Herhangi bir konuda Türkiye’nin takip ettiği istikrarlı bir politikası olduğunu söyleyebilir misiniz? Dümen tutmuyor, koca devlet gemisi rüzgâra ve akıntıya göre sürükleniyor.

Türkiye ekonomiden dış politikaya, iç güvenlikten Kürt sorununa kadar hemen hiçbir alanda yönetilemiyor. Bir kişi, günü kurtarmak bâbından kararlar veriyor ve ertesi sabaha kadar geri kalanlar bu karara teslim oluyor. Sonra yeni kararlar ve yeni operasyonlar. Kime ne faydası var? Dışarda sert rüzgârlar esiyor, içerde altımızdaki halı çekiliyor, çevremizdeki ateş çemberi daralıyor. Seri ve akıl dolu hamlelere ihtiyacımız varken iktidar politikası kilitlenmiş vaziyette basit refleksler bile veremiyor. Türkiye’nin herhangi bir konuda politikası nedir? Var mı bir cevabınız?

Meğer “iktidar medyası” tabirini yanlış kullanıyormuşuz; doğrusu “Erdoğan Medyası” imiş. Son zamanlarda Erdoğan Medya’sının, Davutoğlu’nu adeta tahkir eden yayınlarının, yazı işlerinde kararlaştırılamayacağı aşikâr. “Milletvekili listeleri Erdoğan tarafından yapılacak ve Davutoğlu’na bir kontenjan tanınacak” haberleri, aynı zamanda parti genel başkanı olan Başbakan’ı itibarsızlaştırmak için üretiliyor ve “patron Ak-Saray’da” mesajı veriyor. Demek ki Erdoğan’ın bu mesaj desteğine ihtiyacı var. Davutoğlu, son beş il kongresine katılmadı. Yüce Divan konusunda Başbakan’ın değil, Erdoğan’ın dediği oldu. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı yönetiminde yapılacak bakanlar kurulu toplantısına karşı sessiz bir pasif direniş sergiliyor. Bu toplantının tarihi sürekli erteleniyor. Ne dersiniz? Cumhurbaşkanlığı başkanlığında Ak-Saray’da bir kabine toplantısı mümkün olabilecek mi?

Daha önce yazdıklarımı tekrarlamalıyım. Türkiye’nin dört temel sorun alanı konusunda Erdoğan ve Davutoğlu farklı düşünüyor. Ekonomi, Barış Süreci, dış politika ve yolsuzluklar. Davutoğlu’nun tercihleri göreli olarak devlet aklını ve orta-uzun vadeli ülke-millet çıkarlarının analizini dikkate alıyor. Erdoğan’ınkiler ise 17 Aralık’ta dolaştığı çarşafı çözmeye ve otokrasisini takviye etmeye dayanıyor. Ekonomi’de Babacan’ın Orta Vadeli Programı başta olmak üzere yapısal reformlar Erdoğan’ın etrafındaki müteahhitlerin çıkarları ile çeliştiği için yapılamıyor. Dış politikada AB’den uzaklaşarak Rusya’nın karanlık ve soğuk sularında aradığı çareler, yolsuzluğu gölgelemek için hukuk ve demokrasiden uzaklaşmanın eseri. Türkiye demokrasi ve özgürlükler cephesinde yolsuzlukların üstünü örtmek için seri kayıplar veriyor. AYM’nin seçim barajını kaldırma teşebbüsü, Kürt sorununa çözüm yolunda önemli bir fırsattı, Erdoğan’ın tamamen kişisel olan hesaplarına uymadığı için kaçırıldı.

Üzerimizdeki yüklerin ve etrafımızdaki manevra sahasının daralmasının tek sebebi, iktidar siyasetinin sırtındaki yolsuzluk kamburu. Bu kambur olmasaydı ekonomi daha güçlü, dış politika daha itibarlı ve Barış Süreci daha dengeli ve sağlıklı olurdu. Neyin kefaretini ödüyoruz? 17 Aralık soruşturmaları patladığı zaman Erdoğan’ın istifa etmesi gerektiğini söylemiştim. Sebebi hak-hukuk talebinden önce bugünün zıvanadan çıkmış manzarasına dair bir öngörüydü. Şayet Erdoğan istifa etmiş ve iktidar partisi kendi içinde bir arınma fırsatı yakalamış olsaydı her şey mutlaka bugünkünden daha iyi olmaz mıydı?

Kamu bankalarının batık kredileri katlanarak artarken devlet gücü, tek bir bankayı batırmak için seferber ediliyor. TÜSİAD Başkanı “paralel yapı inandırıcı değil” dediği için, iş dünyasının büyük patronları yüklü vergi cezaları ile karşılaşıyor. Paris’te 3,5 milyon insanın basın özgürlüğü için katıldığı mitinge Davutoğlu, medya mensuplarını hapishaneye atmış bir ülkenin başbakanı sıfatıyla katılıyor. Bir tek kişinin, yolsuzlukların üstü örtülsün diye estirdiği devlet terörü yüzünden, Türkiye dünyaya rezil-rüsva oluyor, çıkarlarını koruyamıyor.

Kendi ayağımıza sıkmak değil bu; biri eline makineli tüfek almış, her gün yeni bir şarjör doldurup gözünün kestiği yere seri atışlar yapıyor; canı kime sıkılmışsa, hem de en yüksek noktadan. Günü kurtarmaya dayanan politikalarla duvara geldik dayandık. Demek ki aklı ve gücü yetenlerden gelecek etkili bir teşebbüs için vakit yaklaşıyor.