Mümtazer TÜRKÖNE
Dün, Ali Bulaç’la birlikte Silivri’de Hidayet Karaca’nın ziyaretine gittik. İnsan, ister istemez derin bir duygu seline kapılıyor.
Yıllar, yıllar önce benzer duyguları Pınarhisar’da Tayyip Bey’i ziyaret ederken yaşamıştım. Dünün mazlumunun bugünün muktediri olarak karşınızda durması çok acı. Demek siyaset söz konusu olunca “Ne oldum?” sorusu değil “Ne olacağım?” sorusu önemli. Hidayet Bey haksızlıkla, açık bir zulümle karşı karşıya. İddia edilen suçla, cezaevindeki kişi arasında mantıklı bir bağ olmadığını adınız gibi biliyorsunuz. Hatta tersine, hukuksuz güçlerini daha fazla hissettirmek için bu mantık bağına ihtiyaçları olmadığını gözünüze, gözünüze sokuyorlar. “Sorgulamayın ve itaat etmeyenlere ne yaptığımızı görün” diye ihtar ediyorlar. Hidayet Bey, Türkiye’de en çok takipçisi olan televizyon grubunun genel müdürü. Göz önünde ve tanınmış bir medya mensubu; dünyanın en halim-selim insanlarından biri ve son derece mütevazı bir kişiliğe sahip. Silivri’de “silahlı terör örgütü mensubu olmak”tan tutuklu. Silaha herhalde hayatı boyunca sadece askerde eğitim yaparken veya nöbet tutarken dokunmuştur. Hayatını da, mesleğini de, silaha ve her türlü şiddete karşı çıkarak geçirdiğine bütün tanıyanlar şahittir. Aksini tek bir kişi bile iddia edemez. Tanınmış bir medya mensubunu dört duvar arasında tutmak için öne sürülen “silahlı terör örgütü mensubu olmak” suçlamasının saçmalığını göstermek için, tek bir soru sormanız yeterli: “Hani silah nerede?”
Hidayet Karaca’nın cezaevinde bulunması, her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başını öne eğdirecek bir ayıp. Hem de çok katmerli bir ayıp. Aklı ve ortalama bir vicdanı olan hiç kimseye, bir dizi senaryosu yüzünden tanınmış bir medya mensubunun cezaevinde tutulmasını açıklayamazsınız. Nitekim açıklayamıyorsunuz. Avrupa Parlamentosu’nun oybirliğine yakın aldığı ve Hidayet Karaca’ya doğrudan atıf yapıldığı karar, durumun vahametinin bir göstergesi.
Hidayet Bey tevekkül içinde, “demokrasi nöbeti” tuttuğunu söyledi. Hayır ve şerrin Allah’tan geldiğini bilen bir mü’min eza ve cefaya katlanırken, o karanlıktan bir aydınlık çıkması için dua eder. Hidayet Bey görevinin büsbütün bilincinde, cezaevine atılmış bir mücrim gibi değil, burcun tepesinde kaleyi koruyan gözü pek bir muhafız gibi vakur ve dimdik. Hepimiz adına koruduğu demokrasi için yine hepimiz adına bir fedakârlığa katlanıyor sadece.
Hukuksuzluk ve zulüm, çaresizliğin ve zayıflığın işaretidir. Hem haklı, hem de güçlü olan kendisini de var eden hukuku bu kadar pervasız neden çiğnesin?
Hukuk önce rüşvet ve yolsuzluğun üzerini örtmek için çiğnendi. Sonra “hırsız var” diye bağıranları susturmak için. Bu kadar zulüm, sağlam dişleri söker gibi devletin çivilerinin teker teker çıkartılması bu yüzden. Hidayet Karaca bu yolsuzlukları ve hukuksuzlukları teşhir eden, namuslu vatandaşlar adına takip eden bir medya sorumlusu olduğu için içeride. Gerisi bahane ve hepimizin kaderi onun kaderine bağlı.
Şayet Putin ile varılan mutabakat üzerinden, AB’ye alternatif olan Çin-İran coğrafyasına doğru rota dönmemiş olsaydı, Hidayet Bey’i tutuklamayı göze alamayacaklardı. O günlerde AB’ye dönüp “almazlarsa almasınlar” diyen Erdoğan ile dün kabine toplantısı yapan Başbakan “Avrupa ile bütünleşmenin kararlı yürüyüşüne devam edeceğiz” diye açık taahhütlerde bulunduğuna göre rota yeniden değişti. Bu taahhüdü garanti etmek için “ülkemizde her türlü basın özgürlüğü teminat altındadır” demek yetmiyor, bir de bunu fiilen göstermek gerekiyor. Hidayet Karaca’nın cezaevinde bir dizi senaryosundan dolayı tutuklu bulunduğu, Ekrem Dumanlı’nın, bir haber iki yazıdan dolayı tutuksuz yargılandığı bir ülkede basın özgürlüğü olduğuna kim inanır?
Bu kadar zulüm ve hukuksuzluğun sebebi olan acz ve zayıflık yüzsüzlükle tamamlanıyor ve dönüp bize “Neden Türkiye’yi Avrupa’ya şikayet ediyorsunuz?” diye soruyorlar. Cevap: En temel insan hakkı konusunda, basın özgürlüğü faslında siz kendi vatandaşlarınızı neden elâleme muhtaç ediyorsunuz?
Hidayet Karaca’nın demokrasi nöbeti devam ediyor. Gelecek için endişeniz olmasın.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025