Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Barış Umudu
2.09.2025
39
Türkiye bugün seçim kararı alsa, Süreç gibi çok hayati bir konu müstakbel iktidarın inisiyatifine ve iradesine bırakılsa, yap-boz tahtasına dönen mevcut durumdan daha sağlıklı bir ilerleme ve sonuçlar elde edilebilir. Asıl atılması gereken adımlar, infaz yasası, kayyım meselesi, yargı kararlarının uygulanması gibi ilerlemeler daha kolay sağlanabilir.

Bugün Dünya Barış Günü.

Barış o kadar sihirli bir kelime ki, savaş planları yapanlar “baskın basanındır” derken bile toplarını-tüfeklerini barış güvercinlerine taşıtırlar. Bu yüzden gürültülü barış laflarından tedirgin olmanız normal.

Tarihte tecrübe ettiğimiz üzere aslolan maalesef savaş hali. Kavga ederek geçirdiğimiz hayat maceralarımızda, yorgun düştüğümüz aralıklara barış adını veriyoruz. Barış hali bir istisna, sadece hayallerimizi süsleyen bir umut. Bir cennet tasavvuru gibi.

Her seferinde hayal kırıklığı yaşadığımız için karamsarlığın Çözüm Süreci’ne egemen olması normal. Barış, dokunabileceğimiz kadar yakın olduğu zaman bile bir şeylerin ters gideceğinden, umutların yeşermek için başka bir baharı beklemek zorunda kalacağınızdan endişe ediyoruz. Haklıyız. Ancak elimizde çoğu zaman unuttuğumuz çok güçlü bir imkân var: Demokrasi.

Barış umudunu koruyacak ve hayat bulmasını sağlayacak olan çok sayıda demokratik seçeneğimiz ve çaremiz var.

Umut Hakkı:

On ay önce, 22 Ekim’de Bahçeli yolu Öcalan’a “umut hakkı” ile açmış ve Süreç’i iddialı bir şekilde başlatmıştı. Yaptığı şey, düğmeyi isabetli iliğe geçirmek, sonraki düğmelerin sıralı iliklenmesini sağlamaktı. Nitekim bugüne kadar umut veren gelişmelerin tamamı, bu ilk hamlenin isabeti sayesinde gerçekleşti. Öcalan 27 Şubat’ta Süreç için makul sınırlar tayin etti ve çağrısı sonrasında PKK silah yakma seremonisi ile çatışmaya tek taraflı olarak son verdiğini ilan etti.

Kabarık-yumuşak yünleri ile fabrikasyon kırmızı halının üzerinde mutlu-mesut ilerlerken birden başladığımız yere geri döndük. Bir çok şey geride kaldı derken, Öcalan’ın bulunduğu İmralı’nın kapıları aniden kapandı. Muhtemelen Bahçeli’nin Ahlat’ta Erdoğan ile görüşmesi sayesinde tekrar açıldı.

Öcalan 40 yıl boyunca Türkiye’ye kan kusturan bir terör örgütünün ve bu örgütü ulusal kurtuluş umudu olarak gören Kürtlerin lideri. Tam olarak bu yüzden önümüzde uzanan barış yolunun da tartışmasız kılavuzu. Geçmişten istediğiniz sonuçları tek tek seçerek devşirebilir, alışkanlıklarınızı da kafa konforunuzu bozmadan sürdürebilirsiniz. Gelecek için değiştiremeyeceğiniz bir gerçek var: Türkiye barışa ulaşacaksa, Abdullah Öcalan’ın bu sonuçta çok büyük payı olacak.

Kavga etmesini bilenler barışmasını da bilirler.

Siyasetin dalgalı seyri içinde birilerinin önceliklerine, tercihlerine bırakmadan çözmemiz gereken “Çözüm’ün içindeki ilk çözüm” Umut Hakkı’nın gerçekleşmesi ve Öcalan’ın kaptan köşkünde yerini alması olmalı.

Farkında değil misiniz? Öcalan’ın pozisyonundaki belirsizlik, iktidar gücünün siyasî rekabet hesapları için kullanılmasına ve Süreç’in kendi mantığından ve icaplarından uzaklaşmasına, kısaca istismar edilmesine fırsat veriyor.

Seçim kararı alınsa ne olur?

Süreç’i zorlayan ve sürükleyen ana taşıyıcı lokomotif bölgemize odaklı uluslararası dinamikler ve projeler. “Süreç birden sona erer mi, umutlar biter mi?” sorusunun cevabı bu yüzden içerdeki aktörlerin tekelinde değil. Son günlerde bol bol Suriye üzerinden dışardaki aktörlerin tasarruflarına odaklanmamız bu yüzden.

Sürecin bitmesi sınırlarımız dışındaki gelişmelere bağlı olunca, içerde siyasî rekabetin gölgesinde şekillenen Süreç tartışmalarının önemi azalıyor. Türkiye dışardaki gelişmelere müdahale etmek için içerden sadece dış politika kararlarına, yani Saray’a, bu kararları yürütmek için de Öcalan’ın desteğine bağlı durumda. “Komisyon tavsadı” hükmü, sadece komisyona aşırı anlamlar yükleyenleri hayal kırıklığına uğratmış olmalı. Süreç kendi mecrası ve matematiği içinde zaten yürüyor. Zorlamalar ve kurnazlıklar ana istikameti değiştirmez.

Kısaca Süreç, duruma her şeyi kontrol ederek vaziyet eden İktidar gücü olmasa da ilerler. Devlet’in güvenlik ve diplomasi birimlerinin birikmiş bilgilerine dayalı refleksleri Süreç’i belki siyasî rekabetin hayı huyu dışında kendi tutarlılığı içinde götürmeye daha elverişli.

Türkiye bugün seçim kararı alsa, Süreç gibi çok hayati bir konu müstakbel iktidarın inisiyatifine ve iradesine bırakılsa, yap-boz tahtasına dönen mevcut durumdan daha sağlıklı bir ilerleme ve sonuçlar elde edilebilir. Asıl atılması gereken adımlar, infaz yasası, kayyım meselesi, yargı kararlarının uygulanması gibi ilerlemeler daha kolay sağlanabilir.

Umutlarımız dar bir alana sıkışmış değil. Demokrasi içinde çareler tükenmiyor. Demokrasinin sunduğu imkânlar umudu büyütmeye katkı sağlıyor.

Dünya barış gününüz kutlu olsun. Barış için umudunuzu kaybetmeyin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar