Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
Erdoğan’ın saray darbesi
14.05.2015
2247

 Bütün debdebesi, israfı ve iddialı duruşuyla Ak-Saray siyasetin ana mekânına dönüşünce, saray entrikalarının olağan politika tarzı haline gelmesi kaçınılmaz.

“Saray darbesi”, toplumda ve siyasette karşılığı olmayan, saray odalarında kişisel hesaplarla kurulan ve değişen iktidarları ifade eden bir deyim. Saray hiçbir zaman doğrudan yönetmez; yönetenleri belirler, kontrol eder ve canı istediğinde değiştirir. Kullanılan araç sadece entrikadır. Tarihteki zirvesine İstanbul’da ulaştığı için “Bizans entrikası” tabiri bize pek yabancı değildir.

Ergun Özbudun hocamızın dört savcı ve bir hakimin meslekten ihracı hakkında “hukukun sonu” sözünün üzerine söylenecek bir söz yok. Hukuk iki hakim tutuklandığı zaman bitti, savcıların meslekten ihracı güç sahibinin, kendi koyduğu kanun düzenine bile uymadığını gösteriyor. Hukuk yok, kanunlar askıda, aslında siyaset de yok. Devrede olan sadece entrika. Peki amaç ne?

Dört savcı ve bir hakimin ihracı kanunî prosedüre uyulmadan yapıldı. Savunmalar alınmadı, sürelere riayet edilmedi. Belli ki Saray bir güç gösterisi derdinde. Üstü kapalı değil, üstüne basa basa “bu işler benim emrimle oluyor” mesajı kamuya açık ilan şeklinde servis ediliyor. Cumhurbaşkanı’nın yargı mensupları hakkında “tutuklamalar devam edebilir” sözüne “görünen o” eklemesi açık bir “yargıya müdahale” mesajı değil mi? Kamu adına davacı kim: Savcılar. Peki davalı? 17-25 Aralık’ın davacısı ile davalısı arasındaki ihtilaf, alenî biçimde “davalı” tarafından hükme bağlanıyor. Cumhurbaşkanı’nın mesajından 17/25 savcılarının tutuklanacağı anlamı çıkıyor.

Hukuk sona erdi, siyaset bitti; sadece saray entrikalarından bahsediyorsak mantıklı tek soru kalıyor: seçime çeyrek kala kamu vicdanını yaralayacak bu alenî hukuksuzluk hangi akla hizmet ediyor? Yolsuzluk ve hırsızlık, sırf ülkede istikrar kaybolmasın diye sineye çekilmişken, istikrarın asıl teminatı olan hukukun yok edilmesine sandığa gidecek seçmen nasıl rıza gösterecek? Diktatör, despot, zorba, tiran türünden eleştiri okları seçim sahasının köşe taşlarını oluştururken muhalefeti haklı çıkarmak için bu çaba niye? Ne yani, Kuzey Kore’de uyuyan bakanın idam edilmesi gibi, “iktidarın yolsuzluğunu soruşturan savcılara-yargıçlara idam cezası”na mı hazırlık yapılıyor?

İlk ihtimal, tabloyu en basit ve bize sunulduğu şekilde anlamak. Biri toplumun güce taptığına ve keyfiliği aşikâr eden güç gösterileri karşısında çılgınlar gibi coşkuya kapıldığına inanıyor olabilir mi? Hem kendisinde keramet vehmedecek hem de kitlelerin tasaddi edecek zorba arayışına “işte o benim” diyerek cevap verecek. Bana pek mümkün görünmüyor. Yine de siyasetin doğrudan psikiyatristlerin ilgi alanına giren bireye özgü karanlık bir alanı barındırdığını unutmayalım. Demokrasiyi hiç olmazsa arada sırada çıkan sandıkla muhafaza eden bir toplumda saray ihtişamı ve israfı akla uygun mu? Diyanet İşleri Başkanı’nın iade ettiği Mercedes hakkında, “haberim olsaydı engel olurdum” itirazının sandığa yansıması nice olur? Halk ihtişama ve israfa, zorbalığı da onaylayarak destek verecek. Sizce mümkün mü?

İkinci ihtimal için sarayın entrika üretme yeteneğinin sınırlarını zorlamamız lâzım. Erdoğan, Davutoğlu’nun ve AK Parti’nin bir seçim hezimeti yaşamasını istiyor. Arkasından sıralayacağı “hata yaptılar, yönetemediler, beceremediler” eleştirileri ile sadık bendelerden oluşan bir ekibe partiyi emanet ederken, kurulacak koalisyon hükümetinin önüne de sürekli takozlar koyup, yaklaşmakta olan ekonomik krizi de fırsata çevirip bir yıl içinde ülkeyi erken seçime götürebilir. Hesap: Halk ölümü görüp sıtmaya razı olacak ve “Türk tipi başkanlık sistemi” dışında ufukta çare kalmayacak. Nasıl? Bu saray entrikası size inandırıcı geldi mi?

Üçüncü ihtimal, bu güç gösterisini askere yönelik bir aba altından sopa göstermek şeklinde okumak. Yargı şimdilik kaydıyla kontrol altında, sulh ceza hakimlikleri işliyor. Balyoz ve Ergenekon davalarının nihayete ermesinden sonra ortaklık sona erecek. Eğer öyleyse bu entrikanın bileşenleri  zengin bir çeşitlilik arz ediyor.  Yarın devam edelim.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar