Mehmet TIRAŞ
Bundan yedi yıl önce 28 Mayıs 2013 Tarihinde bu topraklarda yaşayanlar İstanbul Taksim’de beş ağacın kesilmesine karşı çıkarak iktidara karşı kitlesel bir gösteriyle baş kaldırdılar;“Ağaçlarla Kuzeniz Kuzenleri yedirtmeyiz” diyerek.
Dönemin BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ben Ağaçların da Milletvekiliyim diyerek kepçenin önüne dikilmesi manidar bir duruştu..
Gezi Direnişi böylesi hümanist ve doğaya karşı sorumluluk duyan kitleleri sokağa döken, küreselleşmenin ortaya çıkarttığı bir kentlilerin hareketiydi.
Her il de sokaklara çıkan insanların ortak sloganı ”Her Yer Direniş Her Yer Taksim” diye bağırdılar.
Bir çevre hareketi olarak ortaya çıkan bu eylem demokrasi ve özgürlük mücadelesine dönüştü.
Akp’nin yolsuzluk, hırsızlık ve yasaklarına karşı katılımcılar ellerinde yaktıkları meşalelerle geceleri bir orman yangını görselliğine çevirdiler.
Tarihte eşine pek rastlanmayan ileride özgürlük mücadelesi verecek insanlara referans olacak, Ülkenin 7 bölgesinde 79 ilinde iki ay kesintisiz her akşam insanlar sokaklarda gece yarılarına kadar, bu mücadelenin içinde bulundular.
Gezi olayları doğaya duyarlı olan demokrasi ve hukuk mücadelesi veren insanların günlerce ikinci adresi oldu.
Gezi direnişini dünya medyası gördü de merkez medya görmedi.
Dünyanın önde gelen tanınmış medya kuruluşları CNN ve Bibisi gibi yayın organları başta Taksim olmak üzere, günlerce ülkenin dört bir yanından canlı yayın yaparak, dünyaya geziye katılan kitlesel gösterileri ve insanlarla yaptıkları röportajları haber olarak geçtiler.
İçişleri Bakanlığının verilerine göre:
“ Gezi direnişinde her akşam 2.5 milyon insan sokaklara çıktı.”
“Gezi eylemlerine ülke genelinde toplam 11 Milyon insan katıldı.”
“Dört bin 900 eylemci gözaltına alınırken.”
“4 bin kişi yaralandı.”
“36 kişi polisin plastik mermisi sonucu gözlerinden sakat kaldı.”
“11 Kişi polis kurşunlarıyla hayatını kaybetti.”
Ölenlerden biri gezinin kahramanı ve sembol isimlerinden olan bakkala evine ekmek almaya giderken polislerin plastik mermisiyle yaralanan günlerce yoğun bakımda yatan ve kurtarılamayan;14 yaşındaki çocuk Berkin Elvan ile Eskişehir Anadolu Üniversitesi öğrencisi esnaflar ve sivil polisler tarafından sopayla dövülerek ağır yaralanan bir süre hastanede yoğun bakımda kaldıktan sonra kurtarılamayan ,19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz’dı.
Gezi olaylarında insanın kanını donduran unutulmaz olaylardan biri de; Ankara’nın göbeğinde Kızılay’da güpegündüz kameralar karşısında polisin hedef alarak silahla öldürdüğü gezi direnişine katılan Ethem Sülük cinayetiydi.
Gezi direnişi hiç kimsenin kestiremediği kadar büyük bir kitlesel hareketti, toplumun her kesiminden destek gördü ve çoğulcu bir kültürü de yansıtıyordu.
Gezi direnişi önceden organize edilerek örgütlü ve öncülüğünü yapan ne bir örgütü vardı, ne de lideri.
İlk önce üç beş arkadaş grubunun sosyal medyadan birbirlerini haberdar ederek buluştukları ve Taksim’de ortaya koydukları bir sivil itaatsizlik hareketiydi.
Gezi olayları yukarıda da belirttiğimiz gibi bir kent hareketiydi; bu hareketin içinde yer alanlar bu direnişin ülkenin dört bir yanına yayılacağını hayal bile etmeleri mümkün değildi.
Gezi olaylarında süreç içinde oluşturduğu komisyon ilk önce İstanbul valisi tarafından, sonra Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve daha sonra Başbakan Erdoğan tarafından kabul edilerek önerilerini sundular. ilk önce komisyonun önerileri kabul edildi, Taksim’e topçu kışlası yapılmayacağı sözü verildi, sonra ne olduysa Erdoğan tarafından birden verilen sözler yok sayıldı. Gezi komisyonunun önerileri yok sayılsa da direniş kamuoyunda çok önemli bir meşruiyet kazandırırken İstanbul, İzmir, Ankara ve Kocaeli gibi illerden diğer kentlere de sıçrayarak ülkenin dört bir yanına dalga dalga yayıldı.
Direnişi bir türlü bitiremeyen Erdoğan gezi olaylarını itibarsızlaştırmak için sıfatına yakışmayan ipe sapa gelmez iftiralar atmaya ve hakaretler etmeye başladı. Vandallar, darbeciler ve çapulcular gibi..
Polis şiddetinden kaçarak camiye sığınan göstericiler için ; mabedimize ayakkabılarıyla girdiler Camide içki içtiler dedi. Caminin müezzini Camiye sığındılar ama içki içtiklerini görmedim, ben bir din adamıyım yalan söyleyemem açıklaması karşısında, bu dürüst din görevlisini önce sürgün ettiler sonra da işten attılar.
Bu da yetmedi tetikçi sözde gazeteci Elif Çakır adından bir kadın; Kabataş İskelesinde bir belediye başkanının genç gelini ve bebeği çocuk arabasında üstleri çıplak, yüze yakın deri pantolonlu erkekler, genç kadının üzerine idrarlarını yaptıkları habbelerini yaydı.
Bu haber doğal olarak ülke gündemine bomba gibi düştü.
Erdoğan bu haber üzerine yirmi televizyon kanalının canlı verdiği kameraların karşısına geçti ve Kabataş iskelesi haberinin doğru ve ellerinde görüntülerin olduğunu, Cuma günü bu görüntüleri yayınlayacaklarını açıkladı. Polis Kabataş iskelesi ve etrafında günlerce görüntü taradı ama böyle bir görüntü ortaya çıkartamadı. Ama Kabataş yalanı günlerce medyada başta televizyon kanallarında tartışıldı ve gündemde kaldı. Bu haberin asparagas bir haber olduğunu başka bir tetikçi sözde gazeteci Cem Küçük söyleyince, ellerinde görüntüsü olduğunu Cuma günü yayınlayacağını söyleyenler bu yalanlarının altında kaldılar. Hala görüntü yayınlayacaklar.
Gezi olayları böylesi iftiraları, baskıları, şiddet eylemlerini ve ölümleri püskürterek demokrasi ve özgürlük mücadelesi veren bir direniş olarak tarihe geçti.
Gezi direnişinin 7. Yılında tesadüfe bakın ki ABD’de polisin George Ployd isimli siyahi birini vahşice boğazına basarak kameralar karşısında öldürmesi, Amerikan halkını ayağa kaldırdı. Bu vahşi cinayet Amerika’da 15 eyalete sıçrarken sokaklara çıkan öfkeli protestocular polis karakollarını, arabaları ve iş yerlerini yakıp yağmalama yaptılar ve olaylar önlenemez durumda ilerliyor. Ben yazıyı yazarken olaylar 9’cu gününde artarak devam ederken olayların İngiltere, Hollanda, Danimarka ve İsveç gibi ülkelerde insanlar sokaklara çıkarak dayanışma eylemlerine dönüştüğünü, televizyon kanalları haber olarak geçiyordu.
Gezi olaylarının işaret fişeğini beş ağacın kesilmesine karşı çıkan kitleler ‘Ağaçlar kuzenimizdir kuzenleri yedirtmeyiz’ diyerek sokaklara dökülürken; ABD’de toplumun farklı kesimleri “siyahi insanlar bizim kardeşimizdir” polis şiddetine ve katliamlarına sessiz kalamayız diyerek, keyfi polis şiddetine ve katliamlarına demokratik yoldan tepkilerini ortaya koyması; bu olayların arkasından farklı eylemlerin geleceğinin işaretini veriyorlardı.
Böylesi eylemleri ileride daha sık göreceğimizi belirtelim, bunu görmek için Fütürolog olmaya da gerek yok.
Dünyanın gelir dağılımı bozuk beş ülkesinden birisinin Amerika, birinin de Türkiye olduğu yerde suların durulması mümkün mü?
Dünyanın en zengin 2 bin 158 kişisi, 4 milyar 600 bin kişinin mal varlığına sahip olduğu bir yerde barış ve huzur olur mu?
Dünyadaki Gelir dağılımı adaletsizliğinin yarattığı açlık, yoksulluk ve hukuksuzluk çekilir gibi değil; bir de buna acımasız doğanın talan edilmesi ve canlı türlerinin yok olması karşısında insanlık nasıl duyarsız kalır.
Küreselleşme sınırları yıkarak insanlığı ortak değerlerde buluşturmaya zorluyor.
Yedi yıl önce Gezi parkı olayları, bugün ABD’deki vahşete karşı çıkan baş kaldırı hareketleri insanlığı;1789 Fransız ihtilalinin ortak sloganı olan Eşitlik, Kardeşlik ve Özgürlük yolunda buluşturuyor.
Gezi olayları Akp’e iktidarına karşı sivil bir baş kaldırı hareketi olarak ortaya çıktı.
Dikkat ederseniz Erdoğan toplumsal bir sorun gündeme gelince, konuşmasında mutlaka Gezi Parkı olaylarından söz etmeden geçmiyor.
Çünkü Gezi direnişi Erdoğan’ın kimyasını bozdu.
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları



























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025