Mehmet TIRAŞ
Suriye’de Esad’a beş yıl önce altı ay ömür biçenler şimdi Esad’ın iktidar ömrünü uzatan anlaşmayı imzaladılar..Öngörüye bakarmısınız bir adım önünü göremiyorlar!..
Esad’ın olduğu hiç bir yerde biz olmayız diyorlardı..
Katil Esad’ı iktidardan düşürmeden hiç bir anlaşmaya yanaşmayız diyenler nerede..
Türk Silahlı Kuvetleri(TSK) Esad’ı alaşağı etmek için Fırat Kalkan operasyonunu başlattık diyenler,IŞİD’le mücadele etmek için Suriye’ye girdik dediler,sonra Esad’la barış anlaşmasını imzaladılar.
Ortadoğu da hele Suriye’de bizden habersiz yaprak kıpırdamaz,kuş uçmaz,bize sorulmadan hiç bir şey yapılamaz diyenler bu açıklamalarını tekrar okurlar mı acaba?
Biz ortadoğunun oyun kurucusus bir ülkeyiz,Suriye’de olan biten bizim ülkemizde olmuş gibidir ve Suriye bizim toprağımız diyorlar ve Esad’ı yok sayıyorlardı!..
Uzatmadan konuya girelim Rusya,İran ve Türkiye’nin de içinde olduğu 22 Aralık 2016 Tarihinde anlaşmaya varılan adına da ‘Moskova Dekelerasyonu’ denilen anlaşma, tartışmaları da kesti,Türkiye’nin Suriye politikasını da bitirdi.
Moskova’da imzalanan ortak bildirinin ilk maddesi şöyle:
“İran,Rusya ve Türkiye,içerisinde pek çok etnik grubu barındıran,çok mezhepli,demokratik ve seküler bir devlet olarak Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliğini,bağımsızlığını,birliğini ve toprak bütünlüğünü tamamen destekliyoruz.”
Anyasadan Laiklik kelimesi çıkartılsın diyen AKP’li TBMM başkanı İsmail Karaman bu anlaşmanın birinci maddesini hararetle okumasını önerirken, düşüncesini de çok merak ediyoruz.
Bu moskova anlşamasının içinde PKK ve PYD gibi örgütlerin terör örgütü gibi hiç bir ibarenin geçmemesi de tesadüf bir şey olmasa gerek.
Rus uçağının düşürülmesinden sonra PKK Moskova’da ofis açmış,Rusya’da PKK’yı biz terör örgütü olarak görmüyoruz açıklaması yapmıştı.
Ankara’da polisi tarafından katledilen Rus büyük Elçisi Karlov’da biz PKK’yı terör örgütü olarak görmüyoruz diye basına açıklamada bulunmuştu
Atalar demiş ya büyük lokma ye de büyük laf etme diye mi başlasak..
Yoksa ne oldum değil de ne olacağım diye mi devam etsek.
Büyük konuşma, byük sözleri yerine getiremezseniz altında ezilirsiniz mi desek..
Neresinden başlasak elimizde kalan bir Suriye dış politikasının batağına saplandık..
Erdoğan ne söylediyse Esad ve Suriye için tam tersi oldu..
Sonuçta Esat’ın iktidarda kalmasının altına imza attık.
Rus lider Vilademir Putin Moskova bildirisinin ardından yıllık basın toplantısında, dünyadan katılan bin 400 gazetecinin önünde canlı yayında, Türkiye’nin Suriye politikasını bitiren bir açıklama daha yaptı:
“Tarihi 2017’nin Ocak ayı içinde belli olacak olan Kazakistan’ın Başkenti ‘Astana’da’ yapılacak toplantıya Rusya,İran ve Türkiye’nin dışında Suriye’nin de katılacağını,bunu Türkiye’nin de onayladığını açıkladı.”
Putin’ın bu açıklamasına arkazdan ses geldi de Anakara’dan itiraz gelmedi..
Astana’da yapılacak olan toplantı da Beşar Esad’ın elini sıkacak olan Erdoğan, nasıl bir fotograf verecek çok merak ediyoruz?
Türkiye Suriye politikasının duvara toslamasının ardından geriye bir tek,Ankara’nın Esad’dan özür dilemesi kaldı desek, bize yandaş medyanın tetikçi esnaf takımı,gazeteci geçinenler ve sosyal medyanın Aktrolleri nasıl iftiralar atıp, küfürler edecekler bakalım!.
Dünya beşten büyük demenin dış politikada bunun karşılığı yokmuş meğer.
Dünyayı yöneten beş ülkeden birinin Rusya olduğunu hatırladınız mı şimdi?
Hele Ortadoğu da doğan güneşin yakıcı ve kavurucu olduğunu anladınız mı?
Ortadoğu bataklığı ve alev topu denmesi boşuna söylenmiş bir söz değil.
İçe dönük hamaset sözlerin söylendiği ve ayakta alkışlandığı yer değil Ortadoğu.
Rusya’yı Rize Putin’i muhtar mı sandın!.
Dış politkada hamasetin yeri yoktur..
Bizim kültürümüzde hatırlatıcı güzel bir söz vardır;başkasının yumruğunu yemeyen kendi yumruğunu balyoz sanarmış.İnsan bunu da kavgada farkedermiş.
Erdoğan,Suriye politikasını eleştirenlere aklını kendine sakla, bunlar Esad’ın yanında yer alan, dış güçlerin uşağı diyerek hakaret ediyor,iftiralar atıyor ve siz kimden yanasınız diye yeri gögü inleityordu?
Moskova bildirisi, kimin Esad’ın yanında yer aldığının tartışmasını bitirdi.
İvedi sorumuzu soralım:Sayın Cumhurbaşaknım OHAL sistemine geçme nedeni olan 15 Temmuz darbesinin ‘siyasi ayağı ne zaman ortaya çıkartılacak?’
Dileğimiz sorumuzun zaman aşımına uğramaması!.
Not:Hatırlatmaya devam OHAL’den bu tarafa neler oldu? Kamudan 150 bin kişi işten uzaklaştırıldı.146 gazeteci tutuklandı,700 gazetecinin basın kartı iptal edildi,2 bin 500 gazeteci işsiz kaldı,54 Gazetecinin mal varlığına el konuldu.1225 dernek,984 özel okul,104 vakıf,15 üniversite,35 hastane,45 gazete,115 dergi,9 televizyon,23 radyo,3 haber ajansı kapatıldı.12 HDP’li milletvekili tutuklanırken,45 Kürt il ve ilçelerinde Belediye başkanları görevden alınıp tutuklanırken bu sayı gittikçe artıyor.Çin’in elinden birinciliği aldık dünyada en fazla tutuklu gazetecisi olan bir ülkeyiz bu başarımızı da paylaşalım.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025