Mehmet TIRAŞ

Güzel söz doğru değil doğru söz de tatlı değil!
5.12.2014
1701

 Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iyi bir hatip olduğu akıcı ve  çok güzel konuştuğu  tartışılmaz bir vakadır.

Bütün konuşmalarının özü nefrete,kine,ayrıştırmaya,yaralayıcı ve bölücü bir dil kullanır ;bunu da din ve mezhep üzerinden formüle eder, ya bir Necip Fazıl şiiri ya da bir peygamberin içli  sözü ile bitirirken,mutlakabunu hitap ettiği topluluğun ayakta alkışlayacağı ve gündeme de oturacak şekilde söyler.

Konuşmalarının hiçbir felsefi derinliği yoktur ve komplekslidir.Aslında Erdoğan’ın konuşmaları bir ezilmişlik psikolojisi içinde olduğu gibi; lüks düşkünlüğü de bir görgüsüzlüğünün de  işaretidir.Kaçak bin odalı Ak Saray, uçak ve lüks araba düşkünlüğü bunu gösterir.

Kulağa hoş gelen sözlerinde doğruluk payı çok düşüktür; hele siyasi rakipleri ve  sosyal görüşlerini beğenmeyenlere yönelik konuşmaları ise;hoş görüsü sıfır olan,hiçbir siyasetçide ahlaki olmayan hakaret ve iftirayla doludur.

Erdoğan, demokrasi anlayışının içinde grinin fazla tonu yer almaz;üç beş renkle olayları yorumlar ve seçmen profilline hitap eder.Toplumun her kesimini kendine benzetmeye çalışır.Zora düştüğü anda muhalif olanları Gezi olaylarında   yaptığı gibi polis şiddetinin yanında,yüzde 50’yi evlerinde zor tutuyoruz diye tehdit etmeyi de elden bırakmaz.

Çoğunluk üzerinden olaylara yaklaşır, milli iradeden bahseder ama demokrasinin olmazsa olmazları olan çoğulculuk kavramından,temel hak veözgürlüklerden hiç bahsetmez.

Çokseslilik  ve bireyin özgürlüğü gündeme gelince bayramlık ağzını açar, aklına ne geliyorsa beyin filtresinden süzmeden rakiplerine saydırır.

Varsa yoksa milli irade, sandık..Yolsuzluk,hırsızlık ve suç, milli iradenin alanı mı,sandık mı belirleyecek bunların olup olmadığını?Bunlara bir açıklık getiremez.

Gezi olaylarında söylediklerini bir hatırlayın demokratik hakkını kullananları darbecilikle suçlayıp,çapulcular diyerek hakaret etmesi;polis şiddetinden kaçıp camiye sığınanları cami de içki içtiler,mabedimize ayakkabılarıyla girdiler,baş örtülü bacıma saldırdılar iftirasında bulundu..

Bunların  elimizde görüntüler var yayınlayacağız  dedi ama hala görüntü yayınlayacak.Öyle elinde bir görüntü belge olsa idi Erdoğan; yandaş medyada manşete çektirir,35 kanal da bunu yirmi dört saat yayınlatarak bir algı operasyonu yaratırdı.

Çok partili hayata geçtikten sonra ülkenin en kanlı ve karmaşık dönemlerinde, siyasiler darbelere uzanan süreçlerde bile  siyasi parti temsilcilerinin ağzından bu toplum alçaklık,şerefsizlik,namussuzluk ve cibilliyetsizlik gibi  küfür çağrıştıran  sözleri duymadılar  ve  birbirlerine hakaret etmediler,etik olmayan bu sözlerin hepsini Erdoğan’dan duyduk.

Gelen gideni aratır sözünü doğrular oldu.

Bu sözleri Erdoğan yalnızca siyasi rakipleri için söylemez toplumun muhalif olan her kesimine ve bir dönem kendisiyle birlikte olanlara da  söyler.

Yargının verdiği hoşuna gitmeyen kararlar çıkarsa üzerine ateş düşmüş gibi sıçrar hakaret,iftira,tehdit havalarda uçuşur. Hatta yargıya vatana ihanet içindeler demekten de kaçınmaz.

Hoşuna giden yargı karar verdiğinde  ise, hiç birimiz buna itiraz edemeyizortada bir yargı karar var demesi, tanımasanız tam bir demokrat diyesiniz gelir.

Son günlerde gündemine  oturan Anayasa Mahkemesi başkanının yüzde 10 barajı üzerine üç hafta içinde bir karar vereceğiz sözlerine ,Erdoğan küplere bindi..

Anayasa Mahkemesini darbeci bir kurum olduğunu,AYM Başkanını kitap yüklü  merkebe benzetmesi kabuledilir bir durum olmasa gerek..Aynı mahkeme ve başkanı 2008 yılında  Yargıtay Baş Savcısının AKP’ye  kapatma davası açtığında; mevcut  başkanının bir oyu ile partisi  kapatılmadan,kendisi de beş yıl siyasi yasaklı olmadan  kurtarılmasını ayakta alkışlıyordu.

 O zaman bu mahkeme niye darbelerin eseri ve  başkanı kitap yüklü merkep olmuyordu?

Erdoğan bir olayı nasıl anlıyor veya  savunuyorsa o doğrudur,yanlış diyenler ya darbecidir ,ya da din düşmanı ve dış mihrakların uşağı,milli irade karşıtlarıdır.

Böylesi bir seçim barajı dünyanın hiçbir ülkesinde yok,müttefik olmak için can attığınızşengal beşlisinden biri olan Rusya’da bile seçim barajı yüzde 7.

Erdoğan’ın konuşmalarının ve uygulamalarının içeriğinde; demokrasi,tarih,hukuk,temel hak ve özgürlüklerden ve  bilimsellikten uzak eksikler vardır.

Bunun son örnekleri ise  Amerika’yı kimin keşfinden tutunda, Küba’da cami örneklerine bir de Nobel barış ödülü tarafsız verilmiyor diye  katması,Erdoğan’ı  trajikomik duruma düşürmüştür ..

Nobel Barış komitesi Erdoğan’ın bu açıklamalarını muhatap almadıklarını söylediler.

Güzel söz söylemek  içeridealkış getiriyor ama doğru olmadığı gibi; söylediklerinizde  bir  tutarlılık ve inandırıcılık  yoksa ciddiye de alınmıyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar