Mümtazer TÜRKÖNE
Bir hükümet üyesinin, Ekonomi Bakanı Zeybekci’nin sözü olmasına rağmen ciddiye almanız gerekmiyor: “Türkiye’de bundan sonra başbakan olmaz, bakanlar kurulu başkanı olur.” İktidar ağustos ayı içinde el değiştirecek. Muhtemelen bu sözü söyleyebilen bakan gibi, Erdoğan’ın yakın çevresindeki birçok isim yeni iktidar kadrosunda yer alamayacak.
Ali Babacan’ın Bank Asya’ya Ziraat Bankası’nın talip olduğu şeklindeki açıklaması, bu bankayı batırmaya çalışan Erdoğan’a karşı bir savaş ilanıydı. Babacan bir bankayı değil, ekonomiyi ve güven ortamını savunuyor. Erdoğan’dan önce tepki, Erdoğan’ın danışmanı Yiğit Bulut’tan geldi. Devlet gücü ile banka batırma projesinin kimin eseri olduğu anlaşılıyor. Yakın zamanda bu ağır suçtan yargının karşısına kimlerin çıkacağı belli oluyor. Sorun şurada: Sona eren Erdoğan’ın bir türlü tamamlayamadığı kişisel otokrasisi. Yeni iktidar kişisel değil, kurumsal ayaklar üzerinde yükselmek zorunda. Bunun için Erdoğan’ın ödünç karizması ile onun kişisel kavgasını sürdürmeye kimse yeltenemez.
Başbakan’ı “padişahım çok yaşa” nidalarıyla Çankaya’ya omuzları üzerinde çıkarmak için bekleyenlerin hiçbiri, yeni iktidar kadrosu içinde kendilerine yer bulamayacak. Babacan’ın soğukkanlı duruşu, ülkenin gerçek ihtiyaçları ile uyumlu. Banka batırmak, ülkeyi batırmak demek. Yeni kabine de kısa zamanda, eğer seçilirse Başbakan’ın kişisel kavgasının uzağında kendini konumlandırmak zorunda.
“Padişahım çok yaşa” lafı, siyasetin evrensel dilini ve tabiatını ele veriyor. Aynısını bugün Commenwealth ülkelerinde Kraliçe’nin doğum günlerinde “long live the Queen” tezahüratı olarak işitebilirsiniz. İngiltere’de güç Başbakan’ın elindedir, “çok yaşa” lafı, Kraliçe siyasetin dışında olduğu için söylenir. Siyasetin bütün denklemlerini çözen asıl evrensel prensip “Kral öldü; yaşasın Kral” özdeyişinde vücut bulur. Dört kelimeden meydana gelen basit bir söz; ancak ilk yarısı ile ikincisi arasına gayet doğalmış gibi derin ve büyük bir uçurumu yerleştirme becerisinde siyaset kendi ifadesini bulur. İlk kısımda sesiniz hüzünle titreyecek, ağlamaklı olacaksınız. Birdenbire ikincisine geçerken yıldırım hızıyla sesiniz bir coşku ve sevinç tınlaması ile yükselecek. Birbirine zıt bu iki duygu arasındaki en kısa ve süratli teatral geçiş yeteneği, siyasî maharetin kapasitesini gösterir. “Kral öldü!”: Timsah gözyaşları ile ağlıyoruz. “Yaşasın Kral”: Yeni iktidar sahibini şaşkınlığa düşürecek ölçüde tebcil ediyoruz. Çok sevdiği bir yakınını kaybettiğini ve evladının dünyaya gelişini hastanede aynı anda öğrenen birinin içine düştüğü girdabı hayal edin. Gerçek hayatta pek karşınıza çıkmayacak bu ihtimal, siyasetin süratle değişen doğasının genel halini yansıtır.
Kısa mesafe koşucularının başlangıç çizgisindeki gergin bekleyişleri, iktidar partisindeki profesyonel siyasetçilerin bugünkü halini yansıtan bir fotoğraf karesi. Süratle hedefe doğru atılacaklar. Koku alma, görme, işitme yeteneklerini sonuna kadar kullanacaklar. Toplumdan gelen dip dalga nereye doğru akıyor? Tepelerde dolaşan “devlet kuşu” kimin başına doğru alçalıyor? “Padişahım çok yaşacılar”ın bir geleceği yok. Aynı anda derin bir hüzünle “Kral öldü” diye haykırıp, aynı derinlikli coşkuyla “Yaşasın Kral” diye bağırmak için son hazırlıklar yapılıyor.
Türkiye’de sessiz ve sakin bir şekilde iktidar el değiştiriyor. Erdoğan’ın kişisel iktidarı 17 Aralık’ta sona erdi; demek ki kurumsal iktidarın yeni sahipleri belirlenecek. Erdoğan 12 yıl boyunca biriktirdiği bütün sermayesini 17 Aralık’ta kendisini hukuk karşısında korumak için tüketti. Ölçü arıyorsanız piyasalara bakabilirsiniz. Piyasalar diken üstünde, güven arayışı içinde. Çare Erdoğan’ın kutuplaştırıcı nefret söylemi değil. Etnik ve mezhebî popülizm ile sayıca az olanlara karşı toplumdaki çoğunluk arasında bir nefret dalgası oluşturup bu dalganın üzerinde ustalıkla sörf yapabilirsiniz. Peki ülke ne hale gelir?
Hükümet “majestelerinin hükümeti” iken bile, krallar ancak Başbakan’ın ellerine verdikleri konuşma metnini okuyabilirler. “Padişahım çok yaşa”nın kimseye bir zararı olmaz; ama faydası da dokunmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025