Mehmet TIRAŞ
Yazıya oturduğumda ne yazacağım konusu belliydi ama yazının başlığını ne koymalıyım üstünde düşünce eksersizi yaptım git gellerim oldu,iki başlık üstünde yoğunlaştım birisi; “Yolsuzluk Bayrağı Kaçak bin odalı (biliyorduk sayısını kesin bilmediği 1150 falan diyor Erdoğan) Ak Saray’dan gözüküyor mu”diğeri de karar kıldığım“Dindar Nesil yolsuzluğu önler mi”oldu.
Dünya Şeffaflık Örgütünün 2014 yolsuzluk raporunu ve BM’ne bağlı FAO gıda fiyatlarını 3 Aralık 2014 tarihinde açıkladı fakat;hükümet yanlısı yandaşların Gazeteleri birinci sayfadan bu haberleri görmezken tetikçiler de yorumlamadı, TV kanalları da haber olarak vermediler;Erdoğan ve tayfası da bu raporu pas geçtiler işlerine gelmediği için, her zaman yaptıkları gibi sağır ve dilsiz oldular.
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün(FAO) Gıda fiyatlarının, dünya üzerinde dibe inmesine rağmen Türkiye’de yükseliyor olmasına dikkat çekiyordu.
Son üç yıldır Erdoğan’ın neden asgari ücretlinin alım gücünü, ne kadar şeker, pirinç, makarna alabildiğini karşılattırmadığı şimdi daha iyin anlaşılmıyor mu?
Erdoğan ve hükümeti, yandaş medyası görmese de, gizleseler de yeryüzü yolsuzluğu ve gıda fiyatlarındaki anormal artışlarını bizden önce dünyaya duyurdu, yeni Türkiye’nin halini.
Dünya Şeffaflık Örgütü 2014 yolsuzluk algılama endeksinin raporu çarpıcı bir tabloyu ortaya koyuyordu:Geçen yıl 175 ülke içinde Türkiye’nin sıralaması 153 iken 2014 yılında on bir basamak gerileyerek 164. Sıraya düştüğünü açıkladı.
Şeffaflık örgütünün 17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonuna gönderme yapan en önemli vurgusu şu cümlede gizliydi:
“Rapora göre yolsuzluk Türkiye’de ifade özgürlüğüne kısıtlama ve yargıya baskı getirdi.”
Yolsuzluk raporunun yanında çarpıcı ve can alıcı ikinci konuda; Türkiye’de inanılmaz rekor kıran gıda artışlarına dikkat çekiyordu.
FAO’ya göre, 11 yılda dünyada gıda fiyatları yüzde 92.3 artarken, aynı dönemde Türkiye’deki artış yüzde 172 oldu.
Bu gıdadaki artışlar Erdoğan ve hükümet yetkililerinin neden hiç gıda fiyatlarından bahsetmediğini şimdi daha iyi anlıyoruz.
Dünya Şeffaflık Örgütünün raporunu okuyunca birden aklıma; Erdoğan’ın her konuşmasında bir toplum dinden ve değerlerinden uzaklaşmışsa yozlaşır çağrısına odaklandım birden!
Hatırlanırsa Erdoğan tartışma yaratan bir düşüncesini açıklamıştı; bizim neslimiz bozdular “dindar nesil yetiştireceğiz” diye bu tezini ülke gündeminin birinci konusu yapıp günlerce tartıştırmıştı bizleri.
Bu ülkeyi 13 yıldır dini bütün yaşayanlar ve dindar nesile örnek olacaklar yönetmiyor mu?
Neden yolsuzlukları ve rüşveti önleyemediler?
Şu soruyu da sormadan insan geçemiyor, sizden sonra gelecek dindar nesil sizi örnek almayacak mı?Alacak.
Siz, yetiştirmek istediğiniz dindar nesillere böyle örnek olacaksanız vay haline bu ülkenin geleceğine ve sizi örnek alacak olan nesillere!
yolsuzluğunuz ve rüşvetiniz öyle boyutlara ulaşmış ki sizin en yakınınızda olanlar bile bu yolsuzlukları,rüşveti yazmak ve söylemek zorunda kaldılar. Parti müftünüz bile isyan etti.
17/25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bir hırsızlık ve rüşvet operasyonu olduğuna inanmayanlar;Erdoğan’a biat eden devlet ihalesi üzerinden zengin olan havuz medyasına ve TÜRGEV vakfına dolar aktaranlar; AKP’e kadrosundan gazetecilik yapan tetikçi takımından başka; toplumun her kesimi bu hırsızlığınıza adı gibi inanmış durumda. İnanmıyorsanız bir kamuoyu araştırması yaptırın?
Erdoğan ben Allah için siyaset yapıyorum diyor ama maşallah çocuklarının gemiciklerinin sayıları da her yıl artarak denizlere açılıyor limanlara demirliyor. Maşallah maşallah Allah yürü kulum demiş.
Ardından da Erdoğan biz “üç dört hurma ile açlığını yatıştıran Muhammed’in ümmetleriyiz” diyor ama kaçak bin odalı pardon sayısı belli olmayan Ak Saray’daki saltanatını Muhammedin hayatına nasıl uyarlayacak.
Kaçak Ak Saray’ın sadece inşaat maliyeti 1 milyar 370 milyon TL olduğunu öğrendik ama içindeki eşyaların maliyetini bilmiyoruz. Sadece bir koltuk takımın 25 bin Euro olduğunu, altın varaklı kadehlerin her birinin bin TL olduğunu öğrenebildik basından.
Tanesi bin lira değerindeki altın varaklı bardaklarla su içmesini nasıl Muhammedîn hayatıyla bağdaştırıyor Erdoğan?
Erdoğan’ın ve ailesinin su içtiği kaçak Ak Saray’daki bardaktan almak isteyen 11 milyon asgari ücretten (846TL.) maaş alan birisi 36 gün çalışması gerekiyor.
Üç dört hurmayla açlığını yatıştıran Muhammed’in çocuklarının mal varlığı ve sosyal yaşantısıyla bir benzerliği var mı, Erdoğan’ın?
Bizde Ziya paşanın ünlü bir sözü vardır “ayine si iştir kişinin lafına bakılmaz” diye.
Bu yolsuzluğu, rüşveti, adaletsizliği, saltanatı ve hukuksuzluk ortamını siz yaratmadınız mı, din ve mezhep adına?
Hangi inançta olursanız olun bir devleti evrensel hukukun ipiyle bağlamadığınız sürece, o ülkede ne yolsuzluğun ve rüşvetin önüne geçebilirsiniz ne de o ülkeyi özgürlükler ülkesi yapabilirsiniz.
Dindar nesil yolsuzluğu ve rüşveti önleyemez ,Erdoğan ve ekibi dindar değil mi, bu ülkeyi 13 yıldır dindarlar yönetmiyor mu?
Çare,bireyi özgürleştiren insan odaklı,eşit vatandaş hukukuna dayalı, temel hak ve özgürlükleri öne alan çoğulcu ve katılımcı, çağdaş ,yöneten ve yönetilen bir demokrasidir;bu sistemin içinde Erdoğan’a da yandaşlarına da yeteri kadar hem de bol yer var ama maalesef saltanat yok.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025