Mehmet TIRAŞ

VİRÜS,BAĞIŞLAR,FONLAR,KAPANAN İŞ YERLERİ VE İŞSİZLER ÜZERİNE
11.04.2020
1281

 Bu kadar sorunun bir yazı ile anlatılamayacağını biliyorum hatırlatmak babında; siyaset yapmadan kitabın ortasından, sorunlardan ve vakalardan yola çıkarak, soru-cevap olarak kısa bir  özet geçeceğim.

Kovid-19  Küresel salgın  virüsü Çin’in Vuhan kentinde 2019 Tarihinde  Kasım ayında görülmüş, Aralık ayında da ölümler başlamıştı. Biz ancak 110 gün sonra 10 Mart’ta bir kişinin Koronavirüsten  ölümü ile  ciddiye aldık.

Muhalefet partilerinden İyi Parti  bu konuyu Meclise Ocak ayında bir öneriyle getirdi ama her zaman olduğu Akp-MHP oylarıyla öneri reddedilmişti.

Ben bu yazıyı yazarken sağlık bakanı Fahrettin Koca  sosyal medya hesabından korona virüsten ölen insan sayımızın,  1006’ya çıktığını açıkladı.

10 Martta virüsten 1 kişi, 1o Nisan’da 1006 kişi ölürken; bilim kurulu toplantısına Tabipler Birliğini davet etmez, görüşüne kulak vermeyip; Virüsü DİB’ının duasına havale ederseniz ,ölümleri durduramazsınız.

Virüs üzerine alınan kararları ve tartışmaları  bilim insanlarına bırakıp, biz  vatandaşı ölümle açlık arasında korkutan sorunları ele alalım.

Türkiye’de toplam  Bir Milyon 700 bin iş yeri varmış.

Virüs ile Bir milyon 500 bin iş yeri kapanmış inanılmaz bir rakam.

İş yerleri kapatılan ve işini kaybeden insan sayısının en az 5 milyon gibi bir rakamdan bahsediliyor..

Diğer işsizlerle toplam en az 15  milyon insanın işsiz ve evine ekmek götüremeyecek durumda olduğu tartışılıyor..

Milyonlarca bu insanlar hayatlarını nasıl idame edecekler anahtar soru burada düğümleniyor.

Muktedirin ve ortağından vatandaşın bu korkusunu güvene çevirecek ekonomik bir paketi yok.

Virüsü yaşayan ülkelerin devlet başkanları trilyon ve milyar dolarları vatandaşlarına hibe dağıtıyor, bizim ki ise tam tersine vatandaştan destek olması için, yardım kampanyası başlatıyor İBAN numarası veriyor.

Bir de önceden vatandaştan topladığı paraların hesabını vermiyor. Kağıt üzerinde para var ama nakit olarak yok.

Varan Bir: İşsizlik fonunda 131 milyon lira para gözüküyor, bu para ile 15 milyon işsizlere  üç ay asgari ücretten para ödene biliniyor ama, ortada böyle bir para gözükmüyor.

Varan İki: 15 Temmuz şehit ve gaziler için 300 milyon lira  para toplanmış ama, ödenmesi gereken kişilere bir lira ödenmemiş. Bu para da ortada yok.

Varan Üç:2017 yılında İstanbul’da terörden şehit olan ve yaralanan polislere dağıtılmak için, 52 Milyon lira toplanmış ama, bu para da muhatabı olanlara gitmemiş. Bu paranın akıbetini de bilen yok.

Varan Dört: Elazığ deprem zedelere dağıtılmak üzere 73 milyon lira para toplanmış ama, bu para da deprem zedelere  dağıtılmamış, paranın nerede olduğu da  bilinmiyor.

Nerede bu paralar diye sorulunca  verdikleri  cevap, koro halinde bugün siyaset yapma günü değil, diyorlar.

Muktedir topladığını dağıtmadığı gibi hesap ta vermiyor. Boşuna asrın reisi denilmiyor.

Bir de kalkıp muhalefet belediye başkanlarının yoksul kesime dağıtmak için topladığı bağışa el koyuyor, devlet içinde devlet olmaz, diye.

Ama bir gün sonra Muktedir Akp’li belediye başkanlarını Akp genel merkezine toplayıp tele konferansla talimatlar veriyor; bulunduğunuz il ve ilçelerde yoksul vatandaşlarla temas içinde olun,bu virüslü günleri fırsata çevirelim diyor.Toplum ölüm ve açlık korkusu ile yatıp kalkarken kendisi iktidar ömrünü uzatmanın hesabını yapıyor.

 Partili Cumhurbaşkanını panikleten,on bir Muhalefet belediyelerin Virüse karşı aldıkları kararlar ve uygulamaları toplumda da destek görmesi, kendisinden önce belediyelerin toplumun sorunlarına el atması Erdoğan’ı tedirgin ediyor.

Belediye başkanları  ilk önce yoksul ve işsize yardım yapmak için  bağış kampanyası başlattılar ve halktan çok büyük destek gördüler.Erdoğan bunu yasaklayarak kendisi bağış kampanyası başlattı.Belediyeler halka bedava maske dağıttı,Bakanı maskeler para ile satılacak diye açıklamasının üzerinden üç beş saat  geçmeden, Erdoğan kendisi açıklama yaptı; maske bedava olacak para ile satanlar cezalandırılacak diyerek, bakanını yalanladı muhalif belediyelerin projesini uyguladı.

İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanı Ekrem İmamaoğlu Atatürk hava limanı hastaneye dönüşsün diye günlerdir dilinden tüy bitti; Erdoğan yirmi gün sonra  açıklama yaparak, Atatürk hava limanına hastane yapacaklarını açıkladı.

Erdoğan bir kaç gün içerisinde  İstanbul’da sokağa çıkma yasağını açıklarsa şaşırmayacağız; çünkü  Erdoğan İstanbul’da sokağa çıkma yasağı kararını alacak  ama; İmamoğlu önceden  istediği için karar almıyor. Ahanda buraya yazıyoruz üç beş gün sonra İstanbul’da sokağa çıkma yasağı ilan edecek. İmamoğlu ve diğer  belediye başkanlarının projelerinin dikkat ederseniz Erdoğan gerisinde kaldı.

Kimler bağış toplar, kime ve kimlere yardım yapılır?

Yakın tarihimizde her kurban bayramında Kurban derileri tartışması yaşardık. Kanunen kurban derilerini Türk Hava Kurumu(THK) toplardı ve başka birilerinin toplaması ve kurban kesenlerin de, kurban derilerini başka bir kişi, dernek veya vakıfa vermesi suçtu.

Erdoğan ve muhafazakar dindar kesimin haklı olarak şöyle bir tepkisi vardı: ”vatandaşa kurbanını THK’mu veriyor ki derisini zorla vatandaşın elinden alıyor ve istiyor diye. Bu düpedüz gasptır, zorbalıktır gibi hukuki gerekçeler getiriyorlardı.”

Vatandaş olarak soralım Erdoğan’a; vatandaşın gönüllü olarak Belediyelere yaptığı bağışa el koymak THK’nın yaptığından ne farkınız var, söyler misiniz?

Vatandaşın kime yardım edip etmeyeceğini düzenleyen bir kanun var mı,bizim bildiğimiz kadarı ile  yok,peki sizin vatandaşın belediyelerin hesabına yaptığı bağışa el koymanız, gasp ve zorbalık olmuyor mu?

Hatırlıyor musunuz, desteklediğiniz dini vakıflara ve cemaatlere  yapılan yardımları eleştirenlere; ”vatandaşın gönüllü bağışını kimse sorgulayamaz” diyordunuz..

Ne kadar doğru bir söz değil mi?

Bu cevabınız şimdi size kapak oldu.

Gelelim ENSAR VAKFI  üzerinden oradan da TÜRGEV’in ABD’deki ortak vakfı olan TÜRKEN’e giden, dudak uçuklatan  milyon dolarları kim ve kimler veriyor?

ABD’ye giden bu milyon dolarların CHP’e peşinin bırakmıyor adı geçen dernek ve vakıfların para trafiğini belgeleriyle ortaya çıkartmış.

CHP’nin ABD temsilcisi Yurter Özcan New York merkezli ABD Hazine Bakanlığı Vergi Dairesinden alınan belgeler üzerinden korkunç rakamlara ulaşıyor.

TÜRKEN’e tek kalemde yapılan 22 milyon 700 bin dolarlık bağışın kaynağını araştıryor.

Yurter Özcan 31 Mart 2020 Tarihinde yaptığı araştırmada 2018-2019 Haziran arasındaki finansal rapora ulaştı.2018 yılı altında gözüken hibe ve bağışın toplamı 22 milyon 800 bin dolar.Bağışın 22 Milyon 700 bin doları ise aynı kişi ya da kurum tarafından gönderilmiş.

FETÖ’yle mücadele amacıyla ABD’de yurt yapılması için Kızılay üzerinden Ensar Vakfına bağışlanan 8 milyon dolar kayıtlarda gözükmüyor, oysa  TÜRKEN Vakfına bağışlandığı açıklanmıştı.

TÜRKEN VAKFINA,2014-2017 yılları arasında toplam 54 Milyon 250 bin dolar yardım yapıldığını ortaya çıkartıyor Özcan.(Bu konuda daha detaylı bilgi için Sözcü Gazetesinin yazarlarından  Saygı Öztürk’ün 5 Nisan 2020 Tarihli “ABD’den Kılıçdaroğlu’na gece gelen belgeler” başlıklı yazısına göz atmanızı öneririz.)

Ensar Vakfı  ve TÜRGEV üzerinden ABD’de faaliyet gösteren TÜRKEN Vakfına  gönderilen toplam 54 milyon 250 bin doları gönderenler kim, kimler veya kurum?

Bu değirmenin suyu nereden geliyor?

Eğer bu  belgeler demokratik bir ülkede ortaya çıkmış olsa idi yer yerinden oynar, hükümet düşerdi.

Ama burada ne gündeme geldi ne  yargı harekete geçti, ne de medya da manşet oldu.

Çünkü  burada medya özgür değil, Yargı da Bağımsız değil.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar