Mehveş EVİN
Alternatif / muhalif / bağımsız tabir edilen medyayı takip etmeyenler, Çorlu tren faciasının ilk duruşmasında yaşanan rezilliklerden haberdar olmadı. Muhtemelen olmayacak da...
Zira CB hükümet sisteminin medyada “duruşmada gerginlik çıktığı, ailelerin fenalık geçirdiği”nden öte bir ayrıntı yer almayacak.
Gerginlik? Fenalık? Neden acaba?
“Çocuklarını, yakınlarını kaybettiler, gerginlik olur tabii, vah yazık” dedirtmek için herhalde.
Haliyle büyük çoğunluk, ailelerin adalet taleplerini duymayacak, maruz kaldıkları insanlık ve hukuk dışı muameleyi görmeyecek.
Acılarının taze olmasından değil, böylesine bir facianın örtbas edilmeye çalışılmasından dolayı fenalık geçirdiklerini anlamayacak... Yaşananın basit bir “gerginlik” olmadığını, kolluk güçlerinin ailelerin duruşmaya girmesini engellemeye kalktıklarını da bilmeyecekler.
Tıpkı Soma’dan Davutpaşa’ya nice iş cinayeti davasında, 10 Ekim Ankara katliamından Suruç’a intihar saldırılarının faillerinin “arandığı” davalarda, Şule Çet’ten Rabia Naz’a yüzlerce kadın cinayeti dosyasında,Berkin’den Ali İsmail’e, Madımak’tan Roboski’ye, yakın tarihte yaşanan, biriken, taşan sayısız adalet mücadelesinde, geri kalanların ailelerine yaşatılanları bilmedikleri, merak etmedikleri gibi...
Bilseler de “kader”, yahut “orada ne işleri vardı” deyip kafalarını öte yana çevirerek işin içinden çıktıkları gibi.
HER HAYAT BİR ÇÖP MÜDÜR
“Şehit” ilan edilmedikçe her ölümlü ihmal “kaza”, her sorumsuzluk “fıtrat”, her şiddet fiili “tahrik”, dolayısıyla her hayat “çöp” muamelesi görüyor.
Çorlu tren faciasında 25 kişi öldü, yüzler ölümden döndü. Bütün sorumluluk, dört TCDD çalışanına fatura edilmeye (2 ila 15 yıl) çalışılıyor. Asıl sorumlulardan yüksek sesle hesap vermesini isteyince karşılarına çıkan, çıkarılanlar kolluk gücü oluyor. Aileler fişleniyor, itiliyor, kakılıyor, hatta biri dövülüyor. (Hep merak ederim: “İş” icabı emirleri yerine getirenler de genç insanlar. Nasıl aynaya bakabiliyor, kendilerine nasıl tahammül ediyorlar?)
Gerçek sorumlular nedense, hiçbir zaman ortada yok. Çorlu’da mahkeme heyeti bile duruşmadan çekilecek kadar baskı altında, çaresiz, zavallı...
Peki kimse kendine sormaz mı: Benim ya da bir yakınımın başına aynı felaket gelse, nereye gideceğim? Ne yapacağım?
Hukuk yoksa, uygulanmıyorsa, üstüne üstelik mağdura suçlu muamelesi yapılıyorsa... Kime güveneceğim?
Bu ülkenin vatandaşıysam, hangi kurallar dizisinin içinde, nasıl yaşayacağım?
“BURADA DEVLET BENİM. BEN DEVLETİM”
Çorlu’da, mahkeme kapısında engellenenlerin “Biz terörist miyiz? Açın şu kapıları!” şeklindeki sözleri, aklıma Soma’yı getirdi.
301 madencinin cenazesinin ertesinde Somalılar yürüyüş yapmak, tepkilerini göstermek istemişti.
Her sokağın tutulduğunu, kimsenin yürütülmediğini hatta gaz atıldığını görenler hem şaşkındı, hem de onurları incinmişti.
Olayları izleyen bir gencin “Biz terörist miyiz?” dediğini hatırlıyorum. Çünkü devletin ancak “terörist”e bu muameleyi yaptığını, yapmasının da bir nedeni olacağı varsayımından hareket ediyordu.
Kimdi terörist? O vatandaşın gözünde, devlete karşı ayaklanan, suç işleyen tüm “öteki”lerdi.
Devletin gözündeyse, kendisine herhangi bir şekilde itaat etmeyen, “canını sıkan” veya canını sıkmapotansiyeli olan herkesti.
Peki devlet kimdi?
Ağrı Diyadin’de kolluk güçleri, seçilmiş eş başkanları ters kelepçeyle yere yatırıp, hakaret edip hastanelik etti.
Yaptıklarının suç olduğunu kabul etmeyen bir polis, köşeye sıkışınca “Burada devlet benim. Ben devletim”diye bağırıyordu... (Videosu sosyal medyada)
İster Çorlu, ister Diyadin, ister İstanbul olsun...
Bir yerlerden aldığı güçle “Devlet benim” diyebilen, vatandaşa ve temsilcisine kötü muamele eden, suç işleyenlerin gözünde hepimiz teröristiz.
Yazarlar
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023
19.09.2023
28.07.2021
21.07.2021
13.07.2021