Mehveş EVİN
Yakın dönemin en karanlık, en kanlı terör saldırısınındavasında, alel acele karar aşamasına gelindi. Birkaç gün içinde Ankara Sincan’da görülecek duruşmalardan çıkacak sonuç, hayati önemde.
Türkiye’nin en kanlı terör saldırısı olarak adlandırılan, IŞİD’in düzenlediği açıklanan 10 Ekim 2015 Ankara Gar katliamında, 103 insan can verdi, 391 insan yaralandı, yüzlercesi de ağır travma yaşadı.
Ankara’nın göbeğinde, barışçıl bir yürüyüşe düzenlenen hain saldırı, toplumun geniş kesimlerini farklı şekillerde, derinden etkiledi... Aynı zamanda siyaseti de şekillendirdi. 1 Kasım seçimi öncesinde, eski Başbakan Davutoğlu’nun, saldırı sonrasında AKP’nin oylarının arttığını açıkladığını hatırlatalım.
Saldırıyla ilgili hiçbir siyasi, sorumluluk üstlenmediği ve hesap vermediği gibi, dava aşamasında yaşananlar da derin endişelere sebep oldu.
Savcı mütalaasına istinaden müşteki avukatlarının hazırladığı ayrıntılı dilekçe, 10 Ekim katliamının kendisi kadar, yargı aşamasında bir değil, pek çok ihlali ve ihmali ortaya koyuyor. Ne yazık ki medyanın büyük bölümü bunları görmezden geliyor/gelecek.
Sabredin, sonuna kadar okuyun ve kendinize sorun:
10 Ekim Gar katliamı davası neden kapatılmaya çalışılıyor? Soruşturmanın genişletilmemesi, sorumluların bulunmaması, cezalandırmanın tutuklu sanıklarla sınırlandırılması ne anlama geliyor?
Ve tüm bunlar, yargı, insan hakları, ifade ve toplanma özgürlüğü açısından neye işaret ediyor?
10 MADDEDE 10 EKİM KATLİAMI DAVASI
- Avukatlara göre iddianame, son derece özensiz ve baştan savma bir soruşturma sonucunda yazıldıve mahkemece kabul edildi. Daha sonra bütün kovuşturma süreci, “hukuken iddianame kabul edilemeyecek” bu metin üzerinden yürütülmeye çalışıldı.
- Mahkeme, buna rağmen iddianamede yer almayan, aslında soruşturma aşamasında yapılması gereken iş ve işlemlerle iki yıl boyunca uğraşarak vakit kaybetti. Ara kararlarla toplanabilen deliller, her kademeden devlet görevlisinin katliama dair sorumluluklarını açıkça kanıtladı. Mahkeme, eksik de olsa bir kısım delili topladı. Ancak toplanan delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi kısmına hiç girmedi.
- Toplanmayan deliller, halen gelmemiş dosyaların yanı sıra eksik, yanlış ve hatalı teknik incelemelerde mevcut. Oysa gerçek bir yargılama için bütün bu hususların tamamlanması şart! Örneğin kimi sanıkların katliam öncesinde dinlediği tespit edildi. Ancak tapeler mahkemeye sunulmadı...
- Mülkiye Müfettişleri tarafından hazırlanan rapor, bir türlü dosyaya konmadı. Dokuz klasörden ancak biri dosyaya, avukatların ısrarı üzerine konuldu. Ancak sanık veya tanık olması gereken kamu görevlilerinsorumluluğuna ilişkin somut delillerin bir kısmı, gelmeyen klasörlerde yer alıyor.
- İki yıllık süreçte kovuşturmanın genişletilmesi taleplerine rağmen çoğu reddedildi. Üstelik Haziran’da görülen celsede, bu eksiklere rağmen savcı mütalaası kabul edildi. Gerekçe, tutuklu sanıklar açısından delillerin toplanmış olması, taleplerin “firari sanıklara ilişkin” olmasıydı. Firari sanıkları “yok sayan” mahkeme, alel acele, özensiz bir metin üzerinden karar verme çabasına girerek adalet duygusunu zedeledi.
- Hakkında yakalama kararı olan kişiler yakalanmadı, suç unsuru kayıtlar Gaziantep Mahkemesi’nden gönderilmedi. Canlı bomba Yunus Emre Alagöz ve operasyonlarda öldürülen üç kişinin (Yunus Durmaz, Halil İbrahim Durgun, Mehmet Kadir Cebael) UYAP kayıtları gizlendi. Ayrıca IŞİD’in para trafiğini ortaya çıkarmak için Gaziantep’teki kuyumcular konusunda araştırma yapılmadı.
- Katliamın sanıkları Kasım Dere ve Yunus Durmaz’ın parmak izleri emniyette var, ama halen firariler. Hakkında yakalama kararı bulunan Ahmet Güneş’in, 10 Ekim günü Genç Ensar Derneği’nin genel kuruluna gittiği tespit edildi. Irak’ın iade etmek istediği IŞİD’lilerin arasında, firari sanık ve eşlerinin bulunup bulunmadığı da sorulmadı.
- Hukuka aykırı, kopyala yapıştır usulüyle hazırlanan mütalaada, yönetici veya asli fail olması gereken birçok sanık sadece örgüt üyesi olarak geçiyor. Katliamdan 20 ay sonra ölen Mustafa Budak ise iddianamede halen yaralı olarak yer alıyor.
- 10 Ekim Ankara Garı Katliamı, tüm unsurlarıyla insanlığa karşı suç teşkil etmesine rağmen, Savcılık bunu görmezden geldi. Mahkeme heyetinin bu hususu tartışması, kanunda bulunan hükümleri uygulaması hem hukuki, hem vicdani açıdan elzem.
- Gaziantep’ten gelen dosyalar, sanıkların iletişim tespiti kayıtları, Gaziantep Valiliği ve diğer kurumlarla yapılmış olan yazışma yanıtları, İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri Raporu net bir şekilde şunu gösteriyor: Dava konusu katliamdan sorumlu olanlar, sadece hakkında dava açılmış 36 kişiden ibaret değil. Avukatların, yüzlerce sayfada tek tek ortaya koyduğu deliller, dava konusu katliamın, Gazinantep’teki her türlü mülki ve idari amirin, kolluğun, sınırlara ilişkin silahlı kuvettler yetkililerinin, istihbarat teşkilatının, Ankara Valiliğinin, Ankara Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, İçişleri Bakanlığının sorumluluğuna işaret ediyor.
Kısacası 10 Ekim Ankara katliamı dosyası, özensiz, baştan savma, hukuk dışı biçimde kapatılmayaçalışılıyor. Sadece o gün, “Barış ve demokrasi” için orada bulunanlara değil, bu ülkede yaşayan her vatandaşı ilgilendiren katliamın tüm sorumluları ortaya çıkarılmadıkça adalete olan inanç, onulmaz bir yara dahaalacak. Toplumun beklentisi, belgelerin titizlikle ve usule uygun değerlendirilmesi, avukat taleplerinin kabul edilmesi ve bu kovuşturmanın genişletilmesi.
Aksi takdirde hiçbirimiz kendimizi güvende hissetmeyeceğiz.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021