Mümtazer TÜRKÖNE
Ensar Vakfı, 37 yıl boyunca birçok hayırseverin fedakârlığı, emeği ve katkısı ile bugünlere gelmiş köklü bir kuruluş. Üzerlerine bir leke yapıştığı zaman adı TÜRGEV, KAİMDER olsun, bu tür vakıf veya dernekleri aynı kadro ve imkânlarla başka isim altında sürdürmek de mümkün. Sorun iktidarla aralarındaki mesafede. Hiç geçmişte, askerî vesayet dönemlerindeki ağır baskı şartlarında bile dinî motifle hizmet veren bu tür STK’larla ilgili en küçük bir şikayet duydunuz mu?
Ensar Vakfı Başkanı İsmail Cenk Dilberoğlu, Kılıçdaroğlu’nun iddialarına uzun bir açıklama ile cevap vermiş. İnanın çoğu insan Kılıçdaroğlu’nun suçlamalarından, havuz medyasının çarşaf çarşaf tam metin halinde yayımladığı Ensar Başkanı’nın birçok detay içeren açıklaması ile haberdar olmuştur. Mesela iktidarın sorumluluğu faslında üzerinde en çok durulan “Millî Eğitim’in yönetmeliğine aykırı şekilde ortaokul düzeyinde yurt açmak yasak iken Karaman skandalının vuku bulduğu yurt kimin izniyle açılmış?” sorusuna, Ensar Başkanı bu yurtların ‘misafirhane’ ismiyle hizmet verdiğini söyleyerek açıklık getiriyor. ‘Genel olarak’ istisna kaydı ile, ortaokul öğrencilerine yönelik yurt ve ev hizmeti sunmadıklarını da itirafına ekliyor.
Ensar Vakfı Başkanı’nın henüz soruşturma safhasında olan olayla ilgili açıklamalarında iki sakatlık mevcut. Birincisi soruşturmayı etkileme gayreti. Bu açıklamanın çizdiği istikametin dışına çıkabilmeleri için savcının da, yargıçların da çok cesur davranmaları gerekecek. İkincisi ise doğrudan Milli Eğitim ve İçişleri Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü üzerinden iktidar sorumluluğunu açığa çıkartan itiraflar; ‘misafirhane’ ismiyle ortaokul öğrencilerine yurt hizmeti verilmesi gibi.
Ensar Vakfı Başkanı, başındaki kurumu hakkıyla savunuyor. Peki, bu hataların birinci sıradaki sorumlusu olan iktidardan Ensar Vakfı’nı savunmak yerine kendi sorumluluklarına terettüp eden husularda neden ses çıkmıyor? Savcılığın Ensar için Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne, KAİMDER için Valilik Dernekler Masası’na yazdığı fezlekeler dışında sorumlular hakkında resmî bir işlem duyan var mı?
Peş peşe birçok sorunu sıralayabilirsiniz. Birincisi iktidar sorumluluğu açıkça ortada duran bu soruşturmanın selameti. İkincisi, iktidara yakın dernek ve vakıflarda benzer skandalların üstünün örtülmeyeceğinin teminatı. Üçüncüsü Milli Eğitim ve valilikteki sorumluların hesap verme ihtimali. Hiçbiri konusunda emin değilseniz, devlet gücüyle dindar nesil yetiştirme projesini sorgulamadan bu skandalları engelleyemezsiniz.
Süleyman Hilmi Tunahan Hocaefendiye, Hizmet Hareketi’ne ait ve onlar gibi iktidara mesafeli olup da hizmet veren çok sayıda tarikat ve cemaatin yurtlarında neden benzer skandallar yaşanmıyor? Sebebini siyasetin kör ettiği gözlere sokmak lâzım. Biri imanıyla-inancıyla hizmet ediyor, ‘hesap günü’ korkusuyla 24 saat gözlerini ‘emanetler’ için sonuna kadar açıyor, yanlış giden bir şey görünce müdahale ediyor. Öbürü mesai saatleri esasına göre sadece amirine hesap veriyor. Sapıklar da mesai dışında iş görüyor. Karaman olayında bütün iktidar sözcülerinin skandala değil, sorumluluğa odaklanmaları boşuna mıydı? Bu sorumluluktan kaçma çabaları, benzer olayları azdırmaz mı? Sapıklara ‘Gelin nasıl olsa üstü kapanır’ diye davetiye çıkarttıklarının farkındalar mı?
Bu dönem kapandığı zaman dindar insanların zihninde uzun süre kapanmayan yaralar kalacak. Saray iktidarı dine ve dindar nesil projesine iktidarının tutkalı nazarıyla baktı. Siyasetiyle dindarlık çeliştiği zaman tereddütsüz siyasî çıkarını tercih ettiğini, dershane tartışmasından başlayarak gösterdi. Bugün bütün acımasızlığı ile süren ‘paralel avı’nın neresinde dine, inanca dair bir öncelik var? İktidar gücü kullanarak iktidarına rakip gördüğü insanları yok etmeye girişmenin bırakın dini, hangi ahlâk kuralında yeri var? Aynı çabayı getirip Karaman skandalına uyarlayın ve takip edin. Benzer olayların önüne geçmek için kararlılık, siyasî çıkar kaybı demek. Bu yüzden Ensar’dan önce, iktidarın hesabına ve sorumluluğuna dikkat kesilmeliyiz.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2025
3.08.2025
31.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
16.07.2025
10.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
24.06.2025