Mehmet TIRAŞ
Ülke gündemi 7 Haziran genel seçimlerine kilitlenmiş,HDP’e teşkilatlarına silahlı,taşlı ve sopalı saldırılar sürerken;bu saldırılar stratejik olarak dozunu artırarak devam ediyor..Seçim kampanyasının başlamasından bu yana tam 60 HDP seçim bürolarına ve parti teşkilatlarına saldırı yapılmış. Adana ve Mersin il örgütlerine yapılan bombalı saldırının,HDP’nin Mersin’de miting yapacağı güne eş zamanlı olarak iki il örgütüne bombalı saldırının olması ve 7 HDP’ linin yaralanması,bu kanlı eylemin planlı ve programlı örgütlü bir saldırı olduğunu da ortaya koyuyor.
HDP’nini barajı aşması diktatörlükle ülkeyi yönetmek isteyenlerin hesaplarını altüst edecek olmasının yarattığı tedirginlik, bu saldırılarının altında yatan nedendir..Yoksa HDP’e tek başına iktidara mı geliyor.
Ben yazımı Gezi direnişinin ikinci yıldönümünü ve HDP’ye yapılan saldırılar üzerine hazırlanıyordum.Kısa özetle konuyu değiştirmek zorunda kaldım çünkü!..
Seçimleri konuşup tartışırken Bursa otomotiv fabrikalarından gelen işçilerin grevi, seçimler kadar önem kazanmasa da dikkate değer bir gündem konusu oldu..
Hele benim gibi işçilik süreci boyunca tam 25 yılını sendikal mücadeleye vermiş,ödediği aidatının hesabını sormuş,aidat ödediği sendika yöneticileri tarafından tehdit edilmiş,komünistlikle,PKK’lıkla suçlanmış birisi olarak bu konuyu ıskalayamazdım.
Otomotiv sektörünün kalbi olan Bursa’da 15 Mayıs 2015 Tarihinde ajanslara bir haberin düşmesi Renault ve Tofaş fabrikalarında işçiler üretimi durdurdu haberleri, ülke gündeminin önemli bir haberi olmakla kalmadı,ne oluyor bu sektörde soruları ile son yıllarda gündemden düşen ama ‘sınıf ve kitle sendikalcılığının mücadelesini verenlerin gündeminden çıkmayan “sarı sendikacılık” tekrar gündeme geldi, otomotiv sektöründe direnişe geçen binlerce işçilerin greviyle.
Renault fabrikasında başlayıp Tofaş fabrikasıyla yayılan Coşkun öz fabrikasını da içine alıp, İzmit Ford otasan fabrikasına da sıçrayan, sınıf dayanışmasına dönüşen,15 bin işçiyi kapsayan otomotiv işçilerinin üretimi durduran ve direnişe götüren ney?
İşçiler eylemlerini üç başlık altında toplamışlar ne istediklerinin bilincinde, ilkeli bir mücadele veriyorlar ve bu mücadeleleri medya aracılığı ile kamuoyundan destek görüyorlar ama diğer işçi sendikalarından beklenen desteği görmüş değiller.
Otomotiv işçileri ne istiyor?
Birincisi:Ücretlerin düzeltilmesi.. Otomotiv sektöründe çalışan on yıllık bir işçinin aylığı ortalama bin 600 TL.
İkincisi:Eylemlerinden dolayı işten atılmamalarının güvencesini istiyorlar.
Üçüncüsü: Fabrikalarında yetkili olan üyesi oldukları Türk Metal sendikasından ayrılacaklarını ve çalıştıkları işyerlerinden bu sendikanın tabelasının sökülmesini talep edip,Özgürce sendika seçme hakkı istiyorlar..
Otomotiv sektöründeki işçilerin direnişi bana 15-16 Haziran olaylarını hatırlatıyor.
1970 yılında dönemin Demirel hükümeti DİSK’i kapatmayı içine alan bir kanunu meclisten geçirmek ister.. DİSK’in öncülüğünde bazı Türk-İş’e bağlı sendikalarında destek verdiği; Türkiye işçi sınıfı bunu kabul etmeyeceklerini beyan eder..15-16 Haziranda işçiler üretimi durdurur ve sokaklara dökülerek;işçiler özgür sendika seçme hakkı için üretimden gelen güçlerini, örgütlü potansiyelleriyle birleştirerek siyasal bir direnişe geçerler, Marmara bölgesinde hayatı durdurdular ve bu mücadele sonucunda 6 direnişçi işçi, polis kurşunlarıyla hayatını kaybeder ve hükümet bu yasayı çıkartmaktan vaaz geçip geri çekerken,işçilerde Sendika seçmenin bedelini ağır öderler.
Otomotiv sektöründeki işçiler, işçi sınıfının tarihinde ikinci defa “sarı sendikaya” karşı bir mücadele veriyorlar üretimden gelen güçlerini kullanarak örgütsel bir direniş geçtiler, sendika seçme özgürlüğü için.
Renault fabrikasında çalışan 4 bin 993 işçiden 4 bin 867’si sendikadan istifa etmiş, sadece 126 işçi kalmış, bu 126 işçinin 26’ sı yurt dışında olduğu için onlarda dönünce istifa edeceklermiş.
İşçilerin direnişi ülke gündeminin iki numaralı haber olmuş; üyesi oldukları sendika yöneticileri işçilerin yanlarında ve önlerinde olması gerekirken ortalıkta gözükmüyor. Milliyet Gazetesinden Burcu Ünal’ın 20 Mayıs tarihli haberine göre; şöyle bir açıklama yapıyor Türk Metal Sendikasının Genel Başkan Yardımcısı Mesut Gezer hak arayan işçiler için: “İş yerlerini panayıra çevirdiler.Orada kağıt oynuyor çekirdek çitliyorlar” diye..
Birde içki içiyorlar, kumar oynuyorlar deseydi ya,yandaş medyanın yandaş sendikasına yakışırdı.
Sınıf bilinciyle hareket edip eyleme öncülük eden 11 işçinin Bursa emniyet müdürlüğü tarafından göz altın alındığı haberleri yayıldı,bilinen hikaye yasa dışı örgüt üyesi olmak işçileri kışkırtmak gibi..
Türk Metal sendikasının bu yıllarca yaptığı bir iftira ve suçlamalarına otomotiv işçileri yabancı değiller.
Türk metal sendikasında sendika içi demokrasiyi savunan, sınıf ve kitle sendikacılığından yana tavır alan, işçinin söz ve karar sahibi olmasını isteyen işçiler,önce komünist, sonra sol terör örgütü olmakla, doksanlı yıllardan sonra da PKK’lılar diye, suçlanmıştır sarı sendikacılar tarafından.
Türk Metal hep asker darbelere destek vermiş, 12 Eylül askeri darbesinden sonra üye kitlesine ulaşmış,işçilerin ödediği aidatları askeri vakıflara bağış yapmış bir sendikadır.
Türk Metal sendikası üye potansiyelini, askeri darbeden sonra kamu iş yerlerinde ve devlet üstünden zenginleşmiş, askeri darbelere destek vermiş iş adamları tarafından, iş yerlerinde yetkili sendika olmuştur..Hiç bir zaman bu sendikanın üyeleri Türk Metal’i gönüllü olarak seçmemişlerdir.Türk Metal sarı sendikacılığın öncülüğünün yanında, derin devletin sendikal kolunu temsil edenlerdendir.
12 Eylül asker darbesinden önce 3 bin üyeli marjinal bir sendika olan Türk Metal, askeri darbeden sonra DİSK’e bağlı Maden-iş’in kapatılmasıyla on binlerce üyeye sahip oldu ve bütün işyerlerindeki işçiler bu sendikaya zorla üye yaptırdılar.
Ayrıca bu sendikanın mal varlığı da göz kamaştıracak türdendir,oteller, sosyal tesisler,tatil yerleri ve kamplarıyla sendikal saltanatı ortaya koymaktadır.. Sarı sendikacılar sendikaları bir geçim kapısı olarak kullanırlar..Otomotiv işçileri direnişlerinde sendikanın bu mal varlıklarını dile getiriyorlar ve kendilerinin yararlanmadıklarına dikkat çekiyorlar.
Sarı sendikacılığın yetkili (örgütlü demiyoruz) olduğu yerlerde işçilerin sendikası yoktur, devletin ve darbeleri destekleyen işverenlerin sendikası vardır.
İşçiler 12 Eylülden sonra ilk defa işçilerin söz ve karar sahibi olmasını, gerçek özgürlüğün sahipleri olan işçilerin yolunun sınıf ve kitle sendikacılığından geçtiğine inanmış olmalılar ki;otomotiv sektöründen bir sınıfın uyanışının işaretini verirlerken,tarihte ender rastlanan bir şekilde üyesi oldukları sendikaya karşı baş kaldırıyorlar.
Dileriz otomotiv sektöründeki bu sınıfsal direniş; tüm iş yerlerinde örgütlü sendikaların otomotiv sektöründeki işçilerin mücadelesine destek verir; işçi ölümlerinin durdurulmasına ve keyfi işten atılmaların sona ermesinde ;sendikalı olmak için örgütlenen işçilerin özgürce sendika seçmelerinin önünü açar ve sarı sendikacılığın sonu olur.
Otomotiv sektöründeki bu sınıf uyanışı; mevcut olan sendikal yapının gözden geçirilmesini ivedi olarak öne çıkartırken, aynı zamanda işçilerin bu onurlu direnişleri bir demokrasi ve hukuk mücadelesi çerçevesinde ele alınmalı.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025