ki darbeden sonra bir de Başbakan Erdoğan’ın öncülük etmesiyle AKP medyası ve taraftarları ‘Rabiye’ selamı vermeye başladı, bunu futbol maçlarında da görmeye başladık; şimdi de AKP’in bazı belediye başkanları yapılacak veya var olan parkların adını rabiye koyacaklarını açıklıyorlar ve sıraya girmişler gazetelerde birinci sayfadan haber yapıyor.
Bir parkın adını da Roboski koyun da, sizin ne kadar katliamlara, vahşetlere karşı olduğunuza inanalım!.
Ağlamanız ve gıyabı cenaze namazları kılmanız da inandırıcı olsanız, ABD’yi ve Batıyı bırakın; 55 İslam ülkesinden beş tane ülke sizin yanınızda olurdu.
Birde askeri darbeler karşı çıkan Başbakanımızın Mısırda ki askeri darbenin arkasında İsrail var demişti ya ABD’nin Erdoğan’ı aşağılayan açıklamasından sonra Başbakan ben İsrail dedim ABD’ye ne oluyor, demesini hatırlatalım..
Sahi ABD’nin arkasında olmadığı bir ülkede ordular darbe yapa bilir mi?
Başbakan bunu adı gibi biliyor Mısırda ki darbenin araksında ABD var ama yüreği yetmiyor,çünkü var derse başına gelecekleri biliyor?Yalanı da ayağına dolanıyor.
Askeri darbeler karşı olsanız demokratik bir anayasa yaparsınız?
Siz askeri darbeler karşı olsaydınız on bir yıldır,darbecilerin çıkarttığı yaslarla ve oluşturduğu kurumlarla ülkeyi yönetmezdiniz?
Kendi ülkende vücutlarının her bir parçası dallardan,etraftan toplanarak öldürülen insanlar için ağlamayanın, ağlaması inandırıcı olmaz,Afyon kara hisarda askeri cephaneliğin patlaması sonucu ölen 25 askerler için niye ağlamadınız, bu ölenler ana kuzusu değil miydi,bunlar vatanı için can siper olmak için canlarını feda etmediler mi?
Hümanizminde bir doğallığı vardır, ağlamanın içinde insan değil de din,mezhep ırk varsa, o ağlama yapaydır .
Artık ağlamalar Başbakanın üzerinden olacak Bülent Arınç’ın ağlaması kesmiyor; seçimlerde yaklaşıyor, ağlama ve mağduriyet sahneleri için nasıl bir senaryo ve ortam yaratılacak göreceğiz hep birlikte, Osmanlı da oyun bitmez derler,biz Osmanlının soyu değil miyiz?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları











































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025