Mehveş EVİN
Eskiden biri çok abartırsa, gerçekdışı konuşmalar yaparsa “küçük at da civcivler yesin” denirdi. Meğer o civcivler için geçerliymiş. İnsan evladına bir şey yedireceksen, mümkün olduğunca büyük atacaksın. Hatta öyle fantastik atacaksın ki karşındaki gerçekliğini sorgulayamayacak bile.
Tabii kimin söylediğine göre de değişir.
Misal, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Boğaziçi’nde rektör atamasına tepki gösteren öğrencilerin protestoları için “terörle bağlantılı” dedi. Bununla kalır mı? Cumhuriyet mitinglerinden Gezi’ye, 6-8 Ekim Kobane eylemlerinden darbe girişimine, hepsinin “aynı Türkiye karşıtı saldırılar” olduğunu saydı döktü.
İçişleri Bakanı Soylu da Boğaziçi öğrencilerini destekleyen Kaftancıoğlu’nun kokteyl terör örgütü elemanı olduğunu ilan etti. Neler vardı kokteylde? DHKP-C, PKK/KCK ve MLKP…
Fakat gelin görün ki kapıları bacaları kırılarak gözaltına alınan öğrenciler, ertesi gün serbest bırakıldı. Militan ilan edilen Kaftancıoğlu görevinin başında.
E madem böyle suçlamalar yapıyorsun, neden tek bir hukuki delil yok diye sormazlar mı?
Hayır, bazıları sormaz ve hiçbir zaman sormayacak. Çünkü kendilerini ait hissettikleri kabilenin dışına çıkmayı göze alamayacaklar.
GERÇEK DIŞI SÖYLEMDE TÜRKİYE ÖRNEK GÖSTERİLİYOR
Akademisyeninden avukatına, doktorundan gazetecisine, siyasetçisinden öğrencisine, işçisinden köylüsüne, rejimi veya icraatı beğenmediğini gösteren herkesin “terörist” ilan edilmesini, normalde kimsenin ciddiye almaması gerekiyor.
Muhalif kesimde de alıcısı var üstelik. İyi de nasıl oluyor?
Neden bunca insan, açıkça yalan olan söylemlere tepki göstermek yerine inanmayı ya da ses çıkartmamayı seçiyor?
Siyasette yalanın etkisi konusu, ABD’de Trump’in kışkırtmasıyla Kongre’nin basılması üzerine çok konuşuluyor.
Turuncu adam, “yalan söyleyip şiddete teşvik ettiği” için sosyal medyadan afaroz edildi ama belli ki iş bununla kalmayacak.
Siyasette yalan, yeni bir durum değil şüphesiz.
Makyavelli, 16. Yüzyılda bir liderin gerçekleri söylemesi gerektiğini belirtiyor, fakat gerçek, kendini dezavantajlı bir konuma sokacaksa, yalan söylenmesini tavsiye ediyordu:
“İnsanlar kendilerine yalan söylenmesinden hoşlanmaz. Fakat aldatan kişi, her zaman aldatılmaya meyyal birilerini bulur.”
Günümüzde sorun, “birileri”nin çok ötesinde. ABD’de Trump kaybetse de seçmenlerinin büyük bölümünü “hile yapıldığı”na ikna etti. Trump’ın gerçek dışı konuşma ve iddialarına rağmen 74.2 milyon oy toplamasını da bir kenara yazın.
The New York Times’ta “Yalanın sanatı” üzerine bir yazı yayımlandı:
“Son yıllarda aldanmışlığa can atma, hatta coşku hali, dünya siyasetinde itici bir güç haline geldi. Bunu ABD’de de gördük. Macaristan, Polonya, Türkiye, Filipinler’i yöneten popülist liderler, gerçekleri çarpıtma veya düpedüz kendi gerçeğini söyleme konusunda uzman.”
Gördüğünüz gibi yalancılıkta ustalaşmakta ve yalanlara kanmakta örnek gösteriliyoruz artık...
YÖNETMENİN ASLİ ARACI OLARAK YALAN
Üzülmeyin, yalnız değiliz. Gerçek dışı söylemlere “demokrasinin beşiği” sayılan İngiltere halkı bile sazan gibi atlayabiliyor. “AB’den çıkarsak cebimize haftada 440 milyon kâr kalacak” diyen Boris Johnson, ancak Başbakan seçildikten sonra bu açıklamasının “yanlış” olduğunu itiraf etti.
Bizdeki örneklerle karşılaştırınca, hayli masum bir sapma...
NYT, “büyük yalan” teriminin Stalin ve Hitler sayesinde 1925’te kullanıma girdiğini hatırlatıyor: Buna göre Almanya’nın 1. dünya savaşında yenilmesinin nedeni Yahudilerdi. Diktatörler için yalan bir alışkanlık, yahut istenmeyen gerçekleri örtmenin bir yolu değil, yönetmenin asli araçlarından.
Hitler, kitlelerin küçük bir yalandan çok büyük yalanlara kandığını çözmüştü. Ufak tefek yalanlara herkes gündelik hayatında başvururken, muazzam bir gerçek dışı yaratmak sıradan insanın aklına gelmiyordu...
Filozof Alexandre Koyre 1943’te şöyle yazmış: “Yalan hiçbir zaman bu kadar yaygın, utanmazca, sistematik ve sürekli değildi.”
Koyre yalanların işlemesi için mantıklı olması gerekmediğini söyleyip şu tespiti yapmış: “Yalan ne kadar daha büyük, kaba ve berbat olursa inananı ve takip edeni de o kadar fazla olur.”
Sorun belli fakat çözüm ne? Sistematik, abartılı, düzenli yalanlara karşılık “Hayır efendim hakikat bu, kanıtı da bu” denmesi, yalana kananlara işlemiyor belli ki.
Utangaç çıkışlar, efendice el kavuşturmalar, “biz de yargı yoluna gidiyoruz” demeler; hatta Boğaziçili öğrencilerin yaptıklarının barışçıl bir eylem, demokratik bir hak olduğunu anlatan videoları, yani “savunma hattı”, mega yalanlarla başa çıkmaya yarar mı?
“Karşı mega yalanlar” uydurulamayacağına göre... Gerçeklerin sürekli, ısrarlı, yüksek, bir araya gelerek seslendirilmesinden başka çıkış var mı?
Yalan bombardımanına, gerçekdışı hikâyelerin gerçeklikten ayırt edilemez hale getirilmesine karşılık, insanlara hakikat yüklemesi nasıl yapılır?
Yazarlar
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
9.09.2025
2.04.2025
24.03.2025
28.02.2025
20.02.2024
4.02.2024
6.11.2023