Mehveş EVİN
Gazeteci milleti için Cumhuriyet gazetesinin üçüncü celsesi de unutulmaz izler bıraktı. Alev Coşkun ve Rıza Zelyut’un tanıklıklarının öne çıktığı son duruşma, medya dedikodusunamalzeme olmanın ve hukuksuzluğun geldiği içler acısı boyutu sergilemenin ötesinde, arkadan vurmanın, kumpas çevirmenin ve hırsın, insanları ne durumlara soktuğunu göstermesi açısından da önemli.
Bu yazıda tanıklıklara kısmen değineceğim. Beyanların tamamını buradan okumanızı tavsiye ederim:
Müsaadenizle önce kendi kulaklarımla dinlediğim ve mesleğim adına utanç duyduğum tanıklıklardan bahsedeyim.
Evet, sert oldu. Ancak, tutuksuz yargılanan Turhan Günay’ın duruşmada kibarca Alev Coşkun’a hatırlattığı üzere (‘Sizin sayenizde buradayız efendim’), Cumhuriyet çalışanları içeride ve dışarıdaki ‘tanıklar’ yüzünden 1 yıla yakın özgürlüklerinden mahrum kaldı.
Son celsede tahliye edilen Kadri Gürsel’in dediği gibi, ‘sevinilecek bir durum yok’, çünkü hala dört Cumhuriyet çalışanı Coşkun ve Zelyut gibilerinin hezeyanları yüzünden içeride. Üstelik bu muhteremler, ‘Can düşmanları’ saydıkları AKP rejiminin değirmenine bizzat su taşıdıklarının farkında olamayacak kadar içgörüden, özeleştiriden yoksun.
O tanıkların, bugün Saray’ın trollerinden, tetikçilerinden farkı yok benim için.
‘GÖK TANRI BİLİR Kİ MUSTAFA KEMAL'İN YAZARIYIM'
Hukuksuzluğun hükmü, fiili tek adam rejimi, basın özgürlüğündeki büyük sorunlar vs bir yana, bir zamanlar birlikte çalışılan ve aynı mesleği icra edenlerin kendi dostlarına ihanetinin hiçbir şekilde affı olamaz. Cumhuriyet davası, aynı zamanda bu ihanetin en çirkin biçimde açığa çıktığı davadır.
Ve ne için? Efendim Cumhuriyet, Atatürkçü yayın çizgisinden sapmışmış! Güya bu meseleyi öyle dert etmişler ki, Cumhurbaşkanlığı’na isimsiz şikayet dilekçeleri yollamış, polise küpürler kesip kesip vermişler.
Bunun adı vatanseverlik değil, laik Cumhuriyet’in değerlerini korumak hiç değil, ancak ve ancak kendi çıkarlarını gözetmek ve kumpas çevirmektir.
Muhteremler, kendilerini ‘öz be öz Atatürkçü’ olarak tanımladı. Hatta Aydınlık yazarı Zelyut ‘Mustafa Kemal’in yazarıyım, Gök Tanrı ben toprağa verilirken de bunu bilecek’ şeklinde akıllara seza iddiasını ortaya koyup ‘Türkiye’nin en iyi köşe yazarıyım’ demekte de beis görmedi. Böyle bir şeyi hangi aklı başında insan telaffuz edebilir? Ama maksat Cumhuriyet’i çökertmek. Haliyle akli melekeleri yerinde ya da değil, tamamen zıt bir ideolojiyi savunuyor/ savunmuyor, hakim güç açısından onlar sadece kullanışlı birer piyon.
COŞKUN NEDEN KÜPÜRLERLE POLİSE GİTTİ?
Eski Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Alev Coşkun, gazeteci olmadığını ancak ‘en ağır yazıları’ yazdığını ifade etti. ‘Bu arkadaşlardan terörist çıkmaz’ dese de elinde Cumhuriyet kupürleriyle polise gittiği, aynı haberlerin –inkar etse de- Cumhurbaşkanlığına ihbar mektubunda da yer aldığı, el yazısıyla birlikte ortaya çıktı.
Peki Coşkun’un mahkemede yalan beyanda bulunduğu anlaşılmasına karşılık buna dair işlem yapılmamasına kaç puan?
Coşkun, o çok saygı duyduğu ‘İlhan Selçuk’un Cumhuriyet’ini içeriden çökertme planının başat aktörüyken Rıza Zelyut da aynı misyonu ‘dışarıdan’ kendine iş edinmiş. Kimbilir, belki Cumhuriyet’te yazmayı hayal ediyordu.
Bu ikiliyi birleştiren, gazetenin başına Can Dündar’ın gelmesi, yayın çizgisinde bazı değişikliklere gidilmesi ve nefret ettikleri bazı yeni yazarların Cumhuriyet’e transfer olmasını hazmedememek... Gazeteye ‘FETÖ, PKK operasyonu’ filan çekildiği tamamen zırva. Ama geçer akçe bu olduğundan fırsat bu fırsat, harekete geçmişler.
Peki şunu hiç mi sormazsın ey okur: Herşeye eyvallah, diyelim ki bu gazete sizin de hiç onaylamadığınız, ağır eleştirdiğiniz bir yayına evrildi...
Hangi mantık, hangi hukuk, hangi vicdan, Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık’ın bu yüzden cezaevinde olmasını kaldırır?
Hangi ideoloji, hangi dogma, hangi görüş, Güray Öz’den Hakan Kara’ya, Musa Kart’tan Kadri Gürsel’e, bu ülkenin yetiştirdiği en iyi gazetecilerine yargısız bir infazla mahpus hayatı yaşatılmasına karşılık gelir?
Hala birileri İlhan Selçuk’tan, Uğur Mumcu’dan dem vuracaksa lütfen artık sussun. Eminim yaşasalardı, gazeteye ve ülkeye yapılan bu kötülükleri asla tasvip etmezlerdi.
Not: Bir sonraki Cumhuriyet duruşması 31 Ekim’de. Kalan arkadaşlarımızın da özgürlüğüne kavuşmasını temenni ediyoruz.
Yazarlar
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
22.06.2021