Mehmet TIRAŞ
Bir ülkede siyaseten çoğunluk çoğulculuk kavramını tanımıyorsa o ülkede demokrasiden azınlık haklarından ve bireyin özgürlüğünden bahsedilemez.
Siz demokrasiyi sadece sandığa indirger ve birinci olan partinin her şeye yapma hakkı var deyip,demokrasinin kuvvetler ayrılığını önünüzde engel görüyorsanız, yaşanan v e yaşanacak olayları da tetiklemiş olursunuz.
AKP medyasında yazan bir dönem MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin siyasi baş danışmanlığını yapmış unvanı profesör olan akademisyenin bir televizyon kanalında,17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu 24 Nisan e- muhtırası gibi halkta tepki doğuracak diyor.
Demokrasilerde yargı kuvvetler ayrılığından biri ve vaaz geçilmez ilkesidir ve yürütmeye ve yasamaya sormadan asli görevini yapar, 24 Nisan e- muhtırası neydi;seçilmiş iktidara müdahale etmesi değil mi?
17 Aralık operasyonu neydi;yolsuzluk ve rüşvet operasyonu değil mi,bir benzerliği var mı 24 Nisan e-muhtırasıyla,algı yaratmaya bakarmısnız?
Yargı ne kadar yanlış yaparsa yapsın veya tarafsız ve bağımsız olmasa da,yargıya sığınmadan başka bir yerimiz var mı?
Acayip ve tuhaf bir yere geldik 17 Aralık’tan bu tarafa ve seçim sürecinin getirdiği gerginlik her an bir iç çatışmanın işaretlerini veriyor.
Başbakanın nobran, ayrıştırıcı ve öteleyici dili toplumu yarmanın ötesinde bir çatışma ortamına itiyor.
Türkiye 30 Mart’ta yapılacak seçime yaklaştıkça ip daha da geriliyor ve kopma noktasında.
En tehlikeli gerilim İse Halkların Demokratik Partisi(HDP) ne başlatılan linç kampanyası,bunun somut sinyalleri değil mi?
Ne gariptir ki HDP’lilere yapılan saldırıları ne siyasi iktidar bunu görüyor ne de muhalefet partileri dile getiriyor,mülki amirler seyrediyor, emniyet ve yargı da harekete geçmiyor.
HDP’ye yapılan saldırılar organize bir saldırı Aksaray’da başlayıp İzmir’in Urla ilçesine uzanan, ardından da Muğla’nın Fethiye İlçesinde devam edip,Ordu ilinden Giresun’un Bulancak ilçesine,Bolu’dan Tekirdağ’a kadar uzanıyor ve HDP’nin seçim bürolarına ve parti teşkilatlarına yapılan saldırıların ardı arkası kesilmiyor..
Bu saldırılar belli bir planla yapıldığı kesin gibi gözüküyor ve spontane bir gelişme değil, çünkü HDP’nin ilçe ve il teşkilatlarına yapılan saldırılarla kalmıyor, HDP’lilerin can güvenliklerinin olmadığı gibi seçim büroları ,parti teşkilatları ve otobüsleri de taşlanarak,kırılarak kullanılamaz hale getiriliyor.
Bu korkutucu ve ürpertici olaylar o ilin ve ilçenin mülkü amirlerinin ve polislerin gözü önünde yapılıyor.
Televizyon ekranlarından ve medyadan öğrendiğimiz kadarıyla,saldırgan faşistler sosyal paylaşım hesaplarından örgütlenerek, HDP ye yapılan saldırılar örgütlü ve planlı saldırı olduğu ortaya çıkıyor.
Dikkatle izlenildiğinde bu saldırılar üç beş kişiden değil, yer yer binlerce insan bir araya geliyor.
HDP,liler sonu gelmeyen bu saldırılar karşısında nasıl eşit şartlarda seçim çalışması yapacak,can güvenlikleri bile tehlikede.
İşin garip tarafı saldırıya maruz kalan parti teşkilatları korunacağı yerde, polis nezaretinde saldırıyı gerçekleştirenler partinin tabelasını, bayrağını indiriyor ve yakıyorlar partililere saldırıyorlar,bu olayların hepsi emniyet teşkilatının ve o ilçenin en yetkili mülki amirinin gözünün önünde oluyor, saldırganlardan bir kişi göz altına alınmıyor.
Bu ırkçı faşizan kişilerin eylemlerinin bir benzerinin biz toplum olarak 1993 yılında Sivas’ta madımak otelini ateşe veren dinci yobazların 33 sanatçı ve aydını diri diri yaktıklarına tanık olduk,şimdi ırkçı faşizan bir versiyonunu sahneye koyuyorlar.
Eğer HDP’ye yapılan bu saldırıların önü alınmazsa,büyük çatışmaların ve toplu katliamların habercisi gibi gözüküyor bu olaylar.
Bu konuyu dikkat etmeliyiz,bu olaylar küçümsenmeyecek kadar tehlikeli gelişmeler.
AKP iktidarı HDP’lileri korumak şöyle dursun, Malatya zirve katliamını yapan ve suçlarını itiraf eden katilleri tahliye ettirmesi ve katledilenlerin ikamet ettiği yakınlarının yaşadığı bölgelerde polisle güvenlik önlemler alması,bu toplumun ne kadar can güvenliğinin olup olmadığını göstermiyor mu?
Kurban Derilerini Makbuzsuz Topladılar İftirası.
Başbakan Erdoğan 17 Aralık’tan bu tarafa Cemaat üzerinden paralel devlet yapılanmasının gündemden düşürmüyor ve Gülen hareketini itibarsızlaştırmak için akıl süzgecinden geçirmeden aklına ne geliyorsa savuruyor.
Hatırlanacağı gibi eskiden kurban kesenler kurban derilerini Türk Hava Kurumuna (THK) vermek zorundaydılar ve vermeyenler ve kurban derilerini toplayanlar hakkında yasal işlemler başlatırlar,polis operasyonlarıyla yakaladıkları derileri ve kişiler televizyon ekranından teşhir ederler ve bunlar ordu düşmanlar,şeriat düzeni kurmak isteyenler gibi yaftalamalar yaparlardı..
Vatandaştan zorla deri alınmasına karşı çıkanların başında başta Erdoğan’ın siyaseten yetiştiği Milli, Görüş geleneğinden gelenler çok sert tepki gösterirlerdi haklı olarak, çok yerinde bir karşı çıkış tezleri vardı,şahsen bendeniz de bu tezi destekledim ve hala da destekliyorum..
Tezleri şuydu: ”Vatandaşa kurbanı devlet mi veriyor ki derisini istiyor” derlerdi.
İşte bugün Başbakan karşı çıkışının tersine bugün tarihi değişik olarak, kendisi kurban derilerini cemaat makbuzsuz topaldı diye,devletin geleneksel siyasetini yapıyor ne kadar garip bir durum değil mi?
Erdoğan artık devletin geleneksel politikalarının savunucusu durumuna geldi.
Başbakan Gezi olaylarını nasıl itibarsızlaştırmak için her türlü iftirayı ve kara propagandayı kendince bir politika izlemeye çalışıp hiçbir iddiasını kanıtlayamadıysa, Gülen hareketinin sosyal politikalarını ve hizmet hareketlerini kamuoyunda etkisiz hale getiremeyecek.
Erdoğan,kendisi ve çocuklarının, aile eşrafının yolsuzlukları makbuzsuz kurban derileri topladılar diyerek kapatamaz,gündemden de düşüremez.
30 Mart seçim sonuçları nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın Başbakanın bundan sonra bu ülkeyi yönetme şansı yok.
Sandık, rüşvet,yolsuzluk ve hırsızlığı aklama paklama yeri değildir.Tek yer yargıdır.
Kimse bunu dillendirmiyor ama Başbakan seçim ekonomisine gidecek ve 11 milyona yaklaşan emeklilere yeterli olmasa da maaşlarına zam yapacak,bunun ilk başlangıcını yaptı ve 65 yaş üstü herkesi toplu taşıma ücreti ödemeyeceğini açıkladı.
Aslında bu bir yardım değil, toplumu asalaklaştırmadan başka bir işe yaramaz,eğer böylesi bir yardım yapılacaksa,yapılacak yöntem indirimli bir ücret politikası yapmak yoksa bunun sonu gelmez.
Özel toplu taşıma yapan firmalar tepkisini gösteriyor, haklı olarak bedava yolcu taşıma dönemine başlayacağız,diye .
Bu sevimli gibi gözüken hamaset politikasının arkasından 30 Mart seçimlerinin sonunda, zamlar yağmur gibi gelecek herkes hazırlıklı olsun,duyduk duymadık demeyin.
Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin hemen sonrası belki de sandıkların açılmasıyla akaryakıta yüzde 5, doğal gaza yüzde 20 ve elektriğe ise yüzde 15 zam kapıda bekliyor, 17 Aralıktan bu tarafa doların 2 liranın üzerinde seyretmesi ve ateşinin düşmemesi, dolardaki yükseliş cari açığı da günden güne artırıyor.Ekonomideki durgunluk şuan daha fazla dayanılacak bir durumda değil.Başbakan Ya vergileri artıracak ya da enerji,doğal gaz ve akaryakıta zam yapacak bunun dışında bir çıkış yolu yok.
Havuz medyasından beslenen tetikçi esnaf takımı “yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan” söz etmiyorlar bilinçli olarak ama bu konulardan da hiç bahsetmedikleri ve bilmedikleri bir konu değil,susan bir şeytanlık rolünü oynuyorlar.
Dileriz bu zamlar bizim öngörülerimizi doğrulamasın , doğal gaz ve elektrik temel bir tüketim haline geldi, ekmek,su gibi hayatımızda ıskalamayacağımız bir yeri var.
Not: bugün 12 Mart askerlerin 1971 yılında yönetim el koyduğu yıl.
Başbakanın, medya özgürlüğünü yok saydığı,yargıyı adalet bakanlığına bağladığı, internete getirmek istediği yasak ve muhalefeti rejim karşıtı gördüğü ve izlediği politikaları,askeri dönemlerden farkı var mı?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025