Mümtazer TÜRKÖNE

Mümtazer TÜRKÖNE
Mümtazer TÜRKÖNE
Tüm Yazıları
İktidar medyası ağır baskı altında!
4.02.2015
1487

 Sabah-ATV medya grubunun finans kaynağına dair iddialar, 17/25 Aralık'ın önemli dosyalarından biriydi.

TMSF'den bir milyarı aşan fiyatla satın alınmış olan bu medya grubu için bugüne kadar kimsenin cebinden beş kuruş para çıkmamış, hep kamu bankalarından alınan kredilerle finanse edilmiş, o kadar ki bu kredilerin faizleri ve hep devam eden zararları bile banka kredileri ile karşılanmış. Dün gazetemizde "Sabah-ATV'nin para kaynağını kim araştıracak?" başlığıyla çıkan haber, bugünkü patronların sadece kamu bankalarından alınan borçlarının sahipleri olduğunu hatırlatıyor. Borç baskısı çok büyük. Bir koalisyon hükümeti bile bankaları normal-kanuni düzene çektiği zaman bu patronlar hemen batar. Sadece medya şirketlerini değil, bütün servetlerini kaybeder, cıscıbıldak ortada kalırlar.

17/25 Aralık'ın gerekçesini oluşturan "kamu rantı yaratma ve dağıtma düzeni", demek sanıldığı gibi çok kârlı değilmiş. Büyük ihaleler, büyük krediler, devlet garantileri karşılığında her yandaş işadamına kesilen racon, meğer iliklerini kurutacak kadar kabarık faturalarmış. Bir de dövizin dizginlenemez yükselişini ve üstlendikleri faturanın bugünlerde katlanarak büyümesini hesaba katın. İşleri çok zor. Ayakta kalmaları sadece kimsenin sorgulayamayacağı bir dikta düzeninin kurulmasına bağlı. Aksi takdirde her şeylerini kaybedecekler. Bu yüzden "iç savaş mı, iktidar mı?" ikileminde bile tutacakları taraf belli. Adamlar korku içinde, geceleri uyuyamıyorlar; ne yapsınlar?

Daha kötüsü de var. Kamu rantından elde edilen kolay para ile finanse edilen medya, iktidarın serin gölgesi ve geniş imkânları altında gevşiyor ve mesleki beceriler yukardan gelen basınç altında buharlaşıyor. İktidar medyası, meşruiyet kazandırmak, iktidarın devamını sağlamak, kısaca iktidarı yeniden üretmek için finanse edilir. Gazetecilik yapmak için para yetmiyor. Korku ve panik hali aklî melekeleri dumura uğratıyor; gazetecilik bir kara propaganda aracına dönüşüyor ve foyası kısa zamanda açığa çıkan yalan haberlerle asıl sermayesi olması gereken güven ve inandırıcılığını kaybediyor. Hasbelkader o tarafta kalan isimlerin -Nazi'lerin insan yağından sabun imalatına göndermede bulunalım- yağlarından sabun yapıp kirli ellerini yıkıyorlar. Böylece sürekli eli kalem tutanların beyniyle beslenen bir öğütme makinesine dönüşüyorlar. Bugün iktidarın işsiz bıraktığı gazetecilerin tamamının hâlâ itibarı, şanı-şöhreti var; şartlar normale dönse kapıları çok aşınır. Peki 17/25 Aralık'tan sonra iktidar saflarında kalanlardan tek bir tanesini bile telefonla arayan çıkar mı? Ne dersiniz?

Panik ve korku içinde tek mesele neye mal olursa olsun iktidarı ayakta tutmak olunca, medya kiri-pası temizlemekle görevli tuvalet kâğıdına dönüşüyor. Bu kadar düzeysiz, kalitesiz ve bön olmaları, cephane standardına uyma mecburiyetlerinden. Dikkat ederseniz öne çıkan havuz yazarlarının tamamı küfür, hakaret ve tehditle sınırlı bir kelime dağarcığına sahipler. Finans kaynakları daraldığı ve tehdit altında olduğu için kendi aralarında rekabete girince, koordine olmaları da imkânsız hale geliyor. Bu kadar değersizleşip etkisini kaybedince sarayın da pek fazla umurunda olmuyorlar. Terk edilmiş evcil hayvanlar gibi, kaybettikleri içgüdülerini yoklayıp yukarının "ne istemiş olabileceği"ni kestirmeye çalışıyorlar ve habire baltayı taşa vuruyorlar.

Hakan Albayrak, neyi savunursa savunsun parayla satın alınacak biri değildir. Amaç meşruiyet ve güç üretmekse Diriliş Postası, Sabah'ın on katı daha değerlidir. Albayrak'ın isyanına bir bakın, paralarının telaşındaki tüccar takımı, bu mütevazı gazetenin bile finans kaynaklarına yaklaşmasına izin vermiyormuş.

Korku ancak korkuyla durduruluyor. Saray, havuz medyasının iflasın kıyısında seyreden patronlarını teskin etmek için hükmü altına alamadığı bütün medya gruplarına savaş açtırıyor. İpek Grubu'na yapılan baskın, Doğan Grubu'nun "terörist" ve "hain" olarak ilan edilmesi bu sebepten. Peki ne oluyor? Hedefler çoğaldıkça korku da büyüyor; titremekten haberler de yazılar da titrek titrek çıkıyor. Velhasıl, iktidar medyası çok ağır bir baskı altında bulunuyor.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar