Mehmet TIRAŞ
İnsanoğlunun başına ne geldiyse dilini tutamadığından gelmiştir.
Verdiğiniz sözü yerine getiremezseniz sözleriniz hep aleyhinize delil olarak karşınıza çıkar.
Ettiğiniz o büyük laflar üzerinizden silindir gibi geçer.
Bizim siyasiler kamerayı gördüklerinde bir de karşısında kalabalık varsa tutana aşk olsun.
Birde seçim dönemi ise vermediği söz vaat etmediği hiç bir şey kalmaz, aklına ne gelirse filtre etmeden sallar.
siyasilerimiz muhalefette iken demokrat iktidar gelince muhalefeti rejim karşıtı ilan eder.
İktidarında rakiplerine ağız alınmayacak kavga da söylenmeyecek hakaretler,tehditler ve iftiralar havada uçuşur.
Bu ilkel ve kaba siyasi geleneği de partili Cumhurbaşkanı Erdoğan başlattı.
Büyük insan ilkeli, tutarlı çok sesli düşünen, ihtiyatlı konuşan söylediklerinin arkasında duran rakibine saygı duyan kişidir.
Büyük siyaset adamı dün terörist, dış güçlerin içeride ki uzantısı dediğine bugün yerli ve milli diye birlikte olmaya çağırmaz.
Büyük siyasetçi sorun çözen farkındanlık yaratan siyasi rakibiyle eşit yarışan,iktidarında devlet gücünü ve yargıyı muhaliflerine karşı sopa olarak kullanmaz.
Büyük adam efelenmez efelenirse arkasında durur.
Eyy Putin diye çıkış yapıp ardından da özür dilerim demeniz yetmez ve size yazılı özür diletir Eyy dediğin kişi.
Zarafetin bir asaleti vardır bu her insan da bulunmaz ve her insan bunu taşıyamaz.
Bir insanın büyüklüğü,değeri ve saygınlığı kendisi gibi düşünmeyen,inanmayan insanlara yaklaşımı ile ortaya çıkar.
Kısa bir süre önce kendisine karşı muhalefet olan İyi Parti genel başkanı Meral Akşener’e muktedir ve ortağı ne diyorlardı:
“Gayri milli, teröristlerin ortağı,illet-zillet ittifakı o kadın haddini bilsin kendisi milletvekili de değil dokunulmazlığı da yok tutuklanır diye tehdit ederken,bugün söyledikleri ile karşılaştırınca,insan bu kadar da olamaz demekten kendini alamıyor.
Küçük ortağı Bahçeli’nin evine dön dediği Meral Akşener’e FETÖ’nün gelini, partisine de bu bir FETÖ projesidir,illet-zillet ortağı dediğini de hatırlatalım.
Bunları hatırlatırken aklıma geldi.
Sovyet devriminin lideri Lenin’in ünlü bir sözü var “Ben hayatımda utanma duygumu korumakta zorlandığım kadar hiç bir şeyde zorlanmadım der” muktedir ve ortağı için bu sözün bir anlamı var mıdır acaba?
Bir insan utanma duygusunu kaybedince o insan için her türlü edep dışı sözler normal geliyor demek ki!.
Siyasi rakibiniz için söylenmedik söz bırakmayıp ne yüzle gel beraber olalım diyorsunuz, hiç mi hakaret ettiğiniz,ifitira attığınız ve yaftaladığınız sözler aklınıza gelmiyor yahu?
Biz bunları hatırlatırken utanıyoruz.
Şimdi sıra muktedirin halka ekonomi üzerine verdiği sözleri hatırlatalım.
2018 seçimlerinde.
‘Seçin bu kardeşinizi faizle, dövizle,hayat pahalılığıyla nasıl başedilecekmiş bir görün.’
Sanki muktedir bir gün de meyve veren ağaç bulmuştu herkese meyve dağıtacaktı.
Yeter ki kazansın ve iktidar ömrünü uzatsın gerisi kolay.
Bu toplum balık hafızalı gelecek seçime kadar hepsini unutur.
Seçimi kazandıktan sonra Muktedir milletimiz ne istediysek herşeyi verdi, bizim artık mazeret üretme lüksümüz olamaz dedi ama ekonomi tepe takla işaretlerini vermeye de başlamıştı.
Dolar ve altın tüm zamanların rekorunu kıracağını söyleyen uzmanlara kulak vermiyor, geçin bunları geçin dünya bizi kıskanıyor diyordu.
-Yeni hükümetin hazineden ve maliyeden sorumlu damat Bakan millete müjdeyi verdi; 2019 yılında 2.5 milyon insana istihdam yaratacağız dedi.
- 2019 yılında 2.5 milyon insana iş bulmak şöyle dursun çalışan 617 bin kişi işini kaybetti.
Muktedir 2009 yılına kadar yaptığı asgari ücret karşılaştırmasını artık yapmıyor ve ekonomiyi konuşmaktan kaçmaya başladığı yıllar karşısına çıktı.
-2002 Yılında toplumun en varlıklı kesimi milli gelirin yüzde 39’nun alırken 2019 yılında aynı varlıklı kesim Milli Gelirin yüzde 54’nü alıyor.
3Y ile bunları yok edeceğim diyerek iktidar olmuştu ama 20 milyon insan açlık sınırında yaşarken,50 milyon insan da yoksullukla boğuşur oldu.
-2002 yılında bir çeyrek altın 32 TL’iken şimdi 800 küsur TL’den alıcı buluyor.
Ekonomi de biranda dolar 7.5,Avro 8.6 TL’ ye çıkarken altın tarihi rekora koşar oldu.
2020 Ağustos ayının 4,5,6 ve 7 Tarihlerinde TL Dolar karşısında yüzde 23,Avro karşısında yüzde 29 değer kaybetti. Mini bir devalüasyon oldu ülke de ama muktedir sanki bu dalgalanmalar başka bir ülkede olmuş gibi hiç umursamadı.
İşsizlik rakamları ise tüm zamanların rekorunu eline geçirdi ve böyle giderse kendi rekorunu kendisi ekarte edecek gözüküyor.
-Türkiye’de Genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 26 iken, AB üyesi ülkelerde yüzde 14,OECD ülkelerinde ise yüzde 11 seyrediyor.
-15 yaş üstü nüfus çalışmayanlar çalışanlardan daha fazla..
İşsizlik öyle bir boyuta ulaşmış bir durumda ki inanılmaz düzeyde.
-Çalışmayanlar çalışanları geçtiği bir dönemi yaşıyoruz.
-Son bir yılda 3 milyon 800 bin kişi işgücü piyasasındna çekildi,ilk kez bu büyüklükte işgücü azalması oldu.
-25.8 milyon çalışana karşı 32.7 milyon çalışmayan var.
-Çalışmayanlar çalışandan 7 milyon daha fazla.
-İşsizliğin 10 milyon sınırını aştığı haberlerini iktidar çevresi yalanlayamıyor.
Peki muktedir ve ortağı ne yapıyorlar haklarını teslim edelim eşlerini ve dostlarını kamu ihaleleri üzerinden zengin ederken,liyakat sahibi olmayan partililerini de kamu da üç-dört maaşla ödüllendiriyorlar.
Boşuna dememiş Atalar büyük lokma ye de büyük laf etme.
Dil söyler saklanır baş belaya katlanır demişler ama bela öyle bir geliyor ki freni boşalmış kamyon gibi.
Ortaya çıkan ekonomide ki işsizlik tablosu bunu göstermiyor mu?
AB’den uzaklaşarak Demokrasi ve Hukuku yok sayarak hiç bir sorunu çözemezsiniz.
Nokta.
Not: Habertürk yazarı ekonomist Abdurrahman Yıldırım’ın 11 Ağustos 2020 Tarihli “Çalışmayanlar Çalışanları geçti” başlıklı yazısını hararetle okumanızı öneririm.Son günlerde okuduğum en ciddi işsizlik üzerine kaleme alınmış bir yazı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
16.06.2025
9.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
19.05.2025
16.05.2025
12.05.2025
5.05.2025
28.04.2025