“İktidar IŞİD'i destekliyor mu?” yerine soruyu başlıktaki gibi tersten sorup, aynı cevabın peşine düştüğünüz zaman gözden kaçanlar önümüze patır patır dökülüyor. IŞİD, Türkiye'de kimi iktidarda görmeyi tercih ediyor?

“AK Parti Hükümeti'nin politikası istikametinde Devlet'in istihbarat ve operasyon birimleri IŞİD'e kol-kanat geriyor mu?” PKK, her fırsatta bu soruya iddialı bir “evet” cevabı veriyor. Kimsenin elinde bir delil yok. MİT TIR'ları olayı, Suriye iç savaşına müdahil olmanın delili; IŞİD'e yardımın değil. Her türlü istihbarî bilgiye sahip ABD'nin bile böyle bir iddiası yok, sınır geçişlerinin kontrolünü talep ettiğine göre demek ki sadece gevşeklikten şikâyetçi. Mantık da devlete egemen aklın IŞİD ile işbirliğine müsaade etmeyeceğini söylüyor.

Sorun şurada. Türkiye, Suriye'de nizamî devlet normlarının dışına çıkarak operasyonel moda geçti. Türkiye bölgede ağırbaşlı devlet itibarını Suriye operasyonlarında bozuk para gibi harcarken, IŞİD tam tersine kendisini nizamî bir devlet olarak kabul ettirmek telaşında. Devlet olma iddiası, diğer devletlere karşı bir diplomasi gerektirir. Daha kolay anlaşılması için IŞİD kısaltmasını açarak soralım. Irak-Şam İslâm Devleti'nin Türkiye politikası nedir? Elindeki en güçlü silahı, yani terörü Türkiye politikası için nasıl seferber ediyor?

Mart ayında Bağdadî'nin dışardaki bütün militanlarını çağırmasına rağmen Türkiye'dekileri yerinde tutması, uyuyan hücrelerin vakit tamam olunca başlayacakları terör eylemlerinin işareti olarak yorumlandı. IŞİD'in terör üretme kapasitesi konusunda kimsenin şüphesi yok. Tunus, Katar ve Fransa'da eşzamanlı yaptığı şiddet eylemlerinin benzerine Türkiye'de teşebbüs etmedi. Eder mi? Türkiye'ye dair hesaplarına göre edebilir.

Suruç'taki vahşi eylemin hedefi belli ki PKK, ama daha çok Kürt siyasetine Türkiye'deki sempati desteği idi. 32 kişinin tabutuna kazınan mesaj şu olmalı: “Benim işim PKK ile, siz ondan uzak durun.” Bu katliam, Türkiye sathında IŞİD'in PKK ve HDP hedeflerine yönelik saldırılarının da başlangıcı olabilir. PKK'nın ve HDP'nin karşılık olarak ürettiği akıl tepkisel ve kısır bir akıl. 6-7 Ekim Kobani olaylarında olduğu gibi PKK IŞİD'den darbe yiyince hemen AK Parti İktidarı'nı ve güvenlik birimlerini hedef alıyor. Suruç'un karşılığı olarak Ceylanpınar'da iki polisin hırsız tekniği ile uykusunda şehid edilmesi, alçakça bir vahşetin yanında tam bir mankafalık örneği. IŞİD'in değil, IŞİD katliamını çözecek polisin hedef alınması ve bu cinayetin Suruç'un misillemesi olarak ilan edilmesi Bağdadî'yi çok mutlu etmiş olmalı. IŞİD, Kobani'de, Telabyad'da PKK'ya karşı yürüttüğü savaşı İstanbul'un varoşlarına taşıdığı zaman Kürt siyasetçiler kimden yardım isteyecekler?

PKK, IŞİD saldırılarının rövanşını Türkiye'den, güvenlik güçlerinden ve İktidar'dan alarak, aptalca bir denklem oluşturdu. Erdoğan'ın erken seçim planı işte bu denklem üzerinden yürüyor. IŞİD vuracak, PKK sağa-sola kudurmuş gibi saldıracak, HDP okkanın altına girecek ve oyları düşecek. Sonuç: AK Parti yeniden tek başına iktidara gelecek.

Erdoğan, Türkiye'yi seçime götürmek istiyor. MHP de, CHP de durumun farkında. AK Parti tek parça iktidarı ancak HDP ile karşılıklı sallandığı tahterevallideki ağırlığını artırarak, HDP'yi de hafifleterek sağlayabilir. Çözüm Süreci durup dururken neden bitti? Erdoğan HDP'ye yönelik genel taarruzu neden başlattı?

Rakka ve Musul'da hakim olan gücün, bütün bu iktidar formüllerini tek kalemde çözmesi ve kendi çıkarına uygun strateji geliştirmesi ve belirlediği hedeflere uygun terör ihracına girişmesi çok mu zor? Bizim aklımız neden tatile çıkıyor? IŞİD terörü Türkiye'de ince iktidar hesaplarının belirleyici parametrelerinden biri. IŞİD, Türkiye'de yeniden silaha sarılmış bir PKK'ya ne der? Asıl önemli soru: İktidarda kimi görmek ister. Alın size bizim derenin taşıyla vurulmuş iki kuş.

IŞİD'in iktidar hesaplarına verdiği bu gönüllü destekten dolayı kimseyi suçlayamayız. Ancak bu hesabın AK Parti değil, PKK aklı üzerinden yapıldığını da gözden kaçıramayız.