Yazıya başlık atığım Türk popunun öncülerinden saygın sanatçı aramızdan ayrılan,  Cem Karaca’nın “Binmişiz Alamete Gidiyoruz Kıyamete” adlı şarkısında geçiyor.

Son yıllarda devleti yönetenlerin hukuktan uzaklaştıkça tam da Cem Karaca’nın şarkısını çağrıştıran devlet içinde  ’Çete olaylarına’  tanık oluyoruz..

Sokağın güvenliğine soyunan kimin suçlu olup olmadığına karar veren Çetelerin hakim olduğu günden güne artıyor ve bir korku iklimi topluma hakim olmaya çalışıyor.

Bu çeteler devleti yöneten  iktidarın kontrolünde olsa gerek yoksa, bu üç beş çapulcu bu kadar nasıl cesaret eder.

Çete bozuntularının yaptıkları bir değil beş değil, Akp’ye karşı demokratik haklarını kullanan  parti liderlerine,gazetecilere ve yazarlara fiili fiziksel saldırı yapıp, tehditler savuruyorlar ve sonunda mahkemeden de elini kolunu sallayarak çıkıp aramızda dolaşıyorlar.

Kısacası yaptıkları yanlarına kar kalıyor.

Bu çetelerin gazete basmaları,gazeteci dövmeleri,muhalefet partilerine fiziki saldırıları nerede ise bir gelenek haline geldi.

16 Temmuz 2017 Tarihinde suç örgütü lideri Sedat Peker denilen kişi;Erdoğan’ı eleştirenleri en yakın bayrak direklerine ve ağaçlara asmakla tehdit etti. Bir başka Tarihte 3 Şubat 2017 yılında Barış isteyen Akademisyenleri mafya lideri  “oluk oluk kanlarını akıtacağız” kanlarınızla banyo yapacağız diyordu.Bu konuşmalar kesmemiş olsa gerek suç makinesi yine   Rize’de üç bin kişinin katıldığı bir miting yapıyo  muhalefeti tehdit ediyordu..Bu zat bir başka konuşmasında Reis izin versin silahlanalım diyor, yine bir soruşturma ve gözaltı gibi işlem yapılmıyordu.Yapılan soruşturmalar ise düşünce özgürlüğü kapsamında ele alıyordu  mahkemeler.

Devam edelim:

Bundan dört yıl önce 2015 yılında  Akp’nin gençlik kolları başkanlığı yapmış sonra milletvekili seçilmiş Abdurrahman Boynukalın isminde bir kişi,yanına bir grup tayfasını alıp Hürriyet Gazetesini basmış camı çerçeveyi indirip,gazetenin yazarlarından Ahmet Hakan’ın ağzını burnu dağıtıyorlar; gözaltına alındılar mahkemeye sevk ettiler, ardından da serbest kaldılar.Şimdi bu kişiyi yani Abdurrahman Boynukalın’ı  Erdoğan partisinin Londra Temsilcisi olarak atadı.Cezalandırılması gereken kişi adeta ödüllendirildi.

13 Kasım 2018 Tarihinde İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in Üsküdar’daki evinin önüne gece saatlerinde gelerek kendilerini Ülkücü olarak tanıtan bir  grup, sloganlar atarak Akşener’i tehdit ettiler,polis gözaltına aldı yine bilinen hikaye mahkemeye sevk edildi sonra berat.

22 Nisan 2019 Tarihinde Ankara’nın Çubuk İlçesinin Akkuzulu Köyünde şehit cenazesine katılan Ana Muhalefet patisi  CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu’na;devletin üst düzey  silahlı ve sivil bürokratlarının, Bakanların gözleri önünde sayıları bini bulan örgütlü linç girişiminde bulunuldu;Kılıçdaroğlu’na fiili saldır düzenlendi ve Kılıçdaroğlu bir eve sokularak linçten  kurtarıldı ve zırhlı bir emniyet aracı ile köyden çıkartıldı..Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırı da buluna kameraların önünde yumruk atan Osman Sarıgün adında bir inek hırsız gözaltına alındı ve yirmi dört saat sonra serbest bırakıldı.Bırakılan bu inek hırsızı Akp’nin Ankara il başkanı sahiplenirken ,Akp’den belediye başkan aday adayı olanlar inek hırsızının evinde elini öpüp,Kahraman diye selfi yaparak bu resimleri sosyal medya hesaplarından paylaştılar.Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıyı  partili Cumhurbaşkanı Erdoğan dil ucu ile kınarken, Kemal Kılıçdaroğlu’nu telefonla arayıp geçmiş olsun zahmetinde bile bulunmadı.

Hatta bu inek hırsızının Akp üyesi olduğunu Akp parti sözcüsü Ömer Çelik  böylesi kişiler bizim partimizde barınamazlar diyerek, kesin ihraç edilmesi için disiplin kuruluna verildiğini açıklamıştı.

İnek hırsızı Osman Sarıgün tahliye edildikten sonra Akp’nin Ankara il başkanı “Yiğidimizi Yedirtmeyiz” diye sosyal medya hesabından sahipleniyordu!.

Bu kadar onura edilen çete bozuntularının itibar gördüğü yerde çetelerin önüne nasıl geçilir?

11 Mayıs 2019 Tarihinde Yeni Çağ Gazetesinin yazarlarından Gazeteci,yazar televizyon programcısı Akp’ye muhalif yazıları ile tanınan Yavuz Selim Demirag evinin önünde; 7  kişi tarafında sopalı saldırıya uğradı kafası gözü yarıldı, iki gün hastanede müşade altında tutulurken,bu gazeteci hastaneden taburcu olmadan saldırganlar yakalandı ama,bu çetelerin ifadesi alınıp serbest bırakılırken,saldırganlar bize dövün dediler bizde verilen görevi yaptık demişler.

Bir gazeteciye saldırı haberi 15 Mayıs 2019 Tarihinde Antalya’dan geldi;Gazeteci İdris Özyol çalıştığı gazetenin önünde saldırıya uğradı,hastaneye kaldırılan Özyol’un sağlık durumunun ciddiyetini koruduğu haberleri medyaya yansıdı.

HDP’li siyasilere yapılan Kürt coğrafyasında yaşanan insan hakları üzerine haber yapan gazetecilerin yaşadıkları bir makaleyle ifade etmek ise  imkansız.

Ya mesleğini yapmaktan başka suçu olmayanların her yerde hedef gösterilerek tehditlere maruz kalmasını ve tutuklanması;şu anda ceza evlerinde tam 162 gazeteci tutuklu ve hükümlü olarak demir parmaklıkların arkasında yatıyor.

Bir devletin içinden hukuku çıkartırsanız elinizde çete ve çeteler kalır.

Ülkeye  tam bir korku iklimi hakim olmuş durumda..

İktidar hedef gösteriyor çetelerde görevini yapıyor,bu çeteler yakalanıyor ama,serbest bırakılıyor yaptıkları da  yanlarına kar kalıyor.

Devlet hukuktan uzaklaştıkça bu çetelerin sayıları gittikçe artacaktır ve artıyor da.

Eşit vatandaşlık hukukunun uygulanmadığı bir ülke hukuk devleti olamaz.

Türkiye’nin uluslararası hukuk sıralamasındaki yeri 129 ülke arasında, 109’uncu olması da bunun göstergesi değil mi?

Bu çeteleri de mi yoksa dış güçler organize ediyor?

Bu gidişat hayra alamet değil kendinize gelin hukuka dönün, herkese hukuk bir gün lazım olacak.

Hukuk devleti ve iktidar gücünü sınırlamak ve adalet dağıtmak için vardır.

Çözüm devleti hukukun evrensel ilkeleri ile yönetilmesi yargının  bağımsız ve tarafsız olmasından,düşünce özgürlüğünden geçiyor,bunun  başka bir çıkış yolu yok..

Unutmayın hukuku baypas ederseniz  çeteler birgün sizin de, yolunuzu keserler kafanızı gözünüzü parçalarlar.