Mümtazer TÜRKÖNE
Karşılıklı yumruk saydırırken adalet duygusunu muhafaza edemezsiniz. Basit fıkralar bazen ezelî gerçekleri anlatır. Cezaevine düşen hırsıza koğuştakiler mutat suali soruyorlar: “Suçun ne?” Bütün ciddiyetiyle cevabı veriyor: “Hızlı koşmamak.” Ekleyince mesele anlaşılıyor: “Hızlı koşsaydım, polis beni yakalayamazdı.” Adam haklı. Hırsızlığı suç bellese yapmaz; kendisini yakalandığı için suçlaması doğal.
Kimse kendi davasının ne savcısı, ne de yargıcı olabilir. Cumhurbaşkanımız haklı; işi yargıya bırakmamız lâzım. Bizim elimizdekilerin tamamı “zan”. Bu yüzden mahkeme kararını verene kadar suçlu “zanlı” olarak anılıyor. Bize sadece zanlarımızı, adalet ölçüleri ve hukukun kullandığı soğukkanlı muhakemenin içinde muhafaza etmek düşüyor. Kaynağı “zanlılar” olan zanları bir araya getirip, bir ayrıntıyı aydınlatmak ve genel bir “zan”na ulaşmak bu yüzden adil bir yöntem.
Halk Bankası Genel Müdürü, evinde bulunan yüklü paranın Makedonya’da bir üniversiteye ve Çorum Osmancık’ta bir İmam Hatip Lisesi’ne bağış parası olarak gideceğini beyan etti. Hem bağışı yapan zanlı işadamı, hem de Osmancık Belediye Başkanı bu ifadeyi doğruladı. Bu soruşturmaya karşı savunma hattı kuran bir gazete “Operasyon İHL’ler ve vakıflar üzerinden din hizmetini hedef aldı” gerekçesini kullanıyor. Genel Müdür o ilçenin yetiştirdiği bir bürokrat ve adres soran bir bağışçıyı memleketine, gerçekten bir hayır işine yönlendirmiş. Yönlendirmekle kalmamış, bir de aracılık etmiş. Bu hikâyeyi, dolaylı bir şekilde doğrulayanlardan biri Başbakan’ın kendisi. Başbakan, önceki gün Havaalanı çıkışında, üzerinde çok düşünüldüğü anlaşılan şu cümleyi söyledi: “Milletin, tüyü bitmemiş yetimin eğer hakkını milletin kasasından çalan varsa bunun hesabını biz de hukuk da sorar.” Hesapça paranın Beytulmal’e ait olmadığı doğru; kullanılan İran halkının parası. Bütün bu ayrıntıları bir araya getirdiğiniz zaman ortaya şu bütünlük çıkıyor: Ambargo yüzünden İran’ın kullanamadığı para, Türkiye’de yıkanırken temizleme ücreti olarak bir komisyon alınıyor. Bu komisyon İHL’ler gibi, hükümet politikası ile desteklenen yatırımlara, bağış yoluyla kaynak oluşturuyor. Bu muhakemeyi takip ederken, rüşvet iddiaları ayrı bir başlık altında incelenmeli. Paralar transfer edilirken, birileri kişisel hesabına, taşıma veya aracılık ücreti alıyor.
Tekrarlayalım: Bu resim, soruşturma dosyasından sızan bilgilere veya muhalefetin suçlamalarına değil, doğrudan iktidar kanadının ve zanlıların savunmalarına dayanıyor. Hükümet, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin resmî bir bankası aracılığıyla milyarlarca dolarlık karapara işine vaziyet ediyor. Bu kısma, memleket faydasına olduğu için hiç kimsenin bir itirazı yok. İkinci aşamada bu hizmet karşılığı alınan komisyon, hükümetin din eğitimi politikasını finanse etmek için kullanılıyor. Üçüncü aşama, yani transfer edilen paranın tırtıklanması kısmı hükümet politikası ve kararının dışında bireysel suçları kapsıyor. Şu anda iktidar kanadının ve zanlıların savunmalarında ikinci kısım netleşmiş gibi gözüküyor.
Hükümet ne kadarının farkında bilmiyorum; ama ortada çok ciddi bir durum var. Kaziyye-i muhkeme: Banka para aklıyor, aklatan, aklayana para ödüyor ve bu para bir vakıf aracılığıyla hayır işlerine bağış olarak gönderiliyor. İtiraf veya kabul edilen bu durum, size çok masum ve doğal gelebilir. Çoğu kimse ahlakî olarak bu transferi onaylayabilir. Kişisel olarak Başbakan’ın şahsî siciline bir leke getirmeyebilir. Ama hükümet böyle bir tasarrufta bulunamaz. Denetlenmeyen ve kayda girmeyen böyle bir parayı kullanamaz. Bu iş gerçekten olduysa hükümetin başı çok fena belada demektir. Söz konusu olan milletin parası değil; ama devlet gücüne sahip olmayanların hiçbir şekilde tasarruf edemeyeceği bir paradan bahsediyoruz. Erdoğan Bayraktar’ın Başbakan’a yönelttiği suçlama da aynı probleme işaret ediyor.
Başbakan’ın ahlaken savunabileceği ama hukuken hesap vermekte çok zorlanacağı vahim bir durum var ortada.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.12.2025
7.12.2025
4.12.2025
2.12.2025
1.12.2025
30.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
25.11.2025
22.11.2025