Mehmet TIRAŞ
Hayatı özetleyen bazı güzel veciz sözler vardır hiçbir zaman bu sözler demode olmaz.
Ben bu “Cinayet ekonomisi var Türkiye’de” sözünü ilk önce dostum Mehmet Altan’ın köşesinde okumuştum.Tabii iki yıla yakındır işsiz Mehmet Altan yazamıyor, AKP’ye muhalif olan meslektaşları gibi.. Yazamadığı gibi, AKP hükümeti kendine muhalif olan yazarları da televizyon kanallarına çıkarttırmıyor.
Ama Altan fırsat buldukça çıktığı televizyon kanallarında işçi ölümlerini, Roboski katliamını, Afyonkarahisar’daki 25 askerin ölümlerini, Suriye tarafından düşürülen pilotların adli tıp raporunun neden açıklanmadığını sürekli gündemde tutmaya çalışıp, demokrasi güçlerini göreve çağırıp, kamuoyunu duyarlı olmaya, yetkililere de görevlerini yapmayı hatırlatıyor; bu cinayetleri aydınlatın, işçi ölümlerini durdurun, diye.
Başbakan her ortamda göğsünü gere gere, haklı olarak da “Biz iktidara geldiğimizde Gayri Safi Milli Gelir fert başına 2.500 dolar idi, biz bunu 10 bin dolara çıkarttık,” diyerek övünür.
Ama fert başına gelirin bu kadar yükselmesinde en belirgin girdisi ve payı olan işçi ölümlerinden, bir cümle söz etmez.
Tabii Erdoğan işçi ölümlerinden söz etmeyince onun yandaş esnaf, tetikçi medya takımı da yazmıyor; kadrolu kanallarında sözde yorumcu geçinenler, bu işçi ölümlerinden bahsetmiyorlar, bahsetmeye kalksınlar anında kapının önüne korlar.
Gerçek özgürlüğün sahiplerini temsil eden işçi sendikaları ise dut yemiş bülbül olmuş; bir dönem daha nasıl sendikayı geçim kapısı olarak kullanıp daha sonra, milletvekilli olacağı siyasi bir partide kendine yer aramaktan zamanı yok.
Bu işçi ölümlerini yazdıkça; bizi AKP’yi yıpratma politikasının parçası olarak görüyor dalkavuk medyanın tetikçileri.. Erdoğan, “tutturmuşlar bir Uludere, her kürtaj bir Uludere” diye çıkışmıştı ya, tetikçi takımı da “tutturmuşlar bir işçi ölümleri” diyor, düşünebiliyor musunuz?
Biz bunu, suçlamak için yazmıyoruz; meraklısı için çok zor bir şey değil, bu konuda bilgi sahibi olmak isteyen, Google’den üç beş saniyede öğrenir, kimin ne yazdığını ve gazetelerin neleri haber yaptığını, televizyon kanalların ne kadar haber verdiğini!.
AKP’nin on yıllık iktidarında toplam iş kazlarında ölen işçi sayısı tam 10 bin 850’dir.
Yazıya konu ettiğimiz cinayet ekonomisi mola vermeden devam ediyor ve 2013 yılının eylül ayı dâhil, toplam ölen işçi sayısını ay ay aşağıda veriyoruz:
Ocak 68, şubat 50, mart 55, nisan 57, mayıs 114, haziran 104, temmuz 120, ağustos 147, eylül 127...
Toplam 842 işçi iş kazalarında ölmüş. 2013 yılının bitmesine daha üç ay var, son üç ayda daha ne kadar işçi ölecek bir muamma.
Bu dokuz aylık cinayet rakamlarını T24 yazarı Aziz Çelik’in 15 Ekim 2013 tarihli köşesinde okudum, kaynağını merak ettim, yazar kaynağını da gösteriyordu; İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin çalışmalarından almış.
Eğer bu rakamlar yalan olsa AKP’nin dalkavuk medyası ve Başbakan kıyameti koparırdı.
Türkiye’de her gün ortalama üç işçi ölüyor, beş işçi de sakat kalıyor iş göremez duruma düşüyor.
Siz bu yazıyı okurken yine üç işçi ölmüş, beş işçi de sakat kalmış olacak.
Öyle duyarsız bir hâle gelmişler ki “koyunu olanın kuzusu ölür” misali bir vurdumduymazlık içindeler.
Başbakan ekonomik gelişmeyi kendinden önceki iktidarların verdikleriyle, vatandaşın kendi dönemindeki alım gücünü kıyaslayarak veriyor ama kendisinden önceki iktidarların döneminde; yılda ne kadar işçi ölüyordu, buna hiç değinmiyor!
Batı’yla kendi ülkesinin kalkınmasını, yani büyümesini kıyaslıyor ama AB ülkelerinde iş kazalarındaki işçi ölümleriyle, neden karşılaştırmıyor Erdoğan?
Çünkü Türkiye’de yılda ölen işçi sayısı AB üyesi ülkelerinde ölen işçi sayısının tam yedi katı.
Türkiye, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun kara listesinde. Ülke olarak işçi ölümlerinde dünyada Çin’den sonra ikinciyiz, böylesi bir utanç başarımız var bunu da bilelim.
Türkiye bir AB üyesi olsa idi böylesi bir cinayet ekonomisini uygulayamazdı Erdoğan.
Bu işçi ölümlerini sorduklarında bazı AKP’lilere bu ölümler işin doğasında var diyorlarmış.
Hak-iş Konfederasyonu’nda uzun yıllar sendikacı olarak yöneticilik yapmış, iki dönem AKP’den milletvekili seçilmiş bir sendikacı şimdi bir bakanın yardımcılığını yapıyor, bakın ne demiş bir toplantıda: “Erdoğan’ın yaptığını yapmak bir sünnettir.”
Sünnet; İslamiyet’te Peygamber’in yaptığı hayır işlerin bütünü, demektir.
Bu işçi ölümleri de sünnete giriyor olsa gerek.
Bu ülkede sendikacılık yapmış olan birisi bunu konuşuyorsa başka söz söylemeye gerek var mı, bilemiyoruz.
Ana akım merkez medya bu işçi ölümlerini gündemde tutsun bir anda bu cinayet ekonomisi durur.
Medyanın özgür olmadığı bir ülkede ne demokrasi kurumlaşır, ne hukuk düzeni hayata geçer, ne de insanların can ve mal güvenliği olur.
Medya bağımsızlığının olmadığı toplumlarda, bir ölüm sessizliği dolaşıyor demektir.
İşçi ölümlerinin nedenlerinin başında medya özgürlüğünün olmaması, yargının güdümlü karar vermesi geliyor, bunun sonuçlarını yaşıyoruz.
Başbakan’ın paketinden yargı bağımsızlığı ve medya özgürlüğü çıkmış olsaydı başka bir iklime dönüşürdü ülke.
Taraf
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025