Mehmet TIRAŞ
Yıllar önce rahmetli deneyimli siyasetçi Türkiye’de Kürt varsa ben de kürdüm dediği için 30 Ay hapis yatan, eski bakan Kürt milletvekili Şerafettin Elçi şöyle bir çağrısı olmuştu devleti yönetenlere:”Kürt sorununu devlet ancak bizle çözer biz son şansız, yoksa bizden sonra gelen savaşla büyüyen nesillerle Kürt sorununu çözemez demişti..”
Bu savaşın PKK ile başlayan Türkiye topraklarında tam 31 yıllık bir tarihi var; 50 bin insanın ölümüne, 3 milyon insanın göçe zorlanmasına,binlerce köyün boşatılıp, yakılıp- yıkılmasına ve 17 bin beş yüz faili meçhul cinayettin işlenmesine,toplu mezarların olduğu, büyük insanlık dramları ve katliamların yaşandığı ,mevcut Türkiye’nin GSMH’ı kadar da ekonomik bir külfete mal olduğunu da kimse aklından çıkartmasın.Bu bölgede barışın dışında bütün savaş yöntemleri otuz yıldır uygulana gelmiştir.
Bunları Cumhurbaşkanı Erdoğan çok iyi bilen birisi.
Peki neden Erdoğan HDP’yi ve Selocan’ı PKK ile özdeşleştiriyor?
Bizim analizimize siyasiler ve düşünürler katılır mı bilemem ama bu yorumumuz Erdoğan üzerine:Erdoğan, trafikte hız tutkusu olan ve kendini kontrol edemeyen bir sürücü gibi, önünde araba görmek istemeyen,kural tanımayan,makasa atan,hem korkan hem de gaza basan bir magandaya benziyor.”
Erdoğan’ın siyasette muhaliflerine hakaret etmesi,iftira atması,herkesi vatan hainliğiyle yaftalaması, demokratik yoldan bir yenilgiyi kabullenmeyen, şehir magandası bir sürücü gibi siyaset yapıyor olması, demokrasilerde kabul edilecek bir durum değil..
Erdoğan siyasette sıkışınca hep sandığı işaret ediyor haklı ama sandık onu yenilgiye uğrattığında; 7 Haziran seçim sonuçlarında olduğu gibi, partisinin müftüsü ve havuz medyası AKP’ye oy vermeyenleri ırgatlar diye halkı aşağılıyor.
Erdoğan ve AKP’nin önde gelen kurmayları bizde muhalefet çok zayıf,güçlü bir muhalefet bizi de olumlu anlamda motife eder diyorlardı.7 haziran seçim sonuçları ortaya çıkınca,sahte demokrat oldukları, AKP’e iktidardan düşünce dillerinin altındaki baklayı çıkartıp, savaş baltalarını ellerine alarak niyetlerini belirtmiş oldular.
HDP’ye çağrı yapıyordu Erdoğan, bunlar parti olarak seçime niye giremiyorlar, boylarının ölçüsünü benim vatandaşım verir diyordunuz ya..
Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde Selocan’ın HDP’nin adayı olarak meydanlara çıkması ve yüzde 9.8 oy alması güçlü bir muhalefet liderinin ortaya çıktığının işaretlerini verip,parti olarak seçime girme kararı alınca etekleri tutuştu AKP’lilerin.AKP’liler tehlikeyi sezmedi ama Erdoğan farkındaydı.
Kendilerine yakın araştırma şirketlerinin önlerine artan HDP’nin oyları gösterince bir telaş sardı Erdoğan’ı ve yandaşları, başladılar yaftalamaya ve hakaret etmeye;Selocan ve partisi uluslar arası bir projeymiş, bunlar teröristlerle işbirliği yapıyorlar. Suçlamaları iyice saçmalamaya dönüştü hatta Selocan’ın Öcalan’ı irtibatsızlaştılar demeye kadar gittiler.Ardından, PKK’nın meclisteki uzantısı gibi ipe sapa gelmez kimsenin itibar etmediği bir yola girdiler..Selocan’ın kardeşinin PKK’nın kandilin dağ kadrosundan olduğunu, yeni mi öğrendiniz.
Selocanın siyasetteki başarısı ve günden güne de çıtasını yükselttikçe, pozitif bir liderlik profili çizmesi ve Türkiye kamuoyundan destek görmesi;7 Haziran seçimlerdeki beklenmedik oy patlamasına dönüşmesi,İstanbul gibi bir şehirde üçüncü parti olması, parlamentoya 80 milletvekiliyle temsil edilmesi, AKP’nin iktidardan düşmesiyle Erdoğan’ın bütün hesaplarını altüst etmekle kalmadı,hayallerini suya düşürmesine neden oldu.
“Sormazlar mı adama sen sekiz yıldır PKK lideri Öcalan’la görüşüyor, HDP’ milletvekillerinden oluşan imrallı heyetinin, üç yıldır İmrallı -Kandil arasında mekik dokumasından haberdar değimliydiniz?”
“Öcalan ve Kandil ile görüşmeler sizin bilginiz dahilinde olmadı mı, , hatta heyetteki isimleri de ona göre belirlemediniz mi?”
“imrallı heyetinden Selahattin Demirtaş’ı neden çıkarttınız,bu Öcalan’ın mı talebiydi yoksa sizin mi, bu sorularını cevabını vermediğiniz, şimdi daha iyi anlaşılıyor Demirtaş’ın heyetten kimin çıkarttığı.”
“Sorularımıza devam edelim 10 Maddeden oluşan Dolmabahçe mutabakatı,nasıl oldu ve neden bunu yok saydınız?”
“Kürt sorunu yoksa çözüm sürecinin niye başlattınız,bu kardeşlik projenizde baldıran zehri içmeyi göze almıştınız,neden bu masayı devirdiniz ve birden Kürt sorunu yok, Kürt kardeşlerimin sorunu var demeye başladınız?”
Sahi sormazlar mı adama, meşru yollardan siyaset yapıp 7 Haziran seçiminde 6 milyon seçmenin oyunu alan bir partiyi, nasıl terörle ilişkilendirerek itibarsızlaştırmaya kalkıyorsun,diye?
Şimdi yedek gücünüz olan MHP’yi geçmişte şehit cenazeleri üstünden siyaset yapan, kandan beslenmekle suçluyordunuz,şimdi sizin yaptığınızın ne farkı var?
Başlattığınız savaş ile yapılacak bir erken seçimle partiniz iktidar olabilir, zor gözüküyor ama şunu bilin ki, ülkeye siyasi bir istikrar getirmediği gibi bu savaşın sonu, felaket olan bir sürecide elinizle başlatmış olacaksınız
Selocanın kellesini almaya kalkmanız, derin devletin 1994 yılında size uyguladığı düşmanınızın taktikleriyle vurmaya kalkıp, demokratik olmayan bir yöntemle yok edebilirisiniz ama aklınızın bir tarafına yazın;selocanı ve partisini yok ederseniz,sonucuna da katlanırsınız; ülkenin savaş halinde bölgesinde doğacak bir Kürdistan devletinin ortaya çıkması ve PKK’nın da Kürtlerin ordusu olarak karşınıza dikerlerse şaşırmayın.
Bir hatırlatma yapalım Davutoğlu Arap baharı ortaya çıkınca; Ortadoğu haritası yeniden şekilleniyor demişti,bizde bir Ortadoğu ülkesi olduğumuza göre,komşularımızda süren iç savaşın yaşandığı yerde,biz bu haritanın dışında kalabilir miyiz?
Savaş üzerinden siyasi hesap yapıp iktidar ömrünü uzatmak isteyenlerin dikkatine!
Bir halkın partisini kapatabilir, siyasilerini yasaklaya da birlisiniz ama o halkı yok edemezsiniz.
Selocan ve partisi Türkiye’de iç barışın hayta geçmesi ve ülke bütünlüğü açısından son şans olduğunu da kimse unutmasın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025