Mehmet TIRAŞ
Ben ‘IŞİD neden yaptığı katliamlarına üstlenmiyor’ diye bir yazı yazmıştım,bir sonraki yazımı da cezaevlerinin doluluğu,işçi ölümleri ve basın özgürlüğünü yazmaya başlamıştım ki;15 Temmuz’da gündem birden askeri darbe girişimi olunca yeni bir yazı yazmak doğal olarak kaçınılmaz oldu.
Demokrasilerde sivil veya askeri darbeler bir deprem etkisi yaratır.
15 Temmuz 2016 tarihinde akşam saat 22 sularında ilginç bir askeri darbe girişimine,Binali yıldırımın tanımıyla askeriye içinden kalkışmaya tanık olduk toplum olarak.
İlginç olan, askeri darbe girişiminde bulunanların önceki darbelerden farklı olması ve pilot iller olarak İstanbul ve Ankara’yı seçmeleriydi.
Birden televizyon kanallarında iki boğaz köprüsünün Anadolu yakasından Avrupa yakasına geçişlerin askerlerle tarafından durdurulduğunu ama Avrupa yakasından Anadolu ya geçişin ise açık olduğu haberleri ve görüntüleri veriliyordu..Neden tek şeritli bir köprü geçişi yolu seçildi bu da ileride anlaşılır herhalde.
Bu arada ekranlarda tankları da görünce bunun bir darbe girişimi olduğu haberleri yapılmaya başlandı.
Ankara’da Genelkurmay ve TBMM’nin üzerinde savaş uçakları ve helikopterlerin uçuş yaptığı hatta silah seslerinin geldiği, çatışmaların olduğu,bomba seslerinin duyulduğu,Genel Kurmay başkanlığının önünde çok sayıda ambülansların olduğu, haber ve görüntüler ortaya çıktıkça artık bir askeri darbe girişimi olduğu kesinleşmişti k,Başbakan Binali Yıldırım:”Özel haber kanallarına sırayla canlı yayında bağlanarak telefonla bu askeriye içinde bir darbe demeyelim de bir kalkışma girişimi olduğunu açıkladı;buna müsaade etmeyeceğiz ölümüne direneceğiz ve görevimizin başındayız diye açıklamada bulundu.”
Sonra Erdoğan bir özel televizyon kanalına görüntülü cep telefonuyla bağlanıp halkı sokağa çağırması gelişmelere farklı boyut kattı.
İlerleyen saatlerde askeri savaş uçaklarıyla TBMM’nin bombalanması ise darbeler tarihinde ilk defa oluyordu.
Biraz siyaseti takip eden askeri darbeleri yaşamış benim kuşağımdan olanların hemen fark edeceği bir durum vardı orta da,o da; bu kalkışmanın askeriye içerisinde bir emir-komuta zincirinde yapılmadığı çok açık görünüyordu.
Garip olan bu kalkışma çok sürmeden emir- komuta zinciri içinde olmadığı hemen ortaya çıktı hatta;darbe girişiminde bulunanların TRT’yi ele geçirdikten sonra kendilerinin ekranlara çıkıp darbeye üstlenmediler ve darbe bildirilerini bir bayan spiker okuttular,kendilerini de “Yurtta Sulh Konsey” olarak tanıttılar ülke yönetimine el koyduklarını açıkladılar.
Darbe girişiminde olanların açıkladığı bildiride :gözden kaçmayan ‘yolsuzluğa,rüşvete,hukuksuzluğa ve adaletsizliğe ağırlıklı olarak vurgu yapması’ dikkat çekiciydi.
Peki bu darbe girişimi neden başarılı olamadı i ve kalkışma nasıl püskürtüldü?
1-Toplumda artık askeri darbelerin çözüm getireceğinin bir karşılığı yok gibi bir şey..Yapılan her askeri darbe ülkeyi daha kötü günlere taşımış, toplumu kutuplaştırmış,devleti de kutsamıştır.Hatta demokrasinin kurumlaşmasına engel olduğu gibi ülkenin kalkınmasına da en çok büyük zararlar vermiş, toplumu ayrıştırmıştır.
2-Belki birinciden de daha öne çıkan ABD’e artık Türkiye’de darbelerle istediği sonucu alamayacağını çok iyi bildiği için açıklaması geçte olsa desteklememiştir.Artık askeri darbeler soğuk savaş dönemlerinin siyasi argümanlarıydı, küreselleşmeyle bunun bir geçerliliği yok gibi bir durum ortada.Soğuk savaş döneminde NATO ve ABD Türkiye’yi Sovyetler Birliğine ve Orta doğuya bir atlama tahtası olarak kullanıyordu.Artık ABD kendisi Rusya ile ortak politikalar geliştirirken ,Türkiye Rusya ile savaşır duruma gelmiştir.
15 Temmuz gecesinde de ABD ve AB üyesi ülkeler hemen açıklama yaptı ve meşru yoldan iktidara gelen hükümetin yanında olduğunu açıklaması,askeri darbe girişiminin başarıya ulaşmasının hayal olduğu ortaya çıkmıştı.
3-Artık askeri darbelere toplumda destekten öte karşı bir duruş vardır;dönemin Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesine karşı, Genelkurmayın internet sitesinden tarihe 27 Nisan-e muhtırası geçen bildiriyi hatırlatalım.27 nisan-e muhtırasının peşinden AKP’e erken seçim kararı alarak seçime gitti ve halk yapılan erken seçimde AKP’ye yüzde 47 oy ile destek verdi. 15 Temmuz gecesinde de toplumun her kesimi askeri darbelere karşı olduğunu sokaklara çıkarak darbeye destek vermedi.Tabi AKP’ye ve Erdoğan’a muhalif olan ve demokrasiden yana tavır koyan güçlerin de hakkını teslim etmeliyiz, onlar da darbelerle iktidarların değişmesini değil de, demokratik yollardan değişmesi için sokaklarda AKP’lilerle birlikte yürüdüler.
TBMM’nde dört partinin ortak bildirisi de bunun göstergesidir.
4-Darbe teşebbüsüne giren askerler Erdoğan’a karşı olan farklı muhalefet kesimlerinin bu darbeyi destekleyip, yanlarında olacağını tahmin etmiş olmalılar. Ordu içinde isyan edenler toplumun yarısı Erdoğan’a karşı olanlar biz destek verir anlayışıyla yola çıkmış gibi gözüküyor.Bir de Mısır’da Mursi’ye karşı yapılan askeri darbeden esinlenmişler gibi geldi bana.Darbecilerin hesap edemedikleri bir şey var bizde 56 yıllık bir askeri darbe geleneği var ama birde kör topal yürüyen, özgürlük ve demokrasi mücadelesi veren,İslam ülkelerinde olmayan, küçümsenmeyecek demokrasi için bedel ödemiş bir kitle var.
5-Darbeciler dış dünyadan gelecek desteğin de, kendilerini başarıya taşıyacağını hesabını yapmış olmalılar.
6-Darbeciler son beş yıldır Erdoğan’ın temel hak ve özgürlükleri yok sayması,gazetecileri hapse attırması, düşünce ve ifade özgürlüğünü,gösteri ve yürüyüş hakkını tanımaması,medya özgürlüğünü ayaklar altına alması,hukuksuz girişimlerinden yakınan muhalefetin, kendilerine şartsız destek vereceğini hesaplamışlar.Halbu ki Erdoğan’a muhalif olanlar askeri darbelerin çözüm olduğunu savunmamışlardır hiçbir zaman.
7-Yine Erdoğan’ın dış politikadaki başarısızlığı ve gerginlik politikaları,Erdoğan’ın başta ABD ve AB ile olan sorunlu ilişkilerinin yalnızlığa dönüşmesinin,beş yıllık dış politikasının duvara toslaması ve dış politikasını beş günde değiştirmesindeki tutarsızlığın, darbecilerin lehine döneceği hesabı içine girmişler.
Eğer bu kalkışma gerçekleşmediyse;bunda yeni çağın teknolojisinin internetin çok büyük bir payı var ve sosyal medyanın artık bir iletişimle birlikte, örgütlenme ağı olduğu tartışılmaz bir vaka..
Küreselleşmenin getirdiği, Arap Baharıyla darbelerin ve diktatörlerin nasıl domino taşı gibi yıkıldığını, çok sesliliğin,olmazsa olmazı medya özgürlüğüyle , yani özel televizyon kanallarının demokrasiye sahip çıkması ortak bir yayına dönüşmesini 15 Temmuz’da yaşadık.
Eğer özel televizyonlar olmasaydı, 15 Temmuz kalkışmasını yapanların TRT’yi ele geçirmeleriyle sonuç nasıl olurdu bunu da hesaba katmalıyız.
Erdoğan’ın çok yakındığı yayınlarını engellemek için yasaklar getirmek istediği; bir dönem yasakladığı ama Anayasa mahkemesinden dönen; beddua ettiği ‘toplumların baş belası Allah’ın belası dediği’ sosyal medya ve medya özgürlüğü; 15 Temmuz’da Erdoğan’ın can simidi olmuş,askeri darbeyle siyasetinin bitmesine ramak kala boğulma tehlikesinden kurtarmıştır.
Askeri darbe girişimi püskürtülmüş gözüküyor,peki bundan sonra ne olur?
Erdoğan çoğulcu katılımcı,çağdaş bir demokrasi için yeni bir anayasa talep eder mi,yargının bağımsız ve tarafsız,yargı kararlarının uygulanmasını pazarlık konusu etmeden, demokratik bir anayasa için muhalefetle anlaşmaya varır mı;yoksa 15 Temmuz Kalkışmasını kendi çıkarları yani başkanlık yolunun önünü açmaya mı çalışır? AB standartlarında bir demokrasi için muhalefetle ve demokrasi güçleriyle mutabakat arar mı?
Bizim bu konu da açık söyleyelim çok endişelerimiz var 17/25 Aralık darbesi ortadan kalkmadan Erdoğan hukuka nasıl dönecek?Medya ve düşünce özgürlüğüne,gösteri ve yürüyüş hakkına,yargıdaki problem ve yolsuzluklar ve rüşvettin ayyuka çıktığı,Kürt sorununun günden güne kar topu gibi büyüyerek ortada durduğu,savaşın sürdüğü bir yerde;can alıcı sorunlarımız olarak ortada duruyor,bunu nasıl aşacağız?
15 Temmuz gecesinden sonra Erdoğan başta olmak üzere siyasi partilerin ortak talebi,ilk defa askeri darbeye karşı durulmuş,sokaklarda demokrasiye sahip çıkılmış ve darbe püskürtülmüş, çok güzel demek az harika olmuştur.Dileriz bu kitlesel gösteriler darbelere karşı duruş, yolsuzluk,rüşvet ve hukuksuzluklar içinde meydanları doldururuz bir gün.Umut fakirin ekmeği ne yapalım!.
16 Temmuz 2016 tarihinde TBMM’de Adalet bakanı Bekir Bozdağ meclis kürsüsünden yaptığı konuşmada:”çoğulculuğun,çok sesliliğin ve medya özgürlüğünün demokrasilerde ne kadar önemli olduğunu, farklılığın bir zenginlik olduğuna dikkat çekiyor,medya darbenin önün kesti diyor,övgüler diziyor sonsuz teşekkürler ediyordu.”
Bu övgü yaptığı yere göğe sığdıramadığı medyayı, bir gün önce kendilerine muhalif oldukları için terör destek vermekle suçluyor, mesleklerini yapan gazetecileri hapislere atıyorlardı.Bundan sonra medya özgürlüğüne nasıl bakacaklar,kuvvetler ayrılığı yine ayak bağları olduklarını savunacaklar mı,bunu da zaman gösterecek.
15 Temmuz darbesini çok ciddi can kayıplarına yol açtığının bilançosu açıklandı, darbeye karşı direnen161 kişinin öldüğü,1400 kişinin yaralandığını,4000 subay ve astsubayın göz altına alındığını sayın daha d aartabileceğini açıklıyordu Başbakan Binali yıldırım.
Sonuç,bundan sonra böylesi belalı bir coğrafyada yaşadığımız,sınırımızda iki ülke içinde iç savaşın yaşandığı, Güney doğu da Kürt il ve ilçelerinde ordunun terörle mücadele altında yaptığı katliamlar ve PKK ile savaş halindeki bir süreçte;kendi içinde bölünmüş kendi Genelkurmay başkanını ve komutanlarını rehin almış,parlamentosunu ve genel kurmayını silahlı saldırı düzenlemiş,bombalar atmış, 40’a yakın generalinin tutuklandığı,daha kötüsü içinde bölünme yaşayan bir ordu içeride ve dışarıda ne kadar güven verir.
Orta Doğu coğrafyasında güçlü bir ordunuz yoksa, ne kadar ciddiye alınır ve itibar görürsünüz,dış politikada geldiğiniz yer tamamen içler acısı,bu 15 Temmuz kalkışması da bunun tuzu biberi olmuştur.
Bizi ileride çok zor değil, tehlikeli günler bekliyor bunu bilmek için de kain olmaya gerek yok.
Türkiye aleyhine IŞİD ile o kadar ağır iddialar var ki dış medya da ve kurumlardan,iç sorunlarımızdan dış dünyaya bakamaz duruma geldik.Bir de bu darbe girişim tamamen gündemi kilitledi.
Darbecilerin hesap verdiği, darbelerin olmadığı,demokratik bir ülkede barış içinde, komşularımızın iç savaşının sonlandırıldığı, bir coğrafyada yaşamak dileğiyle.
Türkiye demokratikleşmedikçe hiçbir sorunun üstesinden gelemez.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları

















































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025