Mehmet TIRAŞ

Al silahını hem kendini koru hem de devleti
30.10.2016
1674

 Ülke gündemi MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin  gündeme getirdiği Başkanlık modeli çözülmeli açıklamasının ardından;Erdoğan’ın da kör istedi bir göz Allah verdi iki göz misali üzerine atladığı gündemin bu konuya kilitlendiği,birde Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Eşbaşkanları Gülten Kışanak ve Fırat Anlı’nın polis tarafından gözaltına alınması süreci ile; hukuk devletinde olmayacak önemli hayati bir haber merkez medyanın görmediği,yandaş medyanın da kör gözüne rastladığı, muhalif bir kaç gazetenin haber yapıp özellikle de Cumhuriyet Gazetesinin gündeme taşıdığı gazetenin köşe yazarlarının da köşesinde konu ettiği,  can alıcı haber ıskalandı..

AKP’ye muhalif olan, demokrasi güçlerini tedirgin eden adeta AKP’ye muhalif olanlara korku salan bu haberi gündemde tutmak için üstünde  durmaya çalışacağız.

İnsanın küçük dilini yutacak kadar vahim ve korkutucu bir  haberdi bu..

Eğer bu ülkede yargı bağımsız ve tarafsız olsaydı ülkede kıyamet kopar, hükümet başta olmak üzere TBMM olağan üstü toplantı yapar kararlar alır, yargı devreye girer savcılar seferber olur,sivil toplum örgütleri halkı sokağa dökerdi.

Uzatmadan ürpertici haberin özeti  şu:22 Ekim 2016 Cumhuriyet Gazetesinde ‘AK Silahlanma’ Provokasyonu başlığını taşıyordu.    Haberin devamı..

Erdoğan için ölürüz öldürürüz

Twitter’deki ‘Ak Silahlanma’ başlığı üzerinden başlatılan şiddet çağrılarına,Osmanlı Ocakları1453’de katıldı. Ocağın Genel Başkanı Emin Canpolat,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için cinayet işleyebileceklerini söyledi.Daha önce de silahlanma çağrısı yapan Canpolat,sosyal medya hesabından..

”Erdoğan için ölür,Erdoğan için öldürürüz” tehdidini savurdu.

Aslında bu derneğin başkanı bu cesareti nereden alıyor?

Bu çağrının bir geçmişi var ve arakasında da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Şeref Malkoç darbeye karşı ruhsatlı  silahın önünün açılacağını söylemişti. Şeref Malkoç’ta herhalde rüyasında görerek böyle bir açıklamayı yapmadı,bir yerden gelen talimatla bunları söyledi.

Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’te katıldığı bir televizyon programında silahlanmanın yasal bir hale gelmesi için her katıldığım televizyon programında  savunuyorum.Muazzam bir silahlanma(15 Temmuz darbe girişiminden sonrasını kastediyor)oldu.Pompalı tüfeği alan evine atıyor.Sankı söylediği insanlar  gıda stoku yapıyor o kadar rahat anlatıyor.Sen(sen dediği burada TSK’yı kast ediyor) yarın bir darbe yapmaya kalksan senin elinde piyade tüfeği,keleş varken,bu kalkıp(dediği AKP’nin silahlandıracağı milis güçlerden bahsediyor) pompalı tüfeğiyle gelmeyecek mi?

Halkı silahlandırma  Ankara talimatlı bir  hareket olduğu Edirne ve Rize Valileri tarafından da bu illerin  pilot olarak seçildiğini gösteriyor.

Rize Valisi Erdoğan Bektaş silahlanmaya karşı olduğunu,silah ruhsatı isteyenlerin engellenmesi gerektiğini söyledi,ardından ekledi:

“Manisa’da iki yılda verdiğim silah ruhsatının beş katını Rize’de üç ayda verdim...”

Osmanlı Ocakları1453 derneğinin başkanı devam ediyor sosyal medya hesabından,ama ne açıklama; ’AK milisler hazır,REİS vur de VURALIM öl de ÖLELİM.”Erdoğan demek vatan demektir.Bayrak demektir.Erdoğan için ölür,Erdoğan için öldürürüz” diyerek cinayet işlemeye hazır olduklarını açıkladı.

Bir hatırlatma yapalım Osmanlı Ocakları Hürriyet gazetesini basan,HDP ve CHP binalarına saldırı düzenleyen,haklarında soruşturma açılmayan bir dernek olduğu da bilinmeli.

İşin tuhaf yanı terörle başı belada olan bir ülkenin bir tane savcısı ortaya çıkıp bu kişi ve kişiler hakkında soruşturma açmaz mı?

Ama talimatla savcılar devreye girdi ve Ahmet ve Mehmet Altan kardeşlerin  darbe yorumunu, darbeyi destekliyor FETÖ terör örgütünün üyesi olmakla tutuklatmakta geç kalmadılar.

Halktan yüzde 50 oy alan bir iktidar niye böyle bir tehdit ve şiddeti seçen çetelere  yol verir,meydanı onlara  bırakır,kendini zora sokar,muhalifleirne korku salar?

Düşündürücü değil mi bunlar?

Anayasasında TC.Bir hukuk devleti yazacak ama devletin meşru silahlı güçlerinin yerini, yasadışı milis güçlere sokağın güvenliğini bırakırsanız, bunun nerede duracağını kimse kestiremez.

Eğer böylesi çete,mafya vaari örgütler dernek altında ortaya çıkar, toplumu yönlendirmeye kalkar, sokağa hakim olursa,Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devleti yazmasının bir esprisi kalmaz ve kabile devleti olarak muamele görür.

Hukuku,demokrasiyi ve kuvvetler erkini devre dışı bırakırsanız, sorunu çözemediğiniz gibi sorunların altında kalırsınız.

Gelinen  nokta da bunu göstermiyor mu?

Hukuk devletinde meşru olarak silah kullanan devletin güvenlik güçleridir,bunun dışında kullananlar ortaya çıkarsa devletin meşruluğu tartışmaya girer.

Al silahını bekle veya çık sokağa hem kendini koru hem de devleti zihniyeti vahim bir iç çatışmaya çağrı yapmaktan başka ne işe yarar? Biz bunun örneğini geçmişte  12 Eylül öncesini yaşadık terör örgütleri kurtarılmış bölgeler ilan ediyor ve sokağa onlar hakimdi, günde ortalam 25-30 kişi sağ-sol teröründen ölüyordu ve sonunda askeri darbe oldu.

Yazıyı birbirine bağlı iki dişli soruyla bitirelim,üç yüz bin polisi 700 bin askeri olan bir devlet bu çetelere niye ihtiyaç duyar? Barolar bu açıklamaların suç olduğunu söylüyor ama savcılar niye devreye girmiyor?

NOT:Tutuklu gazetecilerin  Çetelesini  tutmaya devam 30 Temmuzdan beri Nazlı Ilıcak,Şahin Alpay,Ahmet Turan Alkan,Murat Aksoy,28 Ağustos’tan beri Necmiye Alpay,Aslı Erdoğan,10 Eylül’den beri ise Ahmet ve Mehmet Altan kardeşler tutuklu.

*Burada bir konuya açıklık getireyim adlarını yazamadığım gazeteciler kusura bakmasınlar,15 Temmuz’dan bu tarafa tam 125 gazeteci tutuklanırken,2 bin 500 gazeteci de işsiz kalmış.

                                                                                                                                                             

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar