Mehmet TIRAŞ
Siyasetin kısa bir ansiklobedik tanımını yapalım:”Sorunları çözme,sınıflar arası denge kurma,kaynak yaratma ve toplumları çatıştırmadan,eşit yarıştıran,insanların can ve mal güvenliğini teminat altına alan ve demokratik yoldan insanları yönetme sanatı” diye kısaca özetleyebiliriz.
Biz de nasıl uygulanıyor bir de onu hatırlatmaya çalışalım..
Siyaset bizde rant getirisi olan bir argüman olduğu için biz siyasetle yatar siyasetle kalkarız.
Yılın 365 günü ve kesintisiz yirmi dört saat siyaset konuşan ve tartışan hatta uykumuz da bile siyaset sayıklayan bir toplumuz..
İlkeli, tutarlı ve barışçıl bir siyasi tartışmayı bir türlü beceremeyiz,tartışma kültürümüz çok ilkel.
Karşımızdakine hakeret etmeden,iftira atmadan, ayrıştırmadan,ötekileştirmeden ve kamplaştırmadan siyaset yapmayı beceremiyoruz.Çoğulcu kavramına yabancı bir siyaset anlayışımız var.
Irk,din ve mezhep bizim siyasetin değişmez sosudur.Buna bölgecilik ve hemşericiliği de ekleyebiliriz.
İktidar olan partiler bizim siyasi geleneğimizde muhalefetle eşit yarışmayı kabul etmez.
Ne yazık ki Batı standartında bir demokrasi ve hukuk kültürüne sahip değiliz..En az tartıştığımız ve yabancı olduğumuz kavramlar,ekonomi,hukuk ve eğitimdir.
Biz Batı kültüründen çok Güney Amerik ülkelerinden Şili,Brezilya ve Arjantin kültürünü siyasetimiz de de yaşayan bir halkız.Dikkat ederseniz bu Güney Amerika ülkelerinde, bizde olduğu gibi sık sık askeri darbeler olur,farklı coğrafyalarda olmamıza rağmen böyle bir siyasi kültür benzerlğimiz düşündürcü değil mi?.Devlet-toplum-birey ilişkisinde de çok benzerlik vardır, faili meçhul cinayetler,gözaltı kayıplar ve işkenceler gibi.
Siyasi olarak AB’nin içinde olmak istememize rağmen siyasetçinin imtiyazlı kalmasında ısrarı ve yeryüzüyle kendini karşılaştırmaması,bizi ve bize göre bir hamasat kültürüyle avutur.Batıya gönderme yaparak onların Kopenhag kriterleri varsa bizim de Ankara kriterlerimiz var diye siyasetçi kitleleri coşturur.
Çünkü Batı da böyle siyaset üzerinden zenginleşme yok.
Bizde iki yıl milletvekilliği yapan emeklilik yaşı gelince, üç bin dolar üzerinden emekli maaşı bağlanıyor.Bir de tekrar milletvekili seçilirse toplam maaşı 25 bin lirayı aşıyor.
Onun için milletvekili olmak için adeta siyasiler liderini kutsuyor ve tapıyor.
Siz hiç milletvekili ve Belediye başkanı olup ta yoksulluk içinde yaşayan birine rastladınız mı?Ben rastlamadım.
Parti içi demokrasi olmayınca ön seçimde olmuyor ve liderin milletvekillerini belirlediği seçilebilir yere de yazması ile milletvekilinin hayatı siyah beyaz kadar değişiyor.Mevcut sistem içinde liderinin siyasetini eleştiren milletvekilinin siyaseti biter.
Bir siyasetçiden dinlemiştim televizyon programında;Süleymen Demirel’i partisinden bir milletvekili sürekli eleştiriyormuş,Demirel’e yakın olan milletvekili Demirel’e bu adamı ne çekiyorsun partiden ihraç et der..Demirel, bu adamı ben seçmedim bana rağmen seçilip geldi helal olsun, daha önemli olan ise seni değil bunu idare etmemi emrediyor demokrasi der.
12 Eylülden önce milletvekilleri ön seçimle belirlenirdi, yani part üyeleri veya delegeleri milletvekillerinin sıralmasını tayin ederlerdi.Şimdi ise parti Genel Başkanları.
Siyasetin etkinliğine gelince.
Bizde siyaset hiç bir soruna çare olmadı diyemeyiz.
Yeterli olmayan kör -topal demokrasimiz var idi,buna Telekominasyon,çağın teknolojisi,yol,köprü,tünel,metro,baraj,hava limanları,tren gibi gibi çok önemli konularda küçümsenmeyecek yol aldık.
Fakat müzminleşmiş sorunlarmızın başında gelen ve siyasi olarak çözülmesi gereken sorunlara siyasetçinin neşter atmaması ve bu sorunların üstünü örtmeye çalışmasıdır.
-Başta Kürt sorunu,işsizlik,gelir dağılımdaki adaletsizlik,temel hak ve özgürlüklerin tanınmaması,azınlık hakların yok sayılması,bireyin özgürlüğünü kabul edilmemesi gib..
-Çözüm bekleyen 15 milyon Alevi kitlesinin ibadet mekanı Cem evlerinin yasal statüye kavuşmaması,Ruhban okulunun açılmaması ve ana dilde eğitimin verilmemesi gibi..
-Medya özgürlünün olmaması,demokrasinin kuvvetler ayrılığının işlememesi,devletin kutsanması,iktidara gelenin muhalefetle eşit yarışmayı kabul etmemesi,referandum sürecinde Evetçilerle Hayır diyenlerin eşit yarışmadığı gibi.
Tabi bir de değişmez siyaset anlayışımız var o da;muhalefette olan parti, muhalefette iken sistemden çok yakınır ve radikal çözümler önerir ama iktidara gelince, devletin koltuğuna oturmasıyla tam tersini yapar;demokratik hakkını kullanan muhaliflerini kastederek,biz bu devleti sokakta bulmadık çapulculara devleti teslim etmeyiz diye toplumu kamplaştırır,yasaklar getirir ve eleştirdiğini uygular olur.
O meşhur klişe söz bizim siyasilerimizde hep hayat bulur:”Sistemden beslenenler sistemi değiştirmez” sözü hiç demode olmaz.
Bizde rant devlet üzerinden dağıtıldığı için hepimizin içine devlet kaçmıştır.
Bu rantın en büyük payını kamu ihalleleri üzerinden zenginleşen mütehaitler, siyasetçiler, silahlı ve sivil bürokrasi paylaşır.
Onun için bizde siyaset devlet üstünden rant dağıttığı sürece, yaşamımızda belirleyici oluyor değişmedikçe de olmaya devam edecek.
Siyasette ‘liyakatin’ yerini ‘sadakat’ alır,kuralların yerini eş dost ilişkileri belirlerse çuvallarsınız, ülkenin geldiği noktada bunu göstermiyormu? AKP döneminde bu dip yaptı.
Siyaseti neden çok sevdiğimiz belli olmuyor mu?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025